Son Dakika Haberler
Malumunuz geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın “Kudüs’ü resmen İsrail’in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Tel Aviv’deki büyükelçiliğimizin Kudüs’e taşınması talimatını verdim” açıklaması sonucunda Türkiyemiz başta olmak üzere bir çok ülkeden organize olunmuş büyük tepkiler gelmektedir.
Kudüs, İstanbul'un,Konya'nın, Sivas'ın, Diyarbakır'ın Kardeşi ve dostudur. Hatta insanlığın çoğunluğunun kutsalıdır. Herkes barış içinde yaşamalıyken maalesef, savaşın fitili yakılmıştır. Kudüs, bizim gözümüzün nurudur. Kırmızı çizgimizdir. Kudüs’ü terör devleti İsrail’in, ABD’nin insafına terk edemeyiz ve etmeyeceğiz. Mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.
Birçok Peygamberin Tevhid mücadelesine ev sahipliği yapmış olan üç semavi dinin Kıblesi olmuş, çevresi mübarek kılınmış Mescid-i Aksâ Kudüs’te bulunmaktadır. Katar’a yaptırım uygulamak için efelenen iki yüzlü zavallı Suudi Arabistan ve bazı Arap ülkelerinin liderlerinden bu konuda ses çıkmadığı gibi Kukla zavallı Müftülerin fetvaları ile İsrail ile savaşmanın caiz olmadığı yalakalıklarına başlamışlardır.
Bütün Mazlumlara sahip çıkan, dünya beşten büyük diyen, zalimlerin yüzüne sen zalimsin diyebilen Türkiye’mizin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Milletimizin büyük bir çoğunluğu bu hususta tepkilerini açıkça ifade etmişlerdir. Sadece tepki göstermekle yetinilmemiş, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayan Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma girişiminin yanlışlığına, haksızlığına güçlü bir şekilde karşı konulup gerekli görüşmeler yapılarak sonuçlarıda alınmaya başlanmıştır. İnsanlıktan nasibi olan bazı Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanların da büyük çoğunluğu Kudüs ‘ün İsrail’in başkenti yapılması kararına karşı gelerek mücadele etmektedirler. Yaşama hakkı tanınmayan Filistinlilerde haklı olarak üçüncü intifadayı başlatmak zorunda kalmışlardır. İnanıyorum ki bu haksız ve yanlış karar, Kudüs’ün Yeniden Fethedilmesine vesile olacaktır.
Zulüm ile abat olunmaz. Zulüm ile abat olanın ahiri berbat olur. Ey İsrail! Berbat olacağın günler yakındır. Yaptığınız zulümleri hiçbir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız. Siz Zalimleri unutmadığımız gibi, kadınıyla erkeğiyle, yedisinden yetmişine cesur, kahraman Filistinli Mücahit, Mücahide kardeşlerimizi de asla unutmayacağız ve yalnız bırakmayacağız.
Ya Rabbi! Cesaretli, korkusuz, yiğit Mücahit kardeşlerimize en yakın zamanda zafer nasip eyle. Yardımını esirgeme…
Âyet-i Kerîmede: “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” (İsrâ Sûresi âyet:1) buyrulmuştur.
Mescid-i Aksâ Kudüs’te, yani Kuts-i Şerif’te diğer adıyla Beytü’l-Makdis’te bulunmaktadır. Binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan, aynı zamanda bir cazibe merkezi olan Kudüs ve Çevresinde birçok Peygamberler yaşamıştır. İslam’ın ilk kıblegâhı, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s. a. s)’in İsrâ (Gece Yürüyüşü) sonrası Mîrac’a yükseldiği kutsal mekândır. Bu kutsal mekân ile gönül bağımız vardır. Kudüs, ilk olarak Hz. Ömer (r.a.)’ın fethiyle huzura kavuşmuştur. Haçlı seferleri ile Müslümanlardan alınan Kudüs, bir asra yakın bir süre bizlere hasret yaşatsa da, ikinci olarak Selâhaddin Eyyubî’nin fethi ile tekrar huzura kavuşturulmuştur. Özellikle ecdadımız Osmanlı döneminde Müslümanlar, insaflı ve adaletli bir yönetim sergileyerek, farklı inanç mensuplarının canına, malına ve din özgürlüklerine herhangi bir müdahalede bulunmamışlardır. Hatta gayr-i Müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde hep, İslam’ın adaletine sığınmışlardır. Kudüs, yeniden fethedilmeyi beklemektedir.
Barışın şehri Kudüs, bugün her türlü tecavüze maruz kalmıştır. Masum insanların evleri yıkılıp el konulmakta ve acımasızca katledilmektedirler.
Rabbimiz, biz Müslümanlara Ümmet olma şuuru ile birlikte Kudüs’teki ve yeryüzündeki bütün mazlumların acısını yüreğimizde hissetmemizi nasip eyle! Bizleri basiretsiz, ferasetsiz, vicdansız ve zalimlerden yana eyleme! Mescid-i Aksâ’yı ve İslam Ülkelerini işgale yeltenen Zalimlere fırsat verme! Fiili ve kavli dualarımız sonucunda, Müslüman kardeşlerimizin içinde bulundukları zor durumdan kurtulmaları için yardım eyle! Âmin.
MESCİD-İ AKSÂ
Ey! Semâvî dinlerin, dünyadaki beşiği;
Ey! Mîrâc’a açılan, kapıların eşiği..
Sen ki; Mescid-i Aksa, sen ki; tevhîd simgesi,
Sahâbe-i Kirâm’ın, namazda ilk kıblesi..
Ey! Çevresi mübârek, yüce Mescid-i Aksa,
Utanırdı insanlık.. Sana ibretle baksa.
Sen ki; şâhidi oldun, nice kanlı savaşın;
Dile gelse.. Vahşeti, haykırırdı her taşın..
Ne yazık ki; bugün de, aynı vahşet sürüyor;
Cinâyetle beslenen, gözleri kan bürüyor..
İşte..Yine sahnede, peygamber kâtilleri,
İnsanlığa kast eden, cinnetin fâilleri.
İşte..Yine çocuklar, Gazze’de kan kusmada,
Bu serî katliâma, bütün dünya susmada.
Yine rekor peşinde, zulüm şampiyonları;
Siyonist eşkiyânın, küresel piyonları..
İşte..Yine sahnede, haçlının fosilleri,
Medeniyet maskeli, kudurmuş nesilleri.
Yine tarih tekerrür, yine küfür tek millet,
Hepsinin genlerine, kazınmıştır bu zillet.
Ey! Bir buçuk milyarlık, dünya Müslümanları!
Hiç mi utandırmıyor, bunca mazlum kanları?
Bu zülmü boğmak için, tükürmeniz yeterdi,
Selahaddin Eyyûbî, çıkıp gelse ne derdi?
Ey! Petrol kralları, saray hânedanları,
Bir düşünün Kudüs’te, cihâd eden canları.
Kim saçtı üstünüze, bu ölü toprağını?
Yoksa.. Kopardınız mı, Kudüs’le din bağını?
Halîfe Ömer gibi, bir örnek olmasaydı,
Belki sizi affetmek, biraz daha kolaydı,
O, adâlet severdi, o Hazreti Ömer’di,
Sizi, bu halde görse, saraylara gömerdi..
Ey! Mahşere inanan, dünya müslümanları,
Bırakın.. O münâfık, tahtına tapanları.
Allah’ın kelâmını, kaç bin kere duydunuz,
Kıyâmet’e kadar mı, sürecek bu uykunuz?
Filistin’de taş atan, çocukların aşkına,
Bu apaçık gafleti, görün Allah aşkına!
Bir buçuk milyar insan, bir kez ayağa kalksa;
Hiç garip kalır mıydı, böyle Mescid-i Aksa?
Hiç yalnız kalır mıydı, böyle Mescid-i Aksa?
Cengiz Numanoğlu
Yorumlar