Kazançlarımızda helâllere yönelip haramlardan ve haram şüphesi bulunan işlerden kesinlikle kaçınmalıyız. İmtihanda olduğumuz dünya hayatını ölüm gelmeden çok iyi değerlendirmeli, haramlardan kaçınarak helâller dairesinde hayatımızı yaşamalıyız. Helâller dairesinde hayatımızı yaşama hassasiyetimizi kaybedersek kazançlarımızın bereketi kaybolur, evimizin, ailemizin huzuru kaçar. Haramlardan uzak durup helâl kazanç ve helâl lokmaya azami gayreti gösterirsek hem dünyevi, hem de uhrevi âlem de kurtuluşa erenlerden oluruz. Her an ve her zaman kendimizi hesaba çekmeli, vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. Kendimizden, cüzdanımızdan, soframızdan emin olmak için her zaman haramı, helali mutlaka ve daima hatırlamalıyız. Bu hatırlayışımız helâl’e gidip haramlardan korunmamıza vesile olmalıdır.
Dinimiz İslâm’a göre; helâl kazanç ve helâl lokma peşinde koşmanın önemi, değeri çok büyüktür. Yapacağımız bütün ibadetlerin makbul olmasının en temel ve vazgeçilmez ana şartı alın teri ile helâl yoldan kazanılan, helâl lokmadır. Müslüman, tamahkâr olmadan, helâl yoldan kazandıkları ile iktifa edip, ibadet ve taâtlarını emredilen şekilde yapmalıdır. Allah (c.c.)’tan bol, bereketli helâl kazanç istemeliyiz. Helâl lokmayı temin etmek içinde elimizden geldiğince çalışmalı, dilenmektense odun kesip satmanın, çalışmanın alın terinin çok önemli olduğunu bilerek yaşamalıyız. Her birimiz varlık veya yokluk gibi birçok yönden imtihan ediliyoruz. Çalışmalarımıza rağmen arzu ettiklerimizi temin edememişte olabiliriz. Zenginlik, fakirlik, sağlık, hastalık, korku, açlık, malların, ürünlerin eksilmesi en çok sevdiklerimizin ölmesi ve benzeri konular imtihan edildiğimizin açık işaretleridir. Önemli olan varlık ve yokluk dönemlerimizde Ya Rabbi veren de alanda sensin diyerek sabır ve sebat gösterenler müjdelenmektedirler.
Müslüman; hayatının her döneminde dünyevi konularda durumu kendinden daha aşağıda olanlara bakıp şükrünü artırmalı, uhrevi konularda da kendisinden daha iyi olanlara bakıp, nefs muhasebesi yapıp, ibadetlerini, iyiliklerini artırmalı, helâlinden kazanıp helâlinden yemeli, haramlardan kesinlikle kaçınmalıdır. Ahirette kurtuluşa ermek için yapılması gereken asli görevimiz olan manevi konularda ise İslâm’a uygun olarak bizden daha iyi yaşayanları örnek alıp, onları geçmek için tatlı ve güzel bir yarışın içine girmeliyiz. Maalesef günümüzdeki mukayeselerin birçoğu hep dünyevi anlamda yapılmakta, uhrevi değerlendirmelere ise hep mesafeli olunmaktadır. Bu izahımızı birkaç örnek vererek açıklamak istiyorum. Dünyevi mukayeseler yapılırken, Ahmet Bey’in trilyonları, yatları, katları, pahalı otomobilleri var denilerek hep ona özenilmekte, fakat uhrevi mukayeseler nedense çok yapılmamaktadır. Esasen, Mehmet Bey, beş vakit namazını camide cemaatle kılmakta, gece teheccüd’e kalkmakta, haramlardan uzak durarak helâlinden kazanıp helâl lokma yemekte v.b. denilerek onu geçmemiz için tatlı bir yarışın içine girmemiz gerekmektedir.
Âyet-i Kerîmelerde: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.” (Bakara Sûresi âyet:168,172) “Ey Peygamberler! Temiz olan şeylerden yiyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bilmekteyim.” (Mü’minun Sûresi âyet:51) buyrulmaktadır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) Hadis-i Şeriflerinde: “Hiç kimse kendi elinin emeğinden daha hayırlı bir yiyecek asla yememiştir.”( Buhâri, Büyû, 15 ) “Haram lokma ile beslenip büyüyen bir insan ateşe daha layıktır” ( Tirmizî, Cum’a, 79) buyurmaktadır.
Her an ve her zaman kendimizi hesaba çekmeli, Allah (c.c.) ile Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in emrettiklerini, meşru ve helâl olarak bildiklerini yapıp yasakladıkları haramlardan da kaçınmalıyız. Daima haramlardan uzak durup sakınmalı, helâller dairesi içinde yaşamalıyız. İçki, kumar, faiz, zina, domuz eti ve benzeri bütün haramlardan kaçınarak, rızkımızı alın terimizle tarım, sanayi gibi meşru işlerde çalışıp üretimimizi artırmalı, ticaretimizi temiz, helâl olan işlerden yapıp dünya ile ahiret kurtuluşumuzu sağlamalıyız.
Her zaman helâl kazanca, helâl lokma’ya yönelip haramlardan kaçınmalıyız. Helâl ve bereketli rızıklar peşinden koşup, haramlardan uzak durarak güzel ahlâk sahibi Mü’minlerden olmayı Rabbimiz, her birimize nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.