Zulüm aslı itibari ile haddi aşmak ve bir şeyi olması gereken yerden farklı bir yere koymak anlamına gelmektedir. Adalet; her hak sahibine hakkını vermek olarak tanımlanmıştır. Zulüm, Adalet’in zıddıdır. Aynı kökten gelen Zulmet (Çoğulu Zulumât) aydınlığın ve nurun zıddıdır. Haksızlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence gibi anlamlara da gelmektedir. Zulüm ıstılahta; adaletsizlik, düşmanlık, hakkı engellemek, gayri meşru bir şekilde değiştirmek, noksanlaştırmak suretiyle adaletten sapmak diye tanımlanmıştır.
Zulüm, alimler tarafından üç ana konu başlığında ele alınmıştır. 1-İnsanın Allah'a karşı işlediği Zulüm. 2-İnsanların birbirlerine karşı işledikleri Zulüm. 3- İnsanın kendi nefsine karşı işlediği Zulüm. Allah’ın hükmü adalet, onun zıddı zulümdür. Zulüm yapanlara da, Zalim denir. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde; Allah (c.c.)’ın Zalimleri sevmediği açıkça haber verilmiştir. Ayetlerin ışığında Konuyu aydınlatmaya çalışacağım. Ayet-i Kerimelerde;
“Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.”(Bakara Sûresi âyet:258)
"İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir. Ancak orada ebedî kalmak üzere cehennem onları yoluna (iletecektir). Bu da Allah'a çok kolaydır.” (Nisa Sûresi âyet:168-169)
“Yalan sözlerle Allah'a iftira edenden veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir Şüphe yok ki, zalimler kurtuluşa ermezler” “İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız.”“De ki: Ey kavmim Elinizden geleni yapın Ben de yapacağım Yurdun (dünyanın) sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar.” (En’âm Sûresi âyet:21,129,135) “Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. «Evet» derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun diye bağırır.” (Araf Sûresi âyet:44)“… Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Tevbe Sûresi âyet:109)
"Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar (kıyamet gününde) Rablerine arz edilecekler, şahitler de: İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir, diyecekler. Bilin ki, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerinedir” “ (Ey Muhammed); İşte bu, (halkı helâk olmuş)memleketlerin haberlerindendir. Biz onu sana anlatıyoruz; onlardan (bugüne kadar izleri) kalan da vardır, biçilmiş ekin (gibi yok olan) da vardır.” “Onlara biz zulmetmedik; fakat, onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin (azap) emri geldiğinde, Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları, onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.”“Rabbin, haksızlık eden memleketleri (onların halkını) yakaladığında, onun yakalayışı işte böyle (şiddetlidir). Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir” (Hud Sûresi âyet:18,100-102) buyrulmuştur.
“Eğer yerde ne varsa hepsi ve onunla birlikte bir misli daha o zulmedenlerin olsaydı, kıyamet gününde azabın fenalığından (kurtulmak için) elbette bunları fedâ ederlerdi. Halbuki (o gün) onlar için, Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler ortaya çıkmıştır.” (Zümer Sûresi âyet:47) Zulmedenlerin karşılarına çıkacak olan şeyler, ilâhî gazap ve azaptır. Çünkü bunlara hiç ihtimal vermiyor ve hatırlarına bile getirmiyorlardı. “Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zalime, zifiri karanlık olacaktır.” Müslim, Birr 56
Her zaman nefsimizle mücadele etmeli, bulunduğumuz görevlerimizde hiç kimseye zulmetmeyip adaletle iş yapmalı, Allah (c.c.)’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmalıyız.Kur’an-ı Kerim’i Önderimiz Hz,Muhammed (sas)’in örnekliğinde anlayıp yaşamalıyız.
Her zaman zalimlere karşı durarak, mazlumlardan yana tavır almak zorundayız. Zalimlere karşı duruşumuzu en somut anlamda gösterirken de, Zalimlerin yöntemlerine başvurup haddi aşmadan, kısas, hak, hukuk ve adalet merkezli mücadelemizi sürdürmeliyiz. Zalimlerin yöntemlerini aynen bizlerde uygulayacak olursak, sonucunda zalim değişir fakat zulümler değişmez. Her zalim’e, hukuk içerisinde hak ettiği ceza mutlaka verilmeli, cezalar uygulanırken bile adaletten vazgeçilmemelidir. Zulüm kimden gelirse gelsin, gücüne ve konumuna bakılmaksızın karşı konulmalıdır. Nice Zalim; Fravunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller gelip geçmişlerdir. Şu unutulmamalıdır ki, Zulüm ile abad olanın ahiri berbat olur.
Mazlumların her birinin yüzleri gülecek,
Zalimlerin saltanatına son verilecek.
Ömer Lütfi ERSÖZ
Rabbimiz, her birimize adaletli olmayı nasip eylesin. Zalim olmaktan, zulme uğramaktan da âlemlerin Rabbi, Allah (c.c.) sığınırız. Ancak bir defa zalim olmaktansa bin defa mazlum olmayı tercih ederiz. Rabbimiz,Zalimlerin zulmüne son verip Mazlumların muzaffer olduğu günleri en yakın zamanda bizlere lütfeylesin . Dualarımızda varsınız, dualarınız da hatırlanmak ümidi ile sıhhat ve afiyetler dilerim.