Son Dakika Haberler

Şeydâ’nın Köşesi - Gülsüm Özkan

Şeydâ’nın Köşesi - Gülsüm Özkan

​Maya

23 Kasım 2020
Bir arkadaşım anlatmıştı. Antalya'da seracılık yapan bir misafirleri çantalar dolusu ürettiği sebze, meyveyi hediye olarak getirmiş. Arkadaşım da taze sebzeler diye, onların getirdiği bu ürünlerden yemekler yaparak akşam ikram etmiş. Ama kadınla adam; ev sahibi arkadaşım "Çok teşekkür ederiz. Ne taze sebzeler. Yemeği sizin getirdiklerinizden yaptım.” der demez, ellerindeki çatalı kaşığı bırakmış. Ev sahibi arkadaşım şaşırarak, ne olduğunu sormuş. Biraz ısrar edince:- Kusura bakmayın. Biz üretim bol olsun diye bazı maddeler kullanıyoruz. O yüzden kendi yediklerimiz için ayrı küçük bir bahçemiz daha var. Ürettiğimiz sebzelerden yemiyoruz.Arkadaşım şaşırıp kalmış. Tüm insanların sağlığı ile açık açık oynanmasına mı yansın; yoksa bunu misafir gittiği eve yemediği ürünlerden getirip, bir de fütursuzca söylenmesine mi?Fıtrat; yaradılış, maya, doğal olan demek. Ve nicedir, bizim fıtratımızla oynanıyor. 

Dünya nüfusunun çok arttığını ve doğal tarımla bunun karşılanamayacağını düşünen, dünya halklarına kendi düzenlerini dayatan bu sistemler; daha iyi ürün adına genetik üretim-beslenme uyguluyorlar. A vitamini, demir, iyot ve çinko eksikliği gibi beslenme problemlerinin giderilmesini hedeflediklerini söyleseler de, bu ürünler mayamızı zedeliyor.Tarımla uğraşan çiftçimiz suçlu; çünkü daha çok kazanma hırsıyla bu değirmene su taşıyor. Tarım politikalarımız suçlu; çünkü denetimler olsa da cezalar caydırıcı boyutta olmadığı için en fazla birkaç günlük kârını vererek firmalar suçuna devam ediyor.Para kazanma hırsı o kadar çok ki, içkinin zararı bir yana, bir de sahtesini üreterek ardarda kaç kişinin ölümüne sebep oluyorlar. 

Çayın rengini karartmak için boya kullananlar, süte yoğurda bozulmaması için kimyasal karıştıranlar…Üretici; gıda konusunda bilinçlendirilmeli, denetimleri gıda mühendisleri yapmalı, cezalar caydırıcı olup ceza alan firmaların isimleri belediyelerin reklam panolarında gösterilmeli. Halk ne yediğini bilmeli.Ambalajlı ürünler zaten tam bir muamma. Etikette glikoz, sakkaroz, fruktoz, jelatin derken doğal diye bir şey yok. Biraz daha gayretli olmalıyız. İyi tarımı tercih etmeli, anne babalar olarak çocukların ruhunun yediklerinden oluştuğunu unutmamalıyız. Kekimizi, pastamızı kendimiz yapıp; yoğurdu mayalayıp; salça, reçel, tereyağı gibi asıl ürünlerimizi evimizde üretmeliyiz.BİZ NE YİYORSAK OYUZ. MAYAMIZI KORUMALIYIZ…

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • Emine

    Soluduğumuz hava dahi zehir .

    • Cevapla
    • Begen (0)
    • Begenme (0)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”