Bu virüs bizi yordu galiba…. Bu aralar herkesin bakışları şarkı sözü gibi…
“Ben yoruldum hayat gelme üstüme”
Mutlulukla ilgili yanlış bilgilere sahibiz bence. Özellikle günümüz insanı mutluluğun kendini tatmin etme olduğunu düşünüyor. Oysa yüksek bir amaca hizmet etmiyorsan, her gün başını yastığına koyduğunda üstüme düşeni, elimden geldiğince yaptım diyemiyorsan, bir yüreğe dokunmamışsan, mutlu değilsindir sadece haz peşinde koşuyorsun ama yaldızlı sahteliğin de kayboluyorsun demektir.
Öyle güzel yaşamalıyız ki; her an kendi kendimizin elini sıka bilelim . Bunun için ihtiyacımız olan şey ; güzellikleri sık tekrar etmek ,ayrıntıları hissetmek ve kâinatın müthiş melodisine duyularımızı açmaktır .
Bu hafta içimizi ısıtan güzelliklerden birkaçını paylaşmak istiyorum . Çoğalması için ,büyümesi için,yorgunluklarımızı alıp, mutluluğun adresini gönlümüze buldurması için …Şehrin hareketli trafiğinde iki çocuk halka tatlı sattıkları seyyar arabalarını sürüklerken talihsiz bir kazayla arabalarını deviriyorlar. Bütün tatlılar yola düşüyor .Yoldan geçen iki arabanın sürücüleri ayrıntıları kaçırmıyor. Hemen belki de yetişecekleri yere biraz geç kalma ihtimalini de göze alarak ,arabalarını sağa çekip tatlı arabasını kaldırmaya çalışan küçük çocuklara yardım ediyorlar. Sonra da bununla yetinmeyip tüm tatlıları da alarak ağlayan gençlerin o günkü zararını telafi edip tam bir mutluluk oluşturuyorlar. Kimin için ?.Sadece zarardan kurtulan tatlıcı çocuklar için mi ?Asıl mutluluk o an, o iki sürücünün kalbinde…
İmam ;caminin içinde, girişe yakın 100 tl buluyor.” Acaba kim düşürdü, her gün gelen cemaatten birisi ise bilirim “düşüncesiyle kameradan kayıtlara bakıyor .Muhteşem bir güzellik… İki-üç tane çocuk yolda buldukları 100 TL ‘yi camiye koymak için geliyorlar ve ayakkabılarını çıkaramayınca , dizlerinin üstünde caminin halısına basmamak için emekleyerek ilerleyip parayı bırakıyorlar…
“ Dünyanın çivisi çıktı, bu gençlik sorumsuz ,çocuklar hak hakikat bilmiyor “söylemlerine inat umutlarla doluyum ;güzellikler bu kalplerden yayılacak .
Eskiden anneler çocuklarını resmi görevlilerle korkuturdu.” Bak yaramazlık yaparsan polise söylerim, jandarma gelir “diye. Şimdilerde polis ve jandarma en güvenli sığınak, sorunları çözen bir yardımeli .Hayatı için çok önemli bir sınava YKS’ye geç kalan öğrencileri motorlu polisler seferber olup doğru adrese teslim ediyor ve ona yol boyu cesaret veriyorlar.
Sel ,önüne gelen her şeyi sürüklüyor .Köpüren suların içinde küçücük bir ceylan yavrusu gören çocuk hiç düşünmeden kendini de tehlikeye atarak, o ceylanı kurtarıp karşı kıyıdaki annesine teslim ediyor.
Beş tane engelli çocuğuna bakan annenin sözleri:
- onlar benim kalbimin sevinci, onlara hizmet etmek beni mutlu kılıyor ….
Yüzlerce, binlerce örnekten bu hafta dikkat çekenler. Haberimiz olmayan milyonlarcasının küçük bir kesiti olsun. Biz elimizde olmayanları sürekli elimizde olanları ise ara sıra düşünmeye meyilliyiz. Belki de o yüzden mutluluk arayışında bocalıyoruz .Hadi yağmur olalım gönüllere ulaşan, toprağı canlandıran, iyileştiren… her çaba bir mutluluk.. Çünkü ;
NİSAN YAĞMURLARI MAYIS ÇİÇEĞİNİ GETİRİR…)