Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Deniz Demiryürek, tıp öğrencilerinin eğitimi için kadavra bağışının önemine dikkati çekerek, "Anatomi kürsüsünde ölüler, dirileri eğitir. Bağışlayın, bedeniniz tıp eğitiminde yaşasın diyoruz." çağrısında bulundu.
Demiryürek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anatomi biliminin temelinin kadavralar üzerinden eğitime dayandığını vurguladı.
Anatomi biliminin temelinde, yapıların birbirleriyle ilişkisi, organların tanınması, bunların birbirlerine komşulukları ve prova ameliyatların yattığını anlatan Demiryürek, "Anatomi, sadece tıp eğitiminde mezuniyet öncesi değil, mezuniyet sonrasında da bir hasta üzerinde yapılması planlanan uygulamaların deneme aşamasıdır." dedi.
Birçok klinikle deneme ameliyatları yaptıklarını aktaran Demiryürek, "Sanal ortamlarla, 3 boyutlu maketlerle bu eğitimi tamamlamaya çalışıyoruz ama asla aslı gibi olmuyor. Eğitimi tam boyutuyla anlamak dokunmaktan geçiyor. Öğrenciler, hastaya duydukları saygıyı, kadavraya duyduğu saygıyla öğrenmeye başlıyor." diye konuştu.
Tıp fakültesi öğrencilerinin ilk hastası olan kadavraların bağışının artması için büyük çaba sarf ettiklerini söyleyen Demiryürek, "Öğrenciler, kadavra üzerinden öğrendikleriyle mesleğe atıldığında hastalara şifa vermeye devam edecek. Anatomi kürsüsünde ölüler, dirileri eğitir. Bağışlayın, bedeniniz tıp eğitiminde yaşasın diyoruz." ifadelerini kullandı.
Demiryürek, şunları kaydetti:
"Bizler için kadavra temini konusunda üç yöntem var. Kimsesizlerin bedenleriyle ilgili Adalet Bakanlığı ve müftülükle çalışmalar yapıyoruz. Soruşturmayı yapan savcının, 'Eğitim amaçlı kullanılması uygundur.' kararıyla, cenazeyi defnetmek yerine tıp fakültesinde eğitim amaçlı kullanıyoruz. Bağışçı sayısının azlığı, kadavra teminindeki sorunlar, ithal kadavra seçeneğini getirdi fakat bu çok ciddi bir maliyet."
"Kadavra bağışında çok gerideyiz"
Tıp fakültelerinin bir dönem kadavra temini konusunda sorun yaşadığına dikkati çeken Demiryürek, "Uzun yıllar kadavra görmeden mezun olan tıp fakültesi öğrencileri oldu. Bu eksik, yetişmek anlamında çok önemli bir sıkıntıydı. Yıllar sonra tek tük teminlerle kadavra başına 40-50 öğrencimin düştüğü eğitim koşulları oldu. Bugün Hacettepe Tıp Fakültesinde kadavra başına 4-6 öğrencinin düştüğünü söyleyebilirim." diye konuştu.
Kadavra bağışı konusunda farkındalık yaratmak için "Ben de bedenimi tıp öğrencilerinin eğitimi için bağışladım." diyen Demiryürek, sözlerine şöyle devam etti:
"Birçok konuda önde giden bir ülke olmamıza rağmen kadavra bağışında çok gerideyiz. Yurt dışındaki bağış artışlarının temel nedeni cenaze masraflarının yüksek olması. Bizim bağışçılarımız, eğitim amaçlı bedenlerini bağışlıyor. Bence bu çok daha ulvi bir amaç. Diyanet İşleri Başkanlığının, kadavra bağışının caiz olduğuna dair fetvası var. Türkiye'de aylık 3-4 bağışçımız oluyor ama yıllık bazlı değerlendirecek olursak bize ulaşan bu sayının yalnızca üçte biri. Ben de bağışçıyım, amacım farkındalık yaratmak. Biz hocalarımızdan bunu gördük, bizden sonrakilere de devam etmeleri açısından örnek olmalıyız. Toplumda bağış farkındalığını artırarak, ölüm sonrasında kişilerin bedenlerinin eğitim amaçlı yararlı olabileceği farkındalığını yaymaya gayret ediyoruz."
Bağışçıların en çok sorduğu soru "defin işlemleri"
Demiryürek, kadavra bağışıyla ilgili en çok merak edilen sorulardan birinin defin işlemleri olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bağışçımızın istediği şekil neyse defin yöntemini ona göre belirliyoruz. Bu sadece Müslümanlık için değil, diğer dinlere mensup bağışçıların da talep ettiği şekilde gerçekleşiyor. Bizim için çok ulvi görevi yerine getirmiş olan bağışçılarımız için önce fakültede bir tören, daha sonra da cenaze töreni düzenliyoruz. Kişi hayattayken bedenini kadavra olarak bağışlar ama aile, kişinin vefatından sonra bağışa onay vermezse, kadavrayı kabul etmiyoruz. Bağışlanan bedeni hemen eğitim için de kullanmıyoruz çünkü zaman içerisinde fikir değişiklikleri olabiliyor. Bazen adli konular gündeme gelebiliyor. Bu yüzden bir süre bekletildikten sonra bedeni kadavra olarak kullanıyoruz."
Türkiye'deki tıp fakültelerinin kadavra ihtiyaçlarını büyük oranda karşıladıklarını dile getiren Demiryürek, "Kadavra temini konusunda sıkıntı yaşayan tıp fakülteleri, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ile irtibata geçiyor, bizler kaynaklarımızı eğitim için Türkiye'deki fakültelerle paylaşmaya hazırız. Şu an bir kadavra, ortalama 2-3 sene kullanılabiliyor ama asistanlık dönemimde bir kadavra 10-15 sene kullanılıyordu." dedi.
"Ölümden sonra da işe yarayacağımı hissettim"
Bağışçı Didem Güneri de "Radyoda sağlık programı yaparken Deniz Bey konuğumuz olmuştu. Deniz hoca, program sırasında kadavra yokluğundan ve kadavraların yurt dışından ithal edildiğinden bahsetti. Bu beni çok üzdü." diye konuştu.
Bunun üzerine bedenini bağışlamaya karar verdiğini söyleyen Güneri, "Ölümden sonra da işe yarayacağımı hissettim. Tıp öğrencilerinin benim bedenim üzerinden eğitim görmesi çok anlamlı geliyor. Eğitime hizmet etmiş olacağım. Bedenimizin öldükten sonra da bir anlamı olacak." ifadelerini kullandı.