Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Yüzyılı başlığı altında biz Türkiye eksenini inşa ve tahkim ederken dünyaya da bu gözle bakıyoruz ve bu anlamda da dünyaya söyleyecek bir sözümüzün olduğuna inanıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, burada yaptığı konuşmada, Rusya-Ukrayna savaşıyla yeni bir hibrit savaş dönemine girildiğini belirterek, "Ukrayna savaşının bir şekilde müzakere yoluyla sonlandırılması yerine savaşın daha da uzatılması ve yaygınlaştırılması yönünde bir kanaatin öne çıktığını görüyoruz. Bizim tüm diplomasi ve müzakere çabalarımıza rağmen savaşın bu şekilde uzaması ve yaygınlaşma ihtimali bizi de derinden endişelendiriyor." diye konuştu.
Savaş düzenine karşı çözüm üretebilme kabiliyetinin önemine işaret eden Kalın, son dönemde İsrail'de yaşanan olaylara da değindi. Kalın, "Cenin Kampı saldırısı ve ardından sinagoga yapılan saldırıda sivillerin katledilmesi, aynı gün İsrail'in İran'daki bazı hedefleri vurması savaş düzeninin ne kadar karmaşık ve tehlikeli hale geldiğini gözler önüne seriyor." ifadelerini kullandı.
Bu tür krizlerle karşılaşılmaya devam edileceğini belirten Kalın, Türkiye'nin bu iklimde, kendi bölgesinde barış ve istikrarı kurarak, küresel barış ve istikrara katkı sağlayan bir ülke olarak kendisini konumlandırdığını vurguladı.
Dünyanın "kelebek etkisinin" yaşandığı bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Kalın, şöyle devam etti:
"Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan herhangi bir olay, finansal olabilir, siyasi, coğrafi, iklimsel olabilir, bunun dünyanın aynı anda birçok noktasında hiç beklenmedik etkiler yarattığı bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla uluslararası sistem içinde ülkeler hamle yapar. Biz mesela, kendi politikalarımızı belirlerken ve uygularken bu dinamik yapıyı sürekli göz önünde bulunduruyoruz. Burada atacağım adımın Avrupa'da etkisi ne olur, Afrika'da etkisi ne olur, Ortadoğu'da etkisi ne olur, ne tür bir geri dönüş olur. Latin Amerika'ya etkisi ne olur, bunların hepsini hesaplayarak adım atmak durumundayız.
Bu çok yönlü bakış açısı, dış politikamızı 360 derece perspektifiyle bütünleştiriyor. Dış politikaya da bu zaviyeden bir 360 derece perspektifiyle bakıyoruz. Ne sadece bir istikamete indirgiyoruz dış politikaya bakış açımızı ne de köksüz bir şekilde her yere gidebilen bir dış politikanın peşindeyiz. Tersine durduğu yeri bilen, dünya siyasetini doğru okuyabilen bir dış politika perspektifi ile hareket ediyoruz. Dış politikanın yapımı da böyle bir bakış açısını zaruri kılmaktadır."
"Dünyaya söyleyecek bir sözümüzün olduğunu biliyoruz"
Türkiye gibi bir ülkenin dış politikasının daha geniş tarih ve coğrafya tasavvurunu zorunlu kıldığını vurgulayan Kalın, "Bu unsurları dikkate almayan bir dış politika tasavvurunun ülkemizin milli menfaatlerini özellikle bu kaos ve hibrit savaş döneminde koruması zaten söz konusu değildir. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Yüzyılı başlığı altında biz Türkiye eksenini inşa ve tahkim ederken dünyaya da bu gözle bakıyoruz ve bu anlamda da dünyaya söyleyecek bir sözümüzün olduğuna inanıyoruz, dünyaya söyleyecek bir sözümüzün olduğunu biliyoruz. Ancak bu bilinçle hareket edersek sizler de yarın okullarınızı bitirdiğinizde, hayata atıldığınızda, önemli görevler üstlendiğinizde gittiğiniz her yerde söyleyecek bir sözün hazırlığını yapmakla mükellefsiniz. Bugünkü tüm çalışmalarımız o sözü aramaktır, o sözün cümlelerini kurmaktır." diye konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.