Son Dakika Haberler
Gazze’nin seçilmiş cesur, samimi, ihlaslı, Lideri İsmail Haniye 31 Temmuz gece yarısı İran’ın başkenti Tahranda kaldığı konutunda Siyonist İsrail tarafından atılan füze ile şehit edilmiştir. Rabbimiz, İsmail Haniye’nin ve bütün şehitlerin şehadetini makbul eylesin. Açıkça düşmanlık edip el altından Amerika ile iş tutan, Siyonistlerin varlığının teminatı olan İran’a yazıklar olsun. Kadir Mısıroğlu’nun dediği gibi yedi asırdır İranlı yöneticilerin Müslümanların lehine bir tek icraatları yoktur, Siyonist ve emperyalistlerin uşaklığını yaptıkları aşikârdır. İran İsrail düşmanlığı üzerinden, İsrail’de İran düşmanlığı üzerinden varlıklarını devam ettirmektedirler.
Gazze de yedisinden yetmişine ölümü öldürmüş Allah(c.c.)’ın emrine koşar adım giden İzzetin El- Kassam Tugayları, Mücahit, hafız, yiğit Mü’minler bulunmaktadır. ÖLÜM; Ölmeyen hakikattir. ÖLÜM; Yok olmak, hayat kaybetmek değil, yeni ve ebedi bir hayatın başlangıcıdır. Nasıl ki Tırtılın Ölümü, Kelebeğin başlangıcıdır. İnsan için Ölümde âhiretin başlangıcıdır. ÖLÜM; Vücut değişikliği sonucu ebedi bir hayatın ta kendisidir. ÖLÜM; Yaşam mekânının değişikliğidir. ÖLÜM; Dünyada yapılanların hesabının sorulacağı bir dönüm noktasıdır. ÖLÜM; Mü’minler için daha özel ve güzel nurani bir âleme geçişin adıdır. ÖLÜM; Kâfirler, Müşrikler, Münafıkların Cehennemde cezalarını bulacakları dönemin habercisidir. Bu yüzdendir ki Şehadete Koşan Mü’minler; Ölümden Korkmazlar! Ölüm Ölümsüzlüğün ta kendisidir. Ölüm yok olmak değildir. Ölüm, mekân değişikliği sonucu gerçek ve ebedi hayata yapılan yolculuğun başlangıcı olduğuna göre; Ölüm ve sonrasına İman eden Mü’minler hayatlarını güzel ahlâk sahibi mücahitler olarak yaşarlar ve ölümden asla korkmazlar. İsmail Haniye gibi korkmadan çekinmeden mallarımızla, canlarımızla Allah’ın Rızasını kazanmak için cihat etmeli, gerektiğinde kutsallarımız için feda-i can edebilmeliyiz.
Saldırgan Siyonist İsrail’in Türkiye’mizi de bölmek istediği çok nettir. Tehlike göz göre göre gelmektedir. Son dönemde yaşanan olaylar göstermiştir ki artık bu işin bir şakası, şakaya gelir tarafı kalmamıştır. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır Büyük Orta Doğu Projesinin savaş yoluyla kanla ve kanlı katliamlarla uygulanacağı kesinlik kazanmıştır. Tarih boyunca dünyada İsrail Oğulları savaşlar, ihtilâller, çeşitli para oyunları ile entrikalar çıkarmış, bu gibi olaylarda büyük rol oynamış, milyonlarca canın ve hesapsız servetin zayi olmasına sebep olmuşlardır. Dün olduğu gibi bugünlerdeki katliamları kendi sonlarını da hazırlamaktadır. Her bir Siyonist’e kısas uygulanacak yaptıklarını misliyle yaşayıp bu dünyadan cehenneme sürüleceklerdir. Barış içinde yaşamak arzu edilir bir şey olmakla beraber, tarih boyunca devamlı gerçekleştiği görülmemiştir. Uzun tecrübelerden sonra sulh, dirlik ve düzenlik isteyenlerin ancak savaşa hazır olmakla bunu elde edebilecekleri anlaşılmış, ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulhu salâh’ denilmiştir. İslâm meşru müdafaa için, yeryüzünden zulmü, baskıyı kaldırmak, gerçek din ve vicdan hürriyetini sağlamak için savaşa izin vermiş, Müslümanları cihada çağırmıştır. Ey iki milyarlık dünya Müslümanları, bir avuç Siyonist İsrail’i tükürsek boğacakken bu acziyet niye... Sen acziyet gösterdikçe kâfirler daha da azgınlaşacaklardır. Vakit geç olmadan mücadeleye dâhil olmalıyız.
İsrail’in Filistin'in topraklarının önce yüzde beşini işgal ederek yetmiş beş yıldır yaptığı zulüm ve saldırıları sonucunda yüzde doksanından fazlasını işgal etmiştir. Esasında Filistinliler, Gazzeliler İsrail topraklarını işgal etmediler, tam tersine İsrail tarafından haksız, hukuksuz olarak işgal edilen kendi topraklarını alma girişiminde bulunmuşlardır. Zalimlik, hainlik artık örtülemez bir hakikattir. Zulüm kimden gelirse gelsin, gücüne ve konumuna bakılmaksızın karşı konulmalıdır. Nice Zalim; Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller gelip geçmişlerdir. Şu unutulmamalıdır ki, Zulüm ile abat olanın ahiri berbat olur. Siyonist İsrail’in Zalim Netanyahu’nun ve destekçilerinin de berbat olacağı günler yakındır İnşâAllah.
Riyakâr batı, Dünya’nın birçok yerinde açıkça zulümler yapmakta yeniden adeta haçlı seferleri başlatmaktadır. Evet, düşmanın silahı ile silahlanmalıyız. Caydırıcı güç konumuna gelmek için öncelikle fiili sonrasın da da kavli duâmızı sağlam yapmalıyız. Ancak savaşa başladıktan sonra da karşımızdakini güçlü görerek zaafiyet göstermemeliyiz. Güç ve kuvvet sahibi sadece Allah (c.c.) ‘tır. Yeter ki elimizden gelen imkânları seferber edip fiili ve kavli duâmızı doğru yapalım. Allah (c.c.)’a teslim olalım. Rabbimiz Müslümanları görünür görünmez orduları ile destekler, yardım eder. Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ve ordusunu gönderdiği ebabiller tarafından atılan adrese teslim akıllı bombalarla yenik ekin sapına döndürmüştür. Allah (c.c.); Bedirde, Uhud da Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) ve ashabını nasıl ki meleklerle takviye etmiş attıkları okların hedeflerini vurmasını ikram etmiş ise aynı samimiyete sahip olan Gazze halkına da yardım edecektir. Talut İle Calut’un savaşında henüz peygamber olmayan genç yaştaki Hz. Davud’un attığı sapan taşı ile sayıca çok güçlü askere, araç gerece sahip olan Calut’un ölümünü gerçekleştirip zafer inananların olmuştur. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bizler seferden sorumluyuz zafer Rabbimizden bir lütuftur.
Âyet-i Kerimelerde: “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” (Bakara Sûresi âyet:154) “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.” (Ali İmran Sûresi âyet:169-170) “Allah, kendi yolunda çarpışırken öldüren ve öldürülen müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında cennet vermek üzere satın almıştır. Bu, Allah’ın Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yer almış gerçek bir vaadidir. Kim Allah’tan daha fazla sözüne bağlı olabilir! O halde yaptığınız bu alışverişten ötürü sevinin. İşte büyük bahtiyarlık da budur.” (Tevbe Sûresi âyet:111) “Müminlerden bazı kimseler Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler, kimileri onun yolunda can verdiler, kimileri de ecellerini bekliyorlar; (vaadlerini) asla değiştirmediler.” (Ahzab Sûresi âyet:23) buyurulmuştur.
Zalim Siyonistler hiçbir kuralı tanımamaktadırlar. Zalim Siyonist İsrail dün olduğu gibi bugün de çocuk, kadın, ihtiyar demeden sivilleri, seçilmiş liderleri öldürmekte zulümlerine devam etmektedir. Ne Birleşmiş Milletlerin kararları, nede birçok ülkenin kınamaları İsrail’i zulmünden vazgeçirmeye yetmemektedir. Zalimler güçten anlarlar. Elinde imkân olan Ülkeler yeter artık bu zulümler son bulsun diye güçlerini seferber etmelidir. Hiç değilse İslam Ülkeleri bölgeye barış güçlerini göndermeli, İsrail’in orta doğunun şımarık çocuğu olarak keyfi davranmalarına son vermelidir. İsmail Haniye’nin Cihadına şahidiz isimli şiirimi aktarmak istiyorum:
Şehadetin mübarek mekânın cennet olsun,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Kardeşim cihat etki mazlumun yüzü gülsün,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Güzel yaşayıp örnek oldu Ümmet adına,
İhlas ile erişti şehadetin tadına,
Cesaret aşıladı çocuk, genç ve kadına,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Siyonist Yahudi’ye haddini bildirelim,
Hadlerini bildirip haini öldürelim,
Gazzeli masumların yüzlerin güldürelim,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Ya Rab! Mücahitlere zafer nasip et koru,
Dalga, dalga yayılsın İslâm'ın özü, nuru,
Emperyalist zalimler dünyada girsin nara,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Ya Rab! Gizli, aşikâr Ordularını gönder,
Ümmet-i Muhammed’e şuur ver olsun önder,
Yeni Liderler gönder Gazze’nin halkı ender,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Amerika riyakâr bak bugüne ve düne
Hamas’ın askerleri cesurdur sahip üne,
Destanlar yazsınlar da kalkalım yeni güne,
İsmail Haniye’nin cihadına şahidiz.
Yorumlar