Zerreden kürreye yaratılmış olan her şeyi tefekkür ettiğimiz zaman hakikati anlayıp kavrama imkanına sahip olabiliriz. Mikro-makro âlemleri tefekkür edip, bizlere verilen bütün nimetleri düşünüp hayretten âyete, sonucunda hidayete erişince ne kadar da şükretmemiz gerektiğini çok iyi anlamaktayız. Tabi ki inanmayanların bu lezzetten, mutluluktan uzak durmaları, Kâinat kitabına ve Kur’an-ı Kerim’e mesafeli davranmalarından kaynaklanmaktadır. Mü’min; verilen her bir nimetin şükrünü eda edebilmek, nankörlük etmemek için âlemlerin sahibi Allah (c.c.)’a, gerçek anlamda kulluk görevini yapmak için çalışır. İnsanın yaratılış ana gayesi kulluk yapmaktır.
Yaratılan mikro-makro âlemleri tefekkür, insanı tahkiki bir imana götürecek bilgilerle düşünce dünyamızı berraklaştıracak güzelliktedir. Kâinattaki zerreden kürreye var olan her şeyin, Allah inancına insanı götürdüğü bilgilerini çok net olarak görüp öğrenmekteyiz. Görmediği, duymadığı, dokunmadığı şeyler hususunda insanları İmana davet ederken, mümkün olan her türlü akli ve nakli delilleri kullanarak, mantıklarına hitap ederek, insanları inkâr batağından çıkarıp, ikna pazarına getirmemiz gerektiği için çok güzel çalışmalar yapmalıyız. Biz, hak ve hakikatten ayrılmadığımız sürece hiçbir beşeri düşüncenin, İslâm’a galip gelebilmesi mümkün değildir. Ancak biz hakikatin farkında olmaz ve anlatamaz isek, kusur bize ait olur.
Âyet-i Kerîmelerde: “Gökleri yedi kat üzerine yaratan O' dur. Rahman'ın bu yaratmasında bir düzensizlik bulamazsın. Gözünü bir çevir bak, bir çatlak görebilir misin? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin hâlde sana dönecektir.” (Mülk Sûresi âyet:3-4) “Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz. Doğrusu insan pek zalim ve çok nankördür.” (İbrahim Sûresi âyet:34) “Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Allah çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” (Nahl Sûresi âyet:18) buyurulmuştur.
İnsan vücudunda ortalama olarak 70 (yetmiş) trilyon hücre bulunmaktadır. Sağlıklı bir nefes alıp vermemiz çok önemli bir nimettir. Atom: proton, nötron(çekirdek) elektron (yörüngede dönüş hızı 100 km/saat).Çekirdek, atomdan 10 bin kere küçük. Bir damla suda, 9 kentrilyon atom bulunmaktadır. Dünyanın balansı dağlar olduğunu Nahl, Enbiya ve Lokman Sûrelerindeki âyetlerden öğrenmekteyiz. Işık hızı (300 bin km/sn, 1 bir saniyede 7. 5 ekvator turu) Bir ışık yılı:10 trilyon km. Kutup yıldızı 6,5 katrilyon km, varış 650 yıl. Dünya; kendi ekseni etrafında saatte 1666 km, güneşin etrafında ise 107 bin km hız ile dönmektedir. Güneş bir turunu 230 Milyon yılda tamamlamaktadır. Güneş, 1 milyon dünyayı içine alabilir. Güneşte saniyede 5 milyon ton yok olmakta (700 milyon ton hidrojen,695 milyon ton helyum) ısının 2 (iki) milyarda biri. Ay’ın dönüş hızı 13.000 km/saat. Güneşten;150 milyon kez daha büyük kütleli gök cisimleri, 100 milyar kez daha büyük gökadalar, 1 milyar kez daha parlak yıldızlar, Güneşin bir yılda yaydığı enerjiyi 6 saniyede veren gök cisimleri, Güneş’in 5 milyar senedir yaydığı enerjinin 50 katı enerjiyi Evrene yayan yıldız patlamalarının keşfedildiği bilinen gerçeklerdir. Saniyede kendi ekseni etrafında 1122 defa dönen ve bir küp şeker kadar parçası 40 milyar ton gelen nötron yıldızları, saniyede 1 milyon 120 bin km. hızla bizden uzaklaşan yıldız kümeleri keşfedilmektedir. Samanyolu’nun içinde Güneş gibi 1-2 trilyon yıldız ve kâinatta 200 milyar Samanyolu olduğu hesaplanmaktadır.
Hz.İbrahim(a.s.); “Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir.” (Bakara Sûresi âyet:260) buyurulmuştur. Allah(c.c.)’ın var ve bir, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in de O’nun kulu ve elçisi olduğuna hiçbir tereddüde mahal bırakmadan inanmak çok önemlidir.Gerçek İmana ilimle araştırmayla,Allah(c.c.)’ın semada ve arzda sergilediği delillerini eserlerini temaşa edip, ibret alıp, ikna olmakla mümkün olduğu aşikârdır.Önemli olan tahkiki İmandır.
Dünyanın yuvarlak oluşu konusunda, Müslümanlar, Galileden çok önce: incelemeler yapmışlar, fikirler yürütmüşlerdir. Bu hususta: Dünyanın döndüğü, yuvarlak olduğuna dair ayetler, ima ve işaretlerden yola çıkılmıştır. Nazirat Süresinin 30. Âyet-i Kerimesinde: “Yeri devekuşu yumurtası biçiminde yaptı” buyurulmuştur.
Sa’d ve Seyyid kardeşlerin Makasıd, Fahreeddin-i Razi’nin “Müfatühül Gayb, İmam Gazalinin “Tehafütül Felasife”, Muhyiddin-i Arabinin “Futuhat” v.b. eserlerde dünyanın ve diğer yıldızların küre olduğunu bildirmişlerdir. Geçmişimizdeki ecdadın çalışmalarını ve mucitlerinin günümüzde de yeniden canlanması için bir ufuk açmakta, yarınlarda gerçek anlamda söz sahibi olmak için çok çalışmamız gerektiğini bizlere öğretmektedir.
Bilimin şimdilik bilemedikleri, henüz açıklayamadıkları birçok husus bulunmakla birlikte her geçen gün yeni bilgilerede sahip olunmaktadır. Ahmet Hamdi Akseki: “Allah’a İnanç zaruri ve fıtridir. Allahın varlığına kanaat için dışardan deliller aramaya gerek yoktur. Fıtratı bozulmamış olan, ruhu hasta olmayan her insan bunu bulur ve anlar. Bu yoldaki deliller sadece insanı uyarmak ve içindeki fıtri ve zaruri bilgiyi inkişaf ettirmek ve düzeltmek içindir. Peygamberlerin gönderilmelerindeki hikmet ve gayede budur. İnsanın kendi yaratılışı kendi fıtratı da bizatihi Allah(c.c.)’ın varlığına delalet eden bir delildir” demiştir. Kısacası görünürde insan küçük, kâinat büyük âlemdir ama gerçekte ise; insan büyük, kâinat küçük âlemdir. İnsanın yaratılışına ve özelliklerine baktığımız zaman bu husus kolayca anlaşılır.Kâinatta her şey insan için yaratılmıştır.
Söylemlerimizi eylemlerimizle, teoriklerimizi pratikle, ilimlerimizi irfanla, nankörlüklerimizi şükürle, zikirlerimizi fikirle, tarikatlerimizi hakikatle, zilletlerimizi izzetle süsleyip, desteklemek suretiyle iz’ân sahibi Mü’minlerden olursak dünyevi ve uhrevi kurtuluşumuzu sağlarız.Sıhhat ve afiyetler dilerim.