​AHLAK

‘’Müşteriyi kazıklamanın ‘ticari zeka’, halkı sürekli kandırmanın ‘siyasi zeka’, ambulans arkasına takılmanın ‘pratik zeka’, şike yaparak kazanmanın ‘sportif zeka’, niyeti suiistimal etmenin ‘kıvrak zeka’, olarak algılandığı bir ülkenin zekaya değil, ahlaka ihtiyacı vardır.’’
 Prof.Dr. Aziz Sancar’a ait olduğu iddia edilen bu sözden hareketle hava gibi su gibi ihtiyacımız olan ahlak, tartışmasız herkesin ve her kesimin sıkı sıkıya tutunması gereken en önemli ve öncelikli değeridir. Gelişmişliğin ölçüsü ne olursa olsun ahlaktan yoksun bireylerin oluşturduğu bir toplumun geleceği yoktur. Ahlak yoksa imar edilen şehirleriniz, hazırladığınız projeleriniz, artan gelirleriniz, gelenek görenekleriniz, kurum ve kuruluşlarınız, ordularınız okullarınız, çarşılarınız pazarlarınız, dükkânlarınız fabrikalarınız, çocuklarınız ve yarınlarınız güvende olamayacak, hiçbir yapı ayakta kalamayacaktır. Ahlakla bezenmeyen toplum merhametten te nasiplenemeyen bir toplumdur, tahammül gücünü kaybeder ve anlayış fukarası insanlarla sığ bir zihniyetin ve kısır bir döngünün kurbanı olur. Böylesi bir ortam ise kaosu ve kargaşayı tetikler, hayatı daha da çekilmez hale getirir. Değerlerimizden uzaklaştıkça ahlaksızlık pirim yapar.
Maddi imkânlar, yer altı ve yer üstü zenginlikleri ancak ahlaklı kişilerin elinde bir anlam kazanır ve adil bir paylaşım söz konusu olur, aksi halde mütemadiyen yakıcı ve yıkıcı bir dünyada hayatta kalmaya çalışan canlı türleri haline geliriz. Unutmayalım ki, ahlak adalete, adalet aklı selime, aklı selim de selamete vesile olur. Adaletsiz bir dünyanın yükü ağırdır, kutuplaştırır, ötekileştirir, örseler, mazlumun ahı ve gözyaşı ise hiç eksik olmaz. Böyle bir durumda da safınızın ya da tarafınızın hiçbir önemi yoktur. 
Büyük resme baktığımızda bugün çektiğimiz sancıların, acıların, açmazlarımızın ve çıkmazlarımızın, sorunlarımızın ve kusurlarımızın temelinde ahlaksızlık olduğunu görürüz. Merdiven altı  tercihlerimiz bizleri, manüpilasyonlara, spekülasyonlara ve provokasyonlara maruz bırakır, türlü tehlikelere açık hale getirir. Ahlakın yerine, ideolojik yaklaşımları, bizim mahalleci anlayışları, kayırmacılığı ve ayırmacılığı, liyakatsizliği ve adamcılığı benimsediğinizde, tuttuğunuz elinizde kalır, patinaj yapmakla yetinirsiniz.
Artık bugün mış gibi yaparak ahlaklı olunamayacağının idrakinde hareket etmeli, ilişkilerimizi bu idrakle şekillendirebilmeliyiz, ahlaktan yoksun olan tevazudan uzak olur, ahlaktan yoksun olan görgüsüz olur, ahlaktan yoksun olan kerameti kendinden bilir, ahlaktan yosun olan fırsatçılık yapar krizsever ve algılar peşinde koşar, hezeyanlarıyla yaşar. Uzun uzun tavsiyelerde bulanacak değilim elbette, ama ahlakın yerine ikame edebileceğimiz bir alternatifimizin olmadığı bir gerçek, ne tarihi derinliğimiz, ne kadim medeniyetimiz, ne servetimiz, ne makam ve mevkilerimiz ne de sosyal statülerimiz üzerinden kuru bir hamasetle durumu kurtaramaz, zafiyetlerimizin üstünü örtemeyiz.
O vakit içselleştirmemiz gereken şu ifadelerle noktayı koyalım;
Umutlar ahlakla yeşerir ve gelişir, 
en büyük marifet ahlaklı olmak ve ahlaklı kalabilmektir.

Yaşar TOY / KONTV GENEL YAYIN YÖNETMENİ