Büyükşehir Belediyesi Taş Bina Kültür ve Sanat’ta düzenlenen programda konuşan Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Gökalp, Berlin, Londra, Washington ve Sidney’de Filistin’e destek için büyük çaplı yürüyüşlerin olduğu hatırlattı.
“İSRAİL’İN DÜNYADAKİ ALGISI HİÇ İYİ DEĞİL VE BUNUN UZUN VADELİ SONUÇLARI OLACAK”
Gökalp, aralarında birçok dünyaca ünlü ismin de bulunduğu Müslüman olmayan kişilerin Filistin’e destek veriyor olmasının şaşkınlıkla karşılandığını belirterek, şunları kaydetti:
“Londra’da 800 bin civarında insanın yürüdüğü tahmin ediliyor. Berlin’de o kadar insanı bir araya getirmenizin imkanı yok. Bu durum Avrupa’da çok ilginç bir dönüşüm oluşturdu. Önceden teorik düzlemde oluşturdukları bir şeyin çok gerçek ve çok sert bir kartopu gibi geldiğini gördüler. İslam’a ilgi çok arttı, İslam tekrar gündem oldu. Bunu şöyle yorumlamak lazım, dünya çok sıkıştı. İnsanların zulme karşı tepki göstereceği hiçbir cephe kalmadı. Rahatsızlığınızı dile getirecekseniz, bunu İslam cephesinden dile getireceksiniz. Bunun başka bir yöntemi kalmadı. İsrail’in şu an dünyadaki algısı hiç iyi değil ve bunun uzun vadeli sonuçları olacak. Bu olaylar bittikten sonra bu işi tamir etmeleri kolay gözükmüyor.”
“BU DAVAYI TUTARLI ŞEKİLDE ANLATABİLMEK GEREKİYOR”
Gazeteci yazar Taha Kılınç, dünyada Filistin’e destek için benzersiz olayların yaşandığına dikkati çekerek, “Bazıları diyor ki ‘Ya kardeşim konferansla olur mu?’ Bunlar birer adım. İsrail bir sloganla ya da eylemlerle birkaç günde kurulmadı. Evet, eylemlerle de yıkılmayacak ama şu anda adım adım bir binadan taşları sökmeye çalışıyoruz” dedi.
Kudüs’ün Müslümanlar için ayrı bir önem taşıdığını vurgulayan Kılınç, “Etrafımızdaki insanlara bile anlatırken, ‘Ya sürekli Filistin’i dert ediyorsunuz kardeşim başka dert mi yok?’ diyorlar. Çünkü bizim başlangıçta söylemimiz, ‘Filistin’de zulüm var’ şeklinde başlıyor. Adam da diyor ki, ‘Ya kardeşim başka yerde zulüm yok mu?’ Bu sefer ‘Ben buna nasıl cevap vereyim?’ diye düşünüyorsun. Bizim Kudüs’e olan ilgimiz sadece oradaki zulümle mi ilgili? Aksa tekrar Müslümanlara dönse, Kudüs’ü konuşmayı bırakacak mıyız? Hayır, çünkü bizim Kudüs, Filistin hassasiyetimizin temelinde Hazreti Muhammed’in (S.A.V) çok önemli bir yönlendirmesi var. İşgal olmasa da benim orasıyla ilişkimi sürdürecek dini bir gerekçem var. Mevzu benim itikadımın bir parçası aslında. Tabii bu cümleyi kurabilmek için okumak, arka planı bilmek gerekiyor. Kendi çocuğumuzu, kardeşimizi, yeğenimizi bile sosyal medyanın bu saçmalıklarından kurtarmak için onlara bu davayı tutarlı şekilde anlatabilmek gerekiyor. Velhasıl işimiz çok.”
ARTIK GAZZE MESELESİNİ NORMALİMİZ HALİNE GETİRMEMİZ LAZIM
İlmiye Vakfı kurucusu Muhammet Yazıcı da Filistin hassasiyetinin, belli zamana belli dönemlere belli insanların omuzlarına yüklenecek bir mevzu olmadığını anlattı.
Filistin’e destek için atılan her adımın hassasiyetle atılmasını ve desteğin sürekli hale getirilmesinin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Yazıcı, “Artık Gazze meselesini normalimiz haline getirmemiz lazım. Normalleştirmediğinde normale döneceksin, insanın tabiatı bu. Eğer, makul bir plan içerisinde sonuç alabileceğimiz bir şey ortaya koyamazsak, herkes işine gücüne dönecektir. Eğer vereceğimiz mücadele gündelik hayatımızın bir parçası halini alırsa en sonunda ciddi bir savaşın içinde olduğumuzu idrak edecek ve yeni nesillere de bunu anlatmış olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmacılar; “Son süreç İsrail'in dünyadaki imajını nasıl etkiledi?”, “Aksa Tufanı'nın dünya üzerindeki etkisi ve sonuçları”, “Türkiye'de Filistin duyarlılığı nasıl kalıcı hale getirilir?” konu başlıklarında görüşlerini aktardı.