Allah (c.c.)’ın insanların öğüt almaları için göndermiş olduğu kitabı Kur’an-ı Kerîm, hikmet dolu âyetlerden oluşmaktadır. Müslümanlar olarak hikmet dolu kitabımız Kur’an-ı Kerîm’i, numûne-i imtisâl, rol model Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in anlayıp uyguladığı gibi yaşamalıyız. Kur’an-ı Kerîm; güzel davrananlar için bir hidayet rehberi ve rahmet olmak üzere indirilmiştir.
Âyet-i Kerîmede : “Andolsun biz Lokman’a: Allah’a şükret diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.” (Lokman Sûresi âyet:12) buyrulmuştur.
Hikmet’in başı Allah korkusudur. Allah’tan korkan bütün korkulardan kurtulur ve yanlış işler yapmaz.Felsefi ve ilmi bilgiyle düşünceyi ifade eden hikmet, Türk tasavvuf edebiyatında ‘ilm-i ledün’, yani Allah (c.c.) tarafından ve yalnız Allah (c.c.)’ın dilediği kullara verdiği özel bir bilgi olarak değerlendirilmiştir. Bu anlamda hikmet sahibi Hz. Lokman da bir insanı kâmil’dir. Bu anlamda Yunus Emre; ‘okuyup hikmet ilmini Lokman olayım bir zaman’ diyerek onun mertebesine ulaşmak istemiştir.
İlâhi hikmetler gerçek manasıyla gönül sahipleri tarafından anlaşılabileceğinden hikmetin kaynağı ve yolu ‘gönül’ manasına gelen ‘dil’ dir. ‘İlâhi hikmet’ beşeri güç ve iradenin yönlendiremediği, kontrol edemediği, maddeden arınmış ontolojik gerçekliğe sahip varlıkların durumlarını araştıran bir ilmin adı olup metafizik disiplini ifade etmektedir. Hikmet kelimesinin çoğulu hikem’dir.Klasik sözlüklerde; engellemek, alıkoymak, gemlemek, sağlam olmak gibi anlamlara geldiği belirtilmektedir. Esasında kastedilen mana; insanı iyi olana yönlendiren, çirkin ve kötü olandan alıkoyan, işleri gereği gibi sağlam ve kusursuz yapan anlamındadır.
Hz. Lokman’ın soyu hakkındaki rivayetlerde, Eyüp Peygamber ile akraba olduğu yönündedir. İslâm âlimlerinin ekseriyeti, onun peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu kanaatindedirler. Hikmet’in bir anlamı da nazarî ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhî olgunluk, söz ve davranışlarda isabet melekesidir.
Zemahşerî’nin Keşşâf isimli tefsir kitabında, onun hikmetlerinden bir örnek olmak üzere şu olay nakledilmektedir: Bir gün Davud Peygamber, Lokman’dan, bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş; Lokman da, ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş. Birkaç gün geçince Davud aleyhisselâm, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; o, yine dilini ve yüreğini getirmiş. Hz. Davud’un, sebebini sorması üzerine Lokman şöyle demiş: Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, yine bunlardan daha kötüsü olmaz.
Hz. Lokman’a hikmet verilmiş ve oğluna hitaben İman, ibadet, ahlâk ve adab-ı muaşeret kurallarına dair öğütleri bulunmaktadır. Hz. Lokman’a verilen hikmet’in ilim, üstün kavrama yeteneği, isabetli söz ve davranış, ilim-amel uygunluğu, din konusunda en geniş derin bilgiye sahip olduğu belirtilmektedir. Hz. Lokman’ın bahsettiğim üstün özelliklerinin yanında hekimliğin atası olarak da tanınmıştır. Hz. Lokman; bütün bitkilerin özünü bildiği aktarılmış ve kendisinden hastalıklara, dertlere şifa olacak reçeteler ve formüller nakledilmiştir. Hz. Lokman’a nispet edilen hususlar çeşitli adlarla bir araya getirilmiştir.
Âyet-i Kerîmelerde. “Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum Allah’a ortak koşma Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.” “(Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti:) Yavrucuğum Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.” “Yavrucuğum Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” “Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman Sûresi âyet:13, 16-19) buyrulmuştur.
Rabbimiz, Kur’an ve Sünnet’ten gereği gibi öğüt alarak davranışlara dönüştüren güzel ahlâk sahibi Mü’minler’den olmayı her birimize nasip eylesin Âmin.