Yalan, yalancı şahitlik, fitne ve iftira çok tehlikelidir
24 Ekim 2022
Yalan; doğru olmayan, gerçeğe aykırı haber, bilgi vermek, uydurma söz gibi anlamlara gelmektedir. İftira; sözlükte yalan söyleme, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak gibi manalara gelmektedir. Terim olarak ise; bir kimseye kasıtlı ve asılsız olarak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış isnat etme, kara çalma anlamında kullanılmaktadır. Fitne; karışıklık, kargaşa, savaş, anarşi çıkarmak, din ve vicdan hürriyetine karşı baskı uygulanması gibi anlamlarda da kullanılmaktadır.
Yalan, yalancı şahitlik, fitne ve İftira son derece tehlikeli, toplumu tahrip edici özellikleri olan olumsuzlukların başında gelmektedir. Fitne, yalan, yalancı şahitlik, ve iftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları yok olur, dayanışma gücü ortadan kalkar. İnsanlar birbirine güven duymaz olurlar. Bu güvensizlik, bir toplumun sosyal hayatını tamamen felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Yalan, fitne ve iftira, toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir. Bununla beraber yalan yere şahitlik yapmakta en büyük günahlardandır.
Allah(c. c.), âyeti-i kerimelerinde şöyle buyurulmuştur: “Yalan söyleyenler, iftira edenler, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlardır. İşte onlar, yalancıların tâ kendileridir.” (Nahl 105) “Ey İman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhi nede olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun.(Haklarında şahitlik ettikleriniz)zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara(sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın,(şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa Suresi âyet 135) İnsanları adaletten ayıran iktisâdî, sosyal, psikolojik sebeplerin hepsi sayılarak insanlar uyarılmış, hükmeden veya şahitlik eden kimsenin yalnızca Allah korkusunun tesiri altında hareket etmesi telkin edilmiştir. “Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir.” (Furkan Sûresi âyet:72) Hac sûresinin 30. ayetinde ; yalan söylemenin, birer soyut pislik olan putlara tapmakla aynı karede zikredilmiş olması, yalanın ne kadar iğrenç ve bayağı bir şey olduğu mesajını vermektedir. O halde putlara tapmayı ne kadar aşağılık bir eylem olarak görüyorsa Müslüman, yalan söylemeyi de o kadar rezil bir fiil olarak görmelidir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde :“Yalancı şahidlik yapan, kıyamet gününde ateş kendisine hak oluncaya kadar iki ayağı üzerinde bekleyecektir.” (İbni Mâce – Hâkim) buyurmuştur. “…Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür…” “…Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır…” (Bakara Sûresi âyet:191,217) “İyilikte ve fenalıktan kaçınmada birbirinize yardımcı olunuz. Günah işlemek ve aşırılığa düşmekte yardımlaşmayınız” (Maide Sûresi âyet: 2)
Fitne, Yalan, İftira ve Yalan yere Şahitlik v. b. kötü davranışlar, Müslüman da bulunmaması gereken özelliklerdendir. Yalan ve İftira ile gerçekler gizlenmekte şahsi menfaatler ön plana çıkarılmaktadır. Olmayan bir şey sanki olmuş gibi anlatılmaktadır. Hayatta insanoğlunun çeşitli arzu ve beklentileri vardır. Bu beklentilerine bazen erişemeyebilir. Böyle bir durumda, bazı insanlar kendi kaderlerine razı olurken; bir kısım insanlar da arzu ettiklerini zorla elde etmeye çalışırlar. Yalan ve iftira, bir makamı, bir şeyi elde etmek veya elde etmek istediği şeyi başkalarından kıskanıp, zarar verme düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Her halükârda, dünya için önemli görülen bir şeylere sahip olma veya kendi kusurlarını başkalarının üzerine atma düşüncesinin neticesinde yalan söylenip, iftira yapılmakta, fitneler çıkarılmaktadır.
Fitne, Yalan, İftira ve yalan yere şahitlik konularında, Müslümanım diyen herkesin bu davranışlardan uzak durması emredilmiştir. Birçok âyet ve hadislerde; yalan söylenmemesi, iftira atılmaması ve yalan şahitliği yapılmaması gerektiği kesin olarak bildirilmiştir. Müslüman’a düşen görev, daima iyilik ve yardımseverlikten yana olduğunu davranışında göstermeli, asla fitne, yalan, iftira ve yalan şahitliğe ve diğer olumsuzluklara tevessül etmemelidir.
Hakkında somut bilgi ve belge bulunan konular da ise, yanlış yapanlara hak ettikleri cezalar mutlaka verilmelidir. Ancak hiçbir bilgi ve belge yokken, yalan ve iftira atanların bu olumsuzlukları da görmezlikten gelinemez. İslam’a göre, bir Müslüman’a iftira edipte ispat edemeyen müfteriye bu suçunun bedeli karşılığı, haddi kazf (yalan ve iftiranın cezası) olarak seksen sopa vurulur. Burada belirtilen ceza çok önemlidir. Her önüne gelen dürüst, ahlaklı, kişilik sahibi insanlara iftira atıp onları rencide etmesinler diye koruyucu bir önlemdir. Yanlış yapan kim olursa olsun asla himaye edilemez. Somut bilgi ve belgeler onun cezalandırılmasını sağlar.
Günümüz Müslümanlarının birçoğunun bu konuda hastalıklı olduğunu görüyor, duyuyor ve öğreniyoruz. Birçok yerde fitne ve fesadın kaynatıldığı, şahsi menfaat ve beklentiler uğruna nasıl yalan söylenip, iftiraların atıldığı, yalancı şahitlik yapıldığı bilinen vaka-i adiyedendir. ‘Yalan ile İman’ kesinlikle bir arada bulunmaz. Bu konuda da çok hassas olmalıyız. Fitne, yalan, iftira ve yalan yere şahitlik gibi İslam’ın yasakladığı davranışlardan kesinlikle kaçınmalıyız. Müslümanlar gerçek manada kardeş olduklarını bilerek hareket etmelidirler. Bir binanın parçaları, bir bedenin uzuvları gibi olduklarını hatırlamalıdır. Müslüman, Müslüman kardeşinin elinden, dilinden v.b. özelliklerinden emin olduğu, bir kişi olmalıdır. Allah (c.c.); her birimizi, yalan, yalancı şahitlik, fitne, iftira ve benzeri kötülüklerden uzak duranlardan eylesin. Gerçek manada güzel ahlak sahibi, iyilik ve yardımsever olarak yaşayan Mü’minlerden olmamız duasıyla sıhhat ve âfiyetler dilerim.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.