Son Dakika Haberler
Bir Ramazan ayı dahi geride kaldı.
Hatta Recep, Şaban ayı ile birlikte “üç aylar” dönemini yaşadık.
Ben Recep ve Şaban aylarını “müfettiş”, Ramazan ayını “Başmüfettiş” olarak değerlendiriyorum.
Bu “üçlü” takımın görevinin dileyenler için fabrika ayarlarına döndürme gayreti olduğunu düşünüyorum.
İslam evrensel bir din olarak dikkati asla bir zamana ve mekâna yoğunlaşmaz.
Şeair dediğimiz sadece İslam’ı hatırlatan semboller diğer zaman ve mekânlar ihmal edilmesin düşüncesiyle saklanmıştır.
Mesela; İsm-i Azam saklanmıştır, bütün esmaya kıymet verilsin diye…
Cuma günü icabet saati gizlenmiştir, diğer saatler ihmal edilmesin için…
Kadir gecesi kesin belirtilmemiştir, tüm geceler kadir gibi ihya edilsin amacıyla…
Hızır insanlar içinde kaybolmuştur, bütün insanlara Hızır muamelesi görsün diye…
Anadolu irfanı bütün insan ve zamanları değerli kılma yaklaşımını tek cümle ile ifade etmiştir:
“Muhatap olduğun her kişiyi HIZIR, yaşadığın her geçeği KADİR bil.
Mekânlar için de öyle…
Temiz olan her mekânda Müslüman Rabbine ibadetini yapar.
Allah’a ibadette özel bir mekâna ve zamana yoğunlaşılmaz.
İşin özü zamanı ve mekânı değerlendiren insanın niyeti, yapıp ettikleridir.
Allah insanı kâinattan süzmüş çıkarmış ve kâinatın merkezine koymuştur.
Merhum Ömer Tuğrul İnançer’in ifadesiyle “Allah insana insandan yansır.”
Bu sebeple insan; “Hz. İnsandır.”
Rezonans (Çekim) yasasının neticesi şudur.
Bir mümin yaşadığı her geceyi KADİR, muhatap olduğu her kişiyi HIZIR olarak düşünür ve öyle davranırsa kesinlikle HIZIR ile de tanışır, her yıl KADİR gecesini de ihya eder.
Aksi sadece belli zaman ve mekânlara olayı yığıp diğer zamanları ihmal eden bıraktığı büyük boşluklarda kara deliğe kapılmış gibi savrulur.
Şu an Müslümanların yaşadığı problemlerin temelinde yatan ve acilen gözden geçirmesi gereken en önemli yaklaşım tarzı budur.
Yorumlar