Dinimiz İslâm, İmanımız, namusumuz, neslimiz, mallarımız, milletimiz, vatanımız, bayrağımız ve kısacası bütün kutsal değerlerimiz uğruna yapılan mücadele sonucunda hayatını kaybeden Müslüman kardeşlerimize Şehid, yaralılarımıza da Gazi ismini vermektedir. Vatan, sadece bir toprak parçası değil bütün kutsal değerlerimizin üzerinde özgürce yaşandığı yerdir. Vatan olmaksızın millet, millet olmaksızın da devlet olamaz. Bir milletin gerçek anlamda varlığı, vatanın varlığına, aynı zamanda hür ve bağımsız olmasına bağlıdır.
Şehid’lik olmadan gerçek anlamda vatan şuuru olmaz. Bugün sahip olduğumuz cennet vatanımız, kahraman ecdadımızın her karışını, kanları ile sulayıp, bize emanet ettikleri topraklardır. İstiklâl Marşımızın şairi merhum Mehmet Akif ERSOY, bu hakikati mükemmel ve muhteşem olarak şu şekilde ifade etmiştir:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda
Canı cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.
Âyet-i Kerimelerde: “Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” ( Bakara Sûresi âyet:154) “Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın…” (Bakara Sûresi âyet:190) “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehid kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” “Kim Allah'a ve Resûl'e itaat ederse işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır” (Nisa Sûresi âyet:69) “Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, Mü’minlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.“Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.” (Ali İmran Sûresi âyet:169-172) buyrulmuştur.
Dinimiz İslam’ın emirlerini yerine getirebilmek, namusumuzu, şerefimizi koruyup, huzur ve güven içinde yaşayabilmemiz için bağımsız bir vatana sahip olmak zorundayız. O’nun içindir ki güzel ülkemiz Türkiye’mize içerden ve dışarıdan gelen her türlü ihanetle, terörle mücadele etmekteyiz. Suriye de, Irakta, Libya da v.b. yerlerde ne işimiz var diyenlere aldırış etmeden, muhatap almadan doğru bildiğimiz yolda ilerlemeli, her türlü terörden bölgeleri temizlemeli, aynı zamanda maddi ve manevi imkanlarından da faydalanmalıyız. Bütün Emperyalist güçler binlerce, on binlerce kilometre mesafeden gelip menfaatleşip, bizim aleyhimize terör gruplarını kullanırken, bunları görmemezlikten gelmek bizlere yakışmaz.Terörü nerede bulursak bulalım kaynağında kurutmalıyız. Türkiye’mizin meddi ve manevi menfaatlerini her alanda en iyi şekilde korumalıyız. Hamdolsun son dönemlerde en iyi bir şekilde korunduğuna da şahitlik etmekteyiz. Bizler güvenlik güçlerimize her zaman dua ve desteklerimizle yardımcı olmalıyız. Provokasyon yapanlara asla izin vermemeliyiz. Hamdolsun ki, güvenlik güçlerimiz bütün hainlere, teröristlere anlayacakları dilden cevapları çok net olarak hem içeride hem de dışarıda vermekte ve vermeye de devam edeceklerdir.Vatanımızı korumak hem dini, hem de milli bir görevdir. Rabbimiz, zaferler ikram eylesin.
Vatan, gerektiğinde uğrunda can verilen ve üzerinde medeniyet kurulan yerdir. Mithat Cemal KUNTAY bir beyit’in de bu gerçeği şöyle dile getirmektedir:
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa; Vatandır.
Ya Rabbi; İmanımızın gereği güzel ahlâk sahibi olarak yaşayanlardan eyle Bizleri vatansız bırakma Şehidlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar, ailelerine ve milletimize sabr-ı cemil lütfeyle… Âmin