Kur’an-ı Kerim’i, Ramazan ayında daha iyi anlayıp, okuyup yaşamak için çaba göstermeliyiz. Bu güzel özelliğimizi Ramazan dışında da devam ettirerek, Kur’an-ı Kerimle olan irtibatımıza devamlılık kazandırmalıyız.
Kur’an-ı Kerîm Mü’minler için gerçek anlamda şifa kaynağıdır ve aynı zamanda da rahmettir. Kâfirlerin de yalnızca hüsranını, ziyanını artırmaktadır. Mü’min; Kur’an-ı Kerimden faydalanmak, feyz almak için okumakta, dinlemekte ve yaşamaya çalışmaktadır. İşte bu özelliklere sahip olanlar Kur’an’a yöneldikleri için, Kur’an, onlara şifa olmaktadır. Ancak Kur’an’a düşmanlık edenler için ziyanlarını artırıcı olması, ondan faydalanmayı düşünmemeleri sebebiyledir.
Kur'an-ı Kerîm’in, biz Mü’minlere hayat vermesini, gerçek anlamda şifa olmasını istiyorsak, öncelikle, hayatınızı Kur'an'a vererek samimiyet ve sadakatimizi göstermeliyiz.
Âyet-i Kerimelerde
: “Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, Mü’minler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.”
Mü’min, Kur’an’dan feyz almasını bildiği, bu maksatla okuduğu, dinlediği için, Kur’an âyetleri kendisine şifa ve rahmet vesilesidir. Bunu bir misalle açıklamak gerekirse, kişi hastalandığı zaman gerekli olan maddi ve manevi tedbirlere başvurmalıdır. Hastalığı da şifayı da yaratan Allah (c.c.)’tır. Herhangidir hastalığa yakalanan hastaya Doktoru tarafından yazılan ilaçlardan yararlanmayıp, tedavi olmak istemeyişi, nasıl ki o hastanın hastalığının devamına veya o kişinin hastalığının artmasına yol açarsa, Kâfirlerin, Zalimler’in Kur’an’dan uzak durması da onların hüsranını artırmaktadır.
Fahreddin Razi, Kur’an’ın hem ruhani, hem de cismani hastalıklara şifa olduğunu belirtir ve şu tasnifi yapar: Ruhani hastalık, sapık inanç ve kötü ahlaktır. Sapık inanç ve huyların akıl ve kalplere attığı şüphe ve kirleri Kur’an temizler ve tedavi eder. Bedeni hastalıklara şifa olması da, Kur’an’dan okunan bazı ayetler, başka yerlerde şifası bulunmayan pek çok hastalıklara deva olur.
“İnsana nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.” “De ki: Herkes, kendi mizaç ve meşrebine göre iş yapar. Bu durumda kimin doğru bir yol tuttuğunu Rabbiniz en iyi bilendir.” (İsra Sûresi âyet:82-84) buyrulmuştur.
Hak, hukuk, adalet merkezli olarak mücadele edenler mutlaka başarıya ulaşacaklardır. Kur’an-ı Kerîm, gerçek anlamda kurtuluş kaynağıdır. Kimseyi zor kullanarak kendisine uyup, tabi olmaya zorlamaz. Akıl ve Gönül’e hitap eder, bu hitabın muhatabı olan İnsanlar, Kur’an’dan faydalanmaya çalışıp, O’na yönelip, İnanıp bir hayat yaşarlarsa, onlar için gerçek, kalıcı bir şifa kaynağı olur. Kur’an’a düşmanlık edenler, gerçek anlamda ki tedavi edici, sıkıntıları giderici olan İlâhi ana kaynaktan beslenmeyip uzak kaldıkları için, onlara şifa kaynağı olmamaktadır. Kur’andan uzak duranların durumu aydınlık yerlerden uzaklaşıp, karanlıkta yaşamak isteyenlerin durumu gibidir. Kişi nasıl yaklaşım gösterirse karşılığı o’na göre gelir.
Müslümanlar Kuran-ı Kerim'i okumak, anlamak ve yaşamakla emrolunmuşlardır. İnandığı ve hayat nizamı edindiği Kuran'a karşı Mü’minin ilk vazifesi O'nu sık sık okumak olmalıdır. Kuran'ın ilk emri "Oku” iken şüphesiz Kuran'ı okuyamama diye bir mazeret olamaz. Her Müslüman Kuran'ı okumayı kendisi bilmeli ayrıca aile fertlerine ve öğretebileceği kimselere öğretmelidir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Hadis-i Şeriflerinde: "Sizin en hayırlınız, Kuran'-ı öğrenenleriniz ve öğretenlerinizdir"
Tatbik olunmayan bilgilerden bir menfaat edinilemeyeceği gibi, inanılan, okunan, anlaşılan, fakat yaşanmayan Kurandan da özlenen faydalar sağlanamayacaktır. Kur’an ayında, yeniden özlenen şekliyle Kur’anla buluşalım.
İnsan beden ve ruhtan müteşekkildir. Nasıl ki bedenin yaşaması için yemeye, içmeye v.b. ihtiyacı varsa, bunun gibi ruhun da gıdaya ihtiyacı vardır. Ruhun gıdası da tam anlamıyla Allah (c.c.)’ın rızasına uygun işler yapıp, yasakladığı fiillerden uzak durmakla mümkündür. Bu mübarek ramazan ayında ruhumuzu da manevi olarak arzulanan şekilde besleyelim. Kulluk görevimizi en iyi şekilde yerine getirip arınalım.
Kur’an-ı Kerîm’in nurlu ve aydınlık yolunda her daim olanlardan olmamızı Allah (c.c.)’tan niyaz eder, sıhhat ve âfiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com