Milyonlarca yıldır gökyüzünden, arştan beklenen rahmete el açısın ete, kemiğe bürünmüş hali kurban…
Ben sana; senin sevgine, yakınlığına muhtacım demenin adı…
Hakk ‘ın “Ey insan! Alemi senin için, seni kendim için yarattım” sözünü; “ işittim ey Rabbim, itaatim sanadır” demenin güzelliği.
Hâbil; ilk işitenlerden… işitmeyi ve itaati elbise gibi kuşananlardan. Beni sen yarattın, neyim varsa benim dediğim, benim değil senin; ben değil sen…
Taşkınlıklarıma , unuttuklarıma, senin üstündeki bütün nimetlerime karşılık seni bildim ey Rab! Kabul eyle kurbanımı, yakınlık çabamı …
İsmail; sözü işitenlerin , alemi okuyanların, Adem’e yön verenlerin, kalbi ve canı teslim edenlerin Habil’ de birleşen yolculuğu, atası…
Küçücük bir bebekken topuğunu yeryüzüne vurdu; dünyanın ve ahiretin en güzel suyunu çıkarttı. O gün” işittim ey Rabbim” dedi, rahmet çağladı. Boynunu bıçağa uzattı. “ Sen istersen ; emrin boynumu keser” dedi. Göklerden gelen kurban tüm insanlığa çare oldu…
“İşittik” Ya Rab! Kurbanlarımız; sana yakınlığımız için acziyetimize ilaçtır.
Din; "bence”’lerin bittiği yerdir. Allah’ın sözü üzerine” bence” demek, kulun kibridir.
Yaşamı boyunca belki binlerce koyun, kuzu, inek etini midesine indirenlerin; sanki normalde yedikleri et ağaçta bitiyormuş gibi bir uyurgezerlikle; kurban ibadeti için” hayvanları kesmeyin, öldürmeyin” nidaları atmaları ancak bu kibrin karşılığıdır .
Kurban edilen canlı hayvan özeldir, insan evladının midesine normal bir rutin olarak değil bir av eti olarak değil bir ibadet olarak gelecektir. Tüm günahları , kirleri, yeryüzünde işlenen fesatları damlayan kanıyla temizleyecektir. Onun, Allah‘ın emrine teslim oluşu insan evladına örnektir.
“Sen emrettin, ben işittim;
Sen istedin ben teslim oldum Allah‘ım…
Kurban benim Hakk’a yakarışım…Teslimiyetim…” Böyle yapma!” diyemezsin, sen ibadetleri belirleyip, sorgulayamazsın. İbadeti belirleyen yaratandır.Biz yüce Yaratıcıya teslim olduk.
İŞİTTİK…İTAAT ETTİK…İSMAİL OLDUK…TESLİM OLDUK…YAKIN OLDUK…KÂBUL EYLE YARAB!…