Milli ve yerli duruş sergilemenin önemi
22 Eylül 2020
Birlik ve beraberliğin olmadığı yerde tefrika vardır. Tefrika, girdiği cemiyetlerde, itimat-emniyet, hürmet- muhabbet, şefkat ve merhamet gibi her türlü ahlaki güzellikleri ortadan kaldırır. Dünyada cereyan eden bütün olumsuzlukların Müslümanların aleyhine olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Dünya’nın birçok yerinde yapılan zulüm, işkence, vahşet, kan, gözyaşı v.b. olumsuzlukların hemen hemen büyük çoğunluğu Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda, Müslümanlara reva görülmektedir. Bu yaşanan olumsuzlukları görmemek için kör, duymamak için sağır ve anlamamak içinse akılsız olmak lâzım gelmektedir. Biz Müslümanlar, zalimlere karşı, inancına bakmadan mazlumlara destek olmak zorundayız. Maddi ve manevi bütün haklarımızı korumalıyız.
Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülke Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gece gündüz demeden çalışmalıyız. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım, Türkiye’mizin menfaatlerini korumak için mili ve yerli bir duruş sergilemeliyiz. Türkiye’mizin doğu Akdeniz de, Libya da, Suriye de, Irak ta v.b. yerlerde haklarını koruyup kollamak için ortak paydada buluşup tek ses olup aykırı ses çıkarmamalıyız. Emperyalizmin, Siyonizm’in oyunlarını bozmalıyız. Sözde aydın geçinen bazı satılık kalemler, sanattan yoksun bazı sanatçılar, siyasetin amacını kavrayamamış bazı siyasetçilerin Ülkemizin menfaatlerini korumaları gerekirken bir Yunanlı gibi Yunanistan’ın, İsrail’in v.b. haklarını korumaya çalıştıklarını üzülerek görüyoruz. Tarihimizi çok iyi incelediğimizde görmekteyiz ki biz karşımızdaki düşmanların sayılarının çokluğundan hiç çekinmemişiz. Esasen bizi üzen içimizde olmakla birlikte düşmanlarımızla hareket eden iki yüzlü riyakarların varlığıdır. Kesinlikle fitne ve fesattan uzak durarak, birliğimizi, dirliğimizi korumak zorundayız. Birlik-beraberlik ruhunu koruduğumuz sürece başarılı olmamız, Rabbimizin lütfu ile kaçınılmaz olacak, önümüzde hiçbir beşeri güç ve onun maşaları, dün duramadığı gibi bugünde duramayacaktır.
Bu dünya hayatına imtihan edilmek üzere gönderilmiş bulunmaktayız. Hayatımızın her döneminde, tercihimiz her zaman hak, hakikat ve adalet merkezli olmalıdır. Hem dünyevi ve hem de uhrevi konularda bize düşen, çok çalışmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Bizler tercihlerimizi iyiden, güzelden yana yapmak durumundayız. Tercihlerimiz hak ve hakikat merkezli olduğu ölçüde, Rabbimizin yardımının geleceği aşikârdır. Her birimiz, nefsimizle mücadele edip emredilen ibadetlerimizi hakkıyla yerine getirip, yasaklananlardan da kaçınmalıyız. Ayrıca elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülkemiz Türkiye’mizin her alanda şahlanması, başarılı olması için de çalışmalıyız. Birlik ve beraberlik ruhumuzu bozmak isteyenlere fırsat vermeden hizmetlerimizi en güzel şekilde yapmalıyız. Sonucunda kazanan Milletimiz olacaktır.
Müslümanlar her alanda güçlü olmak zorundadırlar. Düşmanlarımızın silahları ile silahlanmalı, her alandaki gelişmemizi sağlamak için çalışmalıyız. Çalışmalarımız sonucunda elde ettiklerimizle düşmanlarımızın sahip olduğu maddi imkânlar arasında fark olsa bile, bize düşmanlık eden, dinimize saldıran, yaşam hakkı vermeyenlere karşı da tavrımız çok net olmalı, korkuya kapılmamalıyız. Mücadelemizi her alanda, çekinmeden yapmalıyız. Bizler seferden sorumluyuz. Zafer Rabbimizdendir. Nice güçsüz, az ve zayıf görünen samimi Müslümanların, kendilerinden kat kat güçlü ve çok olan inkârcılara, zalimler topluluğuna galip geldiklerini tarihi gerçeklerden, âyet ve hadislerden öğrenmiş bulunuyoruz. Mü’minler olarak maddi ve manevi alanlarda başarılı olmak için çok çalışmalı, bize engel olmak isteyen hainlerin hiç birinin gücüne bakmadan, karşı koymamız gerektiğini bilmeliyiz. İnanıyoruz ki; Allah (c.c.)’ın güç ve kuvveti üzerinde bir güç yoktur. Toplumumuzu, arzu ettiğimiz bütün güzelliklerle dolu hale getirmemiz için maddi ve manevi alanda çok çalışıp başarılı olmalıyız. İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Bize dünyayı dar etmek isteyenlere de asla fırsat vermememiz gerekir. Biz samimi olur çalışırsak, Rabbimiz bizleri görünür görünmez ordularıyla destekler. İmanlı, adaletli Anadolu insanımızın oluşturduğu Devletimizin şefkatine razı olmayanlar, gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacaklardır.
Türkiye’mize karşı oynanan, oynanmak istenen çirkin oyunları gören aklıselim sahibi olan herkes, Zalimlere, hainlere karşı kenetlenerek, birlik ve beraberlik içinde mücadele etmelidir. Hem dünyevi ve hem de uhrevi konularda bize düşen, çok çalışmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olmalıdır.
Dünyanın beşten büyük olduğu görülecek,
Hainlerin defterleri bir bir dürülecek.
Rabbimiz, her birimize; güzel ülke Türkiye’mizin menfaatlerini korumak için zalimlerle mücadele ederek zafere kavuşmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.