Son Dakika Haberler
Uygulanmakta olan üç yıllık ekonomi programının başarılı olabilmesi için, toplumdaki tüm kesimlerin enflasyonun düşeceğine inanmaları gerekir. Bu inancın sağlanabilmesi için hayat pahalılığı ve fiyat istikrarı sorunu acilen çözülmelidir.
Dezavantajlı grupların satın alma güçlerinde iyileşmeler sağlanmadan enflasyon oranlarındaki düşüş istatistiki birer veri olmaktan öteye geçemeyecektir. Revize edilen orta vadeli program hedeflerinden birçoğunun tutturulmasına rağmen, ekonomi bürokratlarıyla toplum arsındaki bilgi asimetrisinden kaynaklanan iletişim problemlerini çözmek için merkez bankası yöneticilerinin bürokratik kalıplardan sıyrılarak halkın nabzını iyi tutmaları gerekir.
Enflasyon oranlarındaki düşüş rakamları açıklandıkça mutfaktaki enflasyonun hala yüksek seyrediyor olmasının nedeni iyi izah edilmediği takdirde; ilerleyen zamanlarda hem TÜİK’in açıkladığı veriler, hem de programın inandırıcılığı zarar görmeye başlayacaktır. Satın alma güçlerindeki düşüklük nedeniyle ücretli kesimlerin dayanma gücü her geçen gün zorlaşmaktadır. Ne yazık ki;enflasyona göre yapılan ücret ayarlamaları da enflasyonun düşmesine değil, ötelenmesine yardımcı olmaktadır.
Deprem ve EYT maliyetlerine finansman sağlamak için yapılan vergi artışları enflasyondaki yükselişi körüklediği gibi, enflasyonun düşüşünü de geciktirmektedir. Kış mevsimine girdiğimiz bir dönemde OVP’ye olan inancın pekişmesi için tüketiciler; fahiş kar maksimizasyonu peşinde koşan piyasaların insafına terkedilmemelidir. Hayat pahalılığını ortadan kaldıracak sorunlara daha fazla odaklanmalıyız.
Yüksek enflasyonun en çok etkilediği emeklilerle ilgili mevcut yasa tüm yönleriyle gözden geçirilmelidir. İntibak sorunu çözülerek aylık bağlama katsayıları; emeklilik sistemine ödenen pirim ve sistemde kalınan süreye göre yeniden güncellenmelidir. Uzun süre çalışarak sisteme fazla pirim ödeyenlere, daha yüksek maaş bağlayarak emeklilerin refah düzeyi yükseltilmelidir.
Cari açık probleminin sorun olmaktan çıkarılması, merkez bankasının net döviz rezervi pozisyonuna geçmesi, KKM’lerin tasfiye sürecinin yumuşak bir geçişle sürdürülmesi gibi başarılı uygulamalar ebetteki inkâr edilemez. Ancak kalıcı refah seviyesi sadece para politikalarıyla da sağlanamaz.
Gelir dağılımındaki bozukluğu düzeltmek için maliye politikalarının daha işlevsel hale getirilerek çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınacak reformların süratle hayata geçirilmesi gerekir. Dezenflasyon programının sürdürülebilirliği ve toplum nezdindeki adalet duygusunun sağlanması için bu âdete bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yorumlar
20 Aralık 2024
12 Aralık 2024
28 Kasım 2024
13 Kasım 2024
07 Kasım 2024