Ekonomilerde yaşanan küçülme, işsizliğin artması ve düşen talebi canlandırmak için para basılmaktadır. 2008 Küresel krizi ile başlayan “ parasal genişleme “ dönemin Fed Başkanı Bernanke’nin 2012’te yaptığı açıklamayla bitmeye başlamış fakat QE3 sürecinin tamamlanması ve etkileri 2015 yılına kadar devam etmiştir.
Covid19 krizi ile 2008 küresel krizi arasındaki benzerliklerden birisi de bol para döneminin yaşanmasıdır. Günümüzde yaşanan parasal genişlemenin de 2022 yılına kadar devam etmesi muhtemeldir. Paranın maliyetinin ucuz ve paraya ulaşımın kolay olmasıdır. Aslında burada para basılmasından ziyade;
Basılacak para miktarının nasıl belirlendiği,
Para basma kriterleri
Parasal Genişleme sürecinin ne zamana kadar devam edeceği,
gibi sorular kafalarda yer almaktadır. Basılan para kısa vadede enflasyon oluşturmaz ama ihtiyaçların doğru belirlenmesi ve ona göre basılması sürecin daha kısa sürede atlatılmasını sağlayacaktır. Piyasalar toparlanmaya başladığı zaman para bolluğunun yaratacağı sorunları da planlamak ve bu dönemde piyasadan fazla paranın nasıl çekileceğini belirlemek gerekmektedir. Basılan paraların bütçe dengesi içinde ve bütçe kurallarına uygun harcanması planlanmalıdır. Bütçe disiplininden sapmamaya dikkat ederek, özellikle kamu harcamalarında tasarruflar yapılmalıdır.
Dünyanın üretimi bir yerde toplamanın yanlış olduğu kanısına vardığı bu günlerde ve Çin’e karşı oluşan olumsuz hava nedeniyle biz de bu durumdan kendimize pay çıkartmalıyız. Bol para döneminde üretime ağırlık vermeli ve sanayiyi desteklemeliyiz. Çin’in kaybedeceği üretim miktarını kendi lehimize çevirmeliyiz. Kaynakları doğru ve planlı kullandığımız takdirde krizi fırsata dönüştürmüş olacağız. Doğru planlama bize hem kaynak girişinde hem de doğrudan yabancı yatırımlar sayesinde katkı sağlayacaktır. Bu durumun işsizliğin azaltılması, üretimde know-how, cari açığın azaltılması ve sermaye girişine doğrudan katkısı olacaktır. Parasal genişleme ile yine inşaata ve tüketime dayalı bir ekonomik model belirlemek birkaç yıl sonra tekrar bazı sorunları yaşayacağımız aşikârdır. Sonrasında ise Türkiye’nin kronik bazı sorunları var diye belirtmek çok da doğru olmamaktadır. Einstein’ın söylediği gibi “Aynı şeyleri yapıp her seferinde farklı sonuçlar beklemek” olacaktır.
Saygılarımla…21.06.2020
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Bu site deneyimlerinizi kişisellesştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.
Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.