Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, daha önce aynı konuda pilot karar verildiği belirtildi. Bu karara rağmen yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinden önce başvuru yapılabilecek sürekli bir mekanizma oluşturulmadığı ifade edilen gerekçede, yapısal sorun tespit edildiği halde bu konudaki bütün ihlal iddialarının Anayasa Mahkemesince ilk elden incelenmesine devam edilmesinin, bireysel başvurunun ikincillik ilkesi ile bağdaşmayacağı kaydedildi.
Hükme ilişkin eleştiride bulunan Av. Prof. Dr. Muhammet Özekes, Türkiye’de sistematik ve sürekli bir makum süre aşımı olduğunu, Bu konuda ciddi ve etkili tedbir alınmadığını, AİHM ve AYM pilot kararlarının gereğinin yapılmadığını, Dolayısıyla adil yargılanmanın bir unsurunun artık malum ve maruf bir vakıa olarak ihlal edildiğinin açık olduğunu, böylece her yargılamanın potansiyel ihlal içerdiğini ifade ederek, özetle ‘Bireylerin de artık kendi başının çaresine bakmasını’ söyledi.
Prof. Dr. Muhammet Özekes’in konuşmalarından satırbaşları:
“Verilen tazminatlar bir işe yaramıyor”
Prof. Dr. Özekes, AYM’nin bu kararına ilişkin, “Hak ihlalini tespit edip, bundan sonra gerçek anlamda makul süre aşımında, sınırlı ve dar tazminat anlayışı yerine, daha ciddi, etkili, yargının uzamasının ortaya çıkartacağı muhtemel zararları da kapsayan yüksek tazminat kararları verebilirdi. “Tazminat zenginleşme aracı değildir” kutsal kalıbının burada işlevsiz kaldığı açıktır ve anlamsızdır. Zaten verilen tazminatlar bir işe de yaramıyor.” İfadelerinde bulundu.
“AYM’nin bu işte hiç kusuru yok mudur?”
Özekes, “Bir Ülke’nin en üst yargı organının, beni kimse ciddiye almıyor demesi kadar acı bir şey olamaz. Ancak acaba neden bu acıklı noktaya gelinmiştir? Diğer etkenler ve daha büyük kusuru olanlar yanında, acaba AYM’nin bu işte hiç kusuru yok mudur? Daha ciddi ve ağır hak ihlali ve hukuki sorunları erteleyip veya sırtını dönerken, basit teknik sorunlarda sınırları zorlayan karar cesareti göstermesi bunda etkili olabilir mi?” dedi.
“Çöp bırakıyorsunuz diye belediye çöp kutularını kaldırıp temizlik işlerini bırakabilir mi?”
Devamında Özekes, AYM’nin kararına belediyelerin çöp toplaması örneğini vererek,”Belediyeler de biz her gün çöp topluyoruz, yine sokağa çöp bırakıyorsunuz deyip çöp kutularını kaldırıp temizlik işlerini bırakabilir mi?” ifadesinde bulundu.
“Mahkeme salonlarında şiirler mi okumalı?”
Bunun sonucunda yargı organları karşısında, artık başvurulacak yer kalmadığını ifade eden Özekes, Abdurrahim Karakoç’tan örnek vererek, “Yine tehir etme üç ay öteye, Bu dava dedemden kaldı hakim beğ, Otuz yıl da babam düştü ardına, Siz sağ olun o da öldü hakim beğ” diye mahkeme salonlarında şiirler mi okumalı?” diye konuştu.
“AYM işini yapmazsa başkalarına niye işinizi yapmıyorsunuz deme hakkı var mıdır?”
Özekes, AYM’nin kararını “Eğer bu dükkanı kapattım kararıysa ya da işimi yapmıyorum demenin ikrarıysa yine AYM’nin korumak zorunda olduğu “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.” Hükmüne göre görevi ve yetkisine giren bir işe bakmaktan kaçınmış sayılmaz mı? Kendisi işini yapmazsa, başkalarına niye işinizi yapmıyorsunuz deme hakkı var mıdır?” ifadesinde bulundu.
Devamında Prof. Dr. Özekes, kararın AYM kapatılsın diyenleri haklı çıkartacağını ve ayrıca fiilen belirli dosyalar bakımından AYM bu haliyle kapatılmış sayılacağını buna gerekçe olarakta 55 binden fazla bir sayıya ulaşan önemli bir konuda kendini fiilen kapattığını dile getirerek "Vatandaş dava açarken ne yapsın AYM'ye başvururken Ayet-el Kürsi'mi okusun? Kimden medet umsun?" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haber Merkezi
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.