Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülke Türkiye’miz üzerinde dün olduğu gibi bugünde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek için gece gündüz demeden çalışmalıyız. Bir taraftan ciğerlerimiz, ormanlarımız emperyalitlerin kuklası terörist hain işbirlikçiler tarafından yakılmakta,diğer taraftan da ırkçılık üzerinde kardeşlerin birbirine düşürülmesi planlanmaktadır.Bazı siyasiler, sivil toplum örgütleride hiç utanıp sıkılmadan ama, fakat diyerek insanlarımızı öldürüp ormanlarımızı yakan katillere, teröristlere bazen doğrudan bazen de dolaylı desteklerini açıklamak suretiyle ihanetin içinde olduklarını göstermektedirler.
Konyamızda 7 yedi kişinin öldürülmesindan sonra da çok sinsi bir şekilde ülkemizi, konya’mızı karıştırmaya yönelik girişimler olmuştur. İslam, insanların öldürülmesini kesinlikle yasaklamakta, bir insanı kurtarmanın bütün insanlığı kurtarmak olduğu, suçsuz yere bir insanı öldüreninde bedelininde ebedi cehennemlik olunacağı çok net bildirilmiştir.Hiç arzu edilmemesine rağmen bazen aile içi, bazen aynı ırktan kişilerin birbirlerini öldürdükleride bilinmektedir.Ancak bu öldürmeleri ırkçılık sonucu yapıldı denilerek ülkeyi karıştırmak için pusuda yatan hainler vardır.İnsan olan, gerçekten ırkçılıktan uzak durur. Müslüman, asla ırkçılık yapamaz. Irkçılık yapanlar şunu bilmelidirler ki, dünyaya, erkek veya kadın, Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez veya başka ırklardan gelişimiz, kişilerin tercihine göre değildir. Âlemlerin Rabbi Allah (c. c.),İnsanları, imtihan etmek için, farklı renklerde, ırklarda ve cinsiyetlerde yaratmıştır. Herkes yaratılmış olduğu konumundan memnun, mutlu olup, şükretmeli ve kesinlikle ırkını, cinsiyetini bir üstünlük vasfı saymamalıdır. Üstün ırk yoktur. Esasen, farklı ırklardan, kabilelerden, kavimlerden oluşumuz daha çok tanışıp bilişmemiz ve kaynaşmamız içindir.
Hiç birimiz kendi cinsiyetimizi, ırkımızı tercih ederek dünyaya gelmiş değiliz. Dolayısıyla tercihimizin olmadığı malumken, bunu bir üstünlük vasfı olarak da değerlendiremeyiz. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s. a. s.) veda hutbesinde: “Ne Arap’ın Aceme (Arap olmayana), ne de Acem’in Arap’a (Acem olmayana) üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. Takva ise yaşayıştır. Bu yaşayış ise; Allah(c.c.)’ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınmaktır” buyurmuştur.Yaşayış ve davranışların güzel olması ile insanlar birbirlerine üstünlük sağlayabilirler. İman eden, imanının gereği Salih amel işleyen bir Müslümanın ırkı, rengi ve cinsiyeti ne olursa olsun o üstündür.Irkçılık şeytandandır. İlk ırkçıda şeytandır.
Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, Türkiyemizin menfaatlerini korumak için mili ve yerli bir duruş sergileyerek birlik olmalıyız. Türkiyemizin doğu Akdeniz de, Libya da, Suriye de, Irak ta v.b. yerlerde haklarını koruyup kollamak için büyük çoğunlukla ortak paydada buluştuğumuz gibi orman yangınlarına, türk, kürt çatışmasına yol açacak hain girişimlerin her birine karşı tek ses olmalıyız. Emperyalizmin, Siyonizm’in oyunlarını bozmalıyız. Sözde aydın geçinen bazı satılık kalemler, sanattan yoksun bazı sanatçılar, siyasetin amacını kavrayamamış bazı siyasetçilerin Ülkemizin menfaatlerini zedelemek için çalışmaları çok üzüntü vericidir. Gezi olaylarında yalan yanlış bilgilerle 8-10 ağaç kesiliyor diye ayağa kalkıp yakıp yıkanlar neredesiniz ? Hiçbir tepki koymayanları çok iyi biliyoruz. Açıkça ihanetin içinde oldukları çok net anlaşılmaktadır.
Karşımızdaki düşmanların sayılarının çokluğundan hiçbir zaman çekinmemişiz.Bizi üzen içimizde bulunup düşmanlarımızla hareket eden iki yüzlü riyakarların varlığıdır. Kesinlikle fitne ve fesattan uzak durarak, birliğimizi, dirliğimizi korumak zorundayız. Birlik-beraberlik ruhunu koruduğumuz sürece başarılı olmamız, Rabbimizin lütfu ile kaçınılmaz olacak, önümüzde hiçbir beşeri güç ve onun maşaları, dün duramadığı gibi bugünde duramayacaktır.Ülkemiz insanları üzerinde asırlardır uygulanan hain planları çok iyi biliyoruz. İç ve dış düşmanlarımız ne kadar çok olurlarsa olsun İmanlı milletimiz, yeniden milli mücadeleyi, değerlerimizi koruma sevdası ile hiçbir beşeri güçten çekinmeden dün olduğu gibi bugünde sürdürmeye kararlıdır. Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde tefrika vardır. Tefrika, girdiği cemiyetlerde, itimat-emniyet, hürmet- muhabbet, şefkat ve merhamet gibi her türlü ahlaki güzellikleri ortadan kaldırır. Maddi ve manevi bütün haklarımızı korumalıyız.Türkiye’mize karşı oynanan, oynanmak istenen çirkin oyunları gören aklıselim sahibi olan herkes, Zalimlere, hainlere karşı kenetlenerek, birlik ve beraberlik içinde mücadele etmelidir. Hem dünyevi ve hem de uhrevi konularda bize düşen, çok çalışmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olmalıdır.
Türkiye’mizin her türlü menfaatinde ortak paydada buluşmalıyız. ‘Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler.’ (Bilge İnsan Aliyya İzzet Begoviç) Bizim bu uğurdaki ölümümüz Şehadet, elde ettiğimiz zaferler ise dünya ve ahiret kurtuluşumuzdur. 15 Temmuz da bunu net gösterdik. Türkiye’mizin maddi, manevi menfaatlerini koruma konularında milli bir duruş sergileyen, hainlerin cezalandırlmaları için çalışanların her birine gönülden en kalb-i selamlarımı sunar, sıhhat ve afiyetler dilerim. omerlutfiersoz@gmail.com