Son Dakika Haberler

Ömer Lütfi Ersöz

Ömer Lütfi Ersöz

​İyiliklerimizi artırmalıyız

24 Ağustos 2021
Her birimiz öncelikle kendimizden sorumluyuz. İyiliklerimizi artırıp kötülüklerden de uzak durmalıyız.  Ferdin sadece kendini ıslah etmesi ve kendisi ile meşgul olması yeterli değildir. Her fert ailesinden, yakınlarından ve aynı zamanda toplumun ıslahından da sorumludur. Kendimizi, aile efradımızı ve bütün insanlığı iyiliğe sevkedip, kötülüklerden koruyup kurtarmak için çalışmak zorundayız. Yapılan yanlışlıklar karşısında, ehil olan kişilerin ikazları ve insanları kötülüklerden sakındırıp vazgeçirmeye çalışmaları dini bir görevdir. İyiliklerimizle birlikte şükrümüzü de artırmak zorundayız. Şükür, bütün nimetlerin Allah(c.c.)’tan geldiğini bilip hamd etmektir. Allah (c.c.)’ın emirlerini yapıp yasak ettiklerinden de kaçınırsak şükretmiş oluruz. Dünyevi hususlarda durumu bizlerden daha aşağıda olanlara bakıp şükretmeli, uhrevi konularda da İslâmi yaşantısı bizden daha üstün olanlara bakıp üzülmeli ve onlar gibi olmak için çalışmalıyız. Gerçek şükre, bu güzel özelliklerle ulaşabiliriz.
     
Âyet-i Kerîmede şöyle buyurulmuştur: Hani Rabbiniz şöyle duyurmuştu: “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim Sûresi âyet:7)  Nankörlük, Şükrün zıddıdır. Allah (c.c.)’ın emirlerini yerine getirmeyen, yasaklarından kaçınmayan kişi nankörlük etmiş olur. Rabbimiz, bizleri yaratıp bu dünyaya göndermiş, birçok nimetler lütfetmiştir. Bu kadar ikramda bulunan yaratıcımıza şükretmezsek, nankörlük etmiş oluruz. Günümüz insanlarının birçoklarının doyumsuz olarak hırsa kapılarak şükürden uzaklaşıp, nankörlüğe doğru meylettiğini üzülerek görmekteyiz. Hâlbuki şükredecek o kadar güzel imkânlarımız var ki, bunların farkında bile değiliz.  Yeniden tefekkür ederek hayatımızı şükür eksenli bir merkeze oturtmak zorundayız. Sağlıklı bir nefes alıp vermemiz bile çokça şükretmemizi gerektirir. Verilen nimetleri saymaya kalksak sayamayız. O halde bu doyumsuzluk, mutsuzluk niye.. Müslüman sahip olduğu az veya çok imkânlara rıza gösterip şükreder ve sonucunda rahat eder. Zenginlik, fakirlik, sağlık, hastalık ve benzeri durumlar imtihan edilmemiz içindir. İmtihanı kazanmak içinde nankör olmayıp, şükür ile hayatımızı güzelleştirmeliyiz.
      
İyiliği emretmek ve kötülükten men edip sakındırmak, şartlarını taşıyan bütün Müslümanların asli görevlerindendir. İslâm’ın, iyi, doğru, güzel kabul ettiği hususlara Ma’ruf, kötü, çirkin ve yanlış kabul ettiği hususlara da Münker denilir. İyilik ve kötülük kavramlarının belirleyicisi Kur’an ve Sünnet’tir. Allah (c.c.) ve Resulü Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in iyi dedikleri iyi, kötü dedikleri de kötüdür. Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker; “İyiliği emretmek ve kötülükten men etmek, sakındırmak" anlamına gelmektedir. Emr-i bil ma’ruf ve nehy-i anil-münker; İslâm davetinin, tebliğinin temelini teşkil eden, dini, ahlâki ve hukuki bir tabirdir.
     
Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerîm’de: “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Ali İmran Sûresi âyet:104)
    
“Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız…” (Ali İmran Sûresi âyet:110)
    
Rabbimizin emrettiklerini yapıp, yasak ettiklerinden kaçınmamız sonucu bizlere sevap vererek her defasında borçlu olmamıza rağmen, rahmeti ile muamele ettiğini açıkça görmekteyiz. İnsanların hidayeti için çalışmak, onları irşat etmek de şükür sayılır. Nefsimizin istek ve arzularına uymayıp, Rabbimizin, rızası için çalışmalı, evlâtlarımızı O’nun rızasına uygun yetiştirmeliyiz ki, kulluğumuzun ve şükrün gereğini yapmış olalım.
    
Tanıdığımız tanımadığımız insanlardan aldığımız bir eşyayı iade ederken, nasıl ki teşekkür ediyorsak ve etmemiz gerekirse, bizleri yoktan yaratan, birçok nimetleri bizlerin emrine sunan, Âlemlerin Rabbine kulluk görevimizi en iyi şekilde yapmalı, nankörlükten uzak kalarak, şükür hayatımızın her zaman merkezinde olmalıdır. İhlâslı, samimi olarak, İslâm’ın emirlerini yerine getirip içtenlikle bağlanmak, sırf Allah(c.c.) rızası için çalışmak, yasaklardan da aynı anlayışla kaçınmak gerekir.
     
Çok önemli ve kutsal olan tebliğ görevini ehil kişilerin, cebir, şiddet, güç, baskı ve zorlama olmaksızın, yumuşak, tatlı ve güzel sözler söyleyerek, iyiliği emredip, kötülükten sakındırma hususunda İslâm’ın emir ve yasaklarına riayet edilerek yapılması gerekir. Sosyal hayatın düzeni, gerçeklerin duyurulması ve yanlışların düzeltilmesi esasına bağlıdır. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in tebliğ metodu örnek alınmalıdır.
     
İyiliği emir, kötülükten nehiy toplumun kendi kendine oto-kontrol sistemini sağlamaya yönelik olan bir farzdır. Bu farz, ne kadar samimiyetle, planlı, programlı uygulanırsa; toplumdaki suç oranları azalacak, sevgi, kardeşlik, barış ve huzur ise artacaktır. İslâm ile insan arasındaki bütün engellerin gerçek anlamda kaldırıldığı bir dünya da yaşamayı hedeflemek en büyük arzumuz olmalıdır.
    
Allah (c.c.), her birimize İslâm’a göre gerçek anlamda hayat yaşamayı, iyiliklerimizi artırıp iyi örnekler olup kötülüklerden sakındırmaya çalışanlardan olmayı nasip eylesin. Sıhhat ve afiyetler dilerim.

omerlutfiersoz@gmail.com

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
  • Su testisi

    Hocam güzel bir konuya değinmişsiniz ama maalesef faydalı kitap okuyan nadir insan var çok kişi zamanını tv önünde yada internette saçma videolara bakmakla geçiriyor diziler her evde baş tacı olmuş yönetmen ve yapımcılarda sanki insanlarımızı dahada canavarlaştırmak ister gibi inadına şiddet kan silahlı çatışmalı dizileri göz önüne getiriyorlar bu durumda iyiliklerimizi arttırmak şurda dursun kötü haber duymadığımız güne şükredeceğiz bu güzel yazınıza yorum yapan Adsız isimli şahsın yorumundan da anlamalıyız ki artık insanlarımızda cehalet had safhaya ulaşmış

    • Cevapla
    • Begen (22)
    • Begenme (3)
  • Adsız

    Ya bı git işine tuzu kuru

    • Cevapla
    • Begen (3)
    • Begenme (19)
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”