Son Dakika Haberler

Ramazan Çınar

Ramazan Çınar

​Büyümenin Nedeni

06 Eylül 2021
Ekonomik verilere baktığımızda Türkiye 2021 yılı 2.Çeyrek döneminde yıllık bazda %21,7 büyüme ile rekor kırdığını görüyoruz. Çeyreklik bazda baktığımızda ise büyüme %0,9 olarak gerçekleşmektedir. (Önceki %1,7)

Büyüme oranın bu kadar yüksek olmasına literatürde baz etkisi denir.  Baz etkisi; incelenen iki dönemden ilkinde ortaya çıkan daralma ya da az büyüme sonrasında meydana gelen değişim ile oluşan yanıltıcı etkidir. Yani bir önceki dönemde kaynaklana küçülme ya da çok düşük büyümelerden sonra gerçekleşmiş olmasıdır. Grafikte görüldüğü üzere 2020 yılı 2.çeyrek verilerinde ülkelerin ekonomilerinde kapanmaların etkisiyle daralmalar (küçülmeler) meydana gelmiştir. Salgının etkisinin azalması ve aşının yaygınlaşması sonucunda ekonomiler açılmış ve canlanma meydana gelmiştir. İşte bu büyük değişimin nedeni baz etkisidir. Diğer taraftan 2021 yılı 1.çeyreğine göre büyümenin %0,9 olmasının nedeni ekonomilerin açık olmasıdır. GSYH bir dönem öncesine kıyasla %0,9 oranında yükseldi. Bunu yıla genellersek ki gelişmiş ülkelerin bazıları bu şekilde yapıyor 2021 yılında %3,6 büyüme gerçekleşmiş olur bu durumda bizim genel büyüme ortalamamızın çok altında bir rakam olur. Diyeceğim şu ki rakamalar tabi ki bizlere bilgi verecek ama nereden, nasıl ve neyi baz alarak değerlendirme yaptığımız da önemlidir. Diğer ülkelere de baktığımızda daralmalar sonrası hepsinde ciddi bir büyüme meydana geldiği görülmektedir. Kendimizi kandırmamıza gerek olmadığı net bir şekilde görülmektedir. Bazı ekonomiler 2020 yılı Q2 göre daha az büyüme gerçekleştirmiş bunlar tam olarak salgının etkilerinden kurtulamadıklarını göstermektedir. Bizim gibi salgın dönemindeki daralmaya göre daha fazla büyüyen ekonomiler ise salgındaki kayıpları fazlasıyla aldığını göstermektedir.
 
Ülkemizin büyüme detaylarına baktığımızda ise; Makine yatırımları %35,2, Hanehalkı harcamaları % ve İnşaat yatırımı %12,2 büyüme gerçekleşmiştir. Diğer taraftan ihracat ve ithalat rakamlarına baktığımızda ise; 2021 Ocak-Tem: 121,3 milyar $ İhracat (%34,9 artış), 146,8 milyar $ İthalat (%25,8 artış) gerçekleşmiştir. Büyümedeki ihracatın katkısı 3’te 1 ile Türkiye tarihinde bir ilk olmuştur. İhracattaki artış makine yatırımlarına da yansımaktadır. Üretimin artması ve bunun ihracata dönüşmesi güzel bir durum. Katma değerli ürünler ile daha fazla gelir elde etmeliyiz. Peki Türkiye’nin ihracata dayalı büyüme modeli sürdürülebilir mi? Bu durumun avantaj ve dezavantajları neler olacak? Önümüze çıkacak olan fırsatlar ve engeller neler olacak? Bu soruları düşünerek planlamalar yapmalıyız ve ihracatın artışına katkı sağlamalıyız.

Bu büyümenin nereden, nasıl geldiği kısmı ile kimse pek ilgilenmek istemiyor çünkü son 2 yılda dünyanın yaşamış olduğu sorunlara baktığımızda gelişmekte olan ülkelerin küresel büyümeden aldıkları pay %40 gerilemiştir. Bu yüzden büyüme olsun da nasıl olursa olsun mantığı hâkim olmuştur. Büyümenin toplumun tamamına yansıması, sürdürülebilir olması ve nitelikli olması önemli.

Olumsuz konulardan bir tanesi ve hatta en önemlisi ise bu büyümenin temele yayılmamasıdır. Yani ücretlerin GSYH içindeki payının büyümeye rağmen azalmasıdır. Ücretli kesimin GSYH’den aldığı pay %32,9 olmuş. Geçmiş dönemlere baktığımızda; 2019 bu pay %36,7. Çeyreklik bazda baktığımızda ise; 2019 Q2’de ücretli kesimin aldığı pay %3,8 ve 2020 Q2’de ücretli kesimin aldığı pay %2,6 olmuştur. Ücretli kesimin aleyhine olan bir durum. 2021 yılı Q1’de 8713 $ olan kişi başı milli gelir, Q2’de 8592 $ gerilemiştir. Gelir dağılımdaki eşitsizliğin giderilmesi ve büyümenin toplumun tabanına yayılması gerekiyor. Bunun içinde; düşük enflasyon, kur istikrarı, öngörülebilir politikalar, istikrar ve sürdürülebilirlik gerekiyor. 

Saygılarımla…4.9.21

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”