Dünyada cenneti hissettiren, kokusunu getiren bir rüzgâr ismi isteseler benim cevabım kesinlikle "tebessüm” olurdu. Sıcacık, pazarlıksız hatta karşılıksız, içten gelen bir gülümseme… Hayatın yükünü kaldırmaya çalışan kalbe de yazık. Somurtup, her olayı fazla ciddiye alarak davrandığımızda yaşam daha mı kolay oluyor? Belkide gülmek ve tebessüm etmek için bahaneler aradığımızdan ömrümüz bu kadar kısa geliyor bize.
Keşişin biri araştırma konusu için bir köye gider. Köye yaklaşınca mezarlığı görür ve oraya girer. Gözü mezar taşlarına takılır, taşlarda 8, 960, 788, 18 gibi birbiriyle bağlantısı olmayan rakamlar görünce; köyün bilgisini arar, bulur ve ona sorar. Yaşlı bilge gülümseyerek anlatır :
"Bu köyde bebeklerimiz doğar doğmaz hemen bellerine bir ip bağlarız. Yaşamı boyunca her güldüğü an belindeki ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra ise düğümleri sayar, o sayıyı mezar taşına yazarız. Keşiş;” tam anlayamadım niye?” diye sorar.
Yaşlı adam : -Çünkü; güldüğü kadar yaşamıştır” der.
Yapılan araştırmalara göre; gülmenin pek çok hastalığa iyi geldiği kanıtlanmış. Özellikle beyindeki oksijeni artırdığı için stresi azalttığı görülmüş. Ülkemiz 148 ülke arasında mutluluğunu en az dışa vuran ülkelerden. Neden korkuyoruz gülmekten bu kadar acaba?
Sabah kalktığımızda yanında bulunan eşin, çocuğun, annen ya da arkadaşın senden bir şükür gülümsemesi almasın mı?. Sokağa çıktığınızda; asansörde karşılaştığınız komşunuz, çöplerinizi alan görevli, arabanızda giderken ışıkta mendil satan çocuk, alışveriş yaptığınız marketin kasiyeri neden sizi çok ciddi görmek zorunda?.
Her an somurtmak kişinin ömründen çalmasıdır. Hayat hep tercihlerden oluştuğuna göre gülümseyip hem kendimize hem de çevremize ilaç olmak ya da somurtup fazla ciddi görünerek yaşamımızı zorlaştırmak hep bizim elimizde. Sonuçta ciddi olunca meseleler daha kolay çözülmüyor ama sebepli, sebepsiz hatta telefonda bile gülümsemeyi başarırsak bir kelebek etkisi ile hastalıklar, kavgalar, kin duymalar, ani öfkelenmeler ve bunun sonucu yaşanan dramlar başta olmak üzere her kötülük azalacaktır.
Ruhlarımız felç olmaz. Onun gülümseyerek kanıtlanmasına izin verelim…