“Ahir zaman geldiğinde dost ile düşman birbirine karışır.
Öyle günler yaşıyoruz, öyle sınavlardan geçiyoruz ki ; heyhat ahir zaman . .
Yurdumun sadece toprağı değil; çiçeği, böceği, dağı, taşı, aldığım nefesi cennet kokmuş:
33 can, canana kavuşmuş. Kendini bilmeyenler onların kanı üzerinde evlerinde otururken siyaset yapıyor . . Bizim haddimize mi konuşmak? Onlar en güzel cevapları veriyorlar her soruya, her çelişkili düşünceye…
Bizim askerlerimiz niye Suriye’de?
Şehidin, arkadaşına giderken yazdığı bir mesaj
Kardeşim yola çıkıyoruz. Orada şebeke olmuyor. Görüşmek pek kolay olmayabilir. Sakın “Orada ne işleri var “ diyenler gibi olmayın. Gittim ve gördüm. Tam da olmamız gereken yerdeyiz. Bize dua edin.
“Babacığım komutan 450 kişi seçmişti. Zorlu bir eğitimden sonra, hepsi neredeyse geri döndü. 420 kişi komando olarak kaldık.
“Dokuz çocuğunla bir mağarada mı kaldın, bekarsın; sen de dön “ diyen babasına şehidin cevabı:
Ben buradan dönmeyeceğim. Bu vatanı köpeklere teslim etmeyeceğim.
Şehitler vatanının sınırlarını koruduğunu biliyordu, akan her kanını helal ediyordu. Peki biz neyin derdindeyiz?
Çanakkale şehitliğinde uzun listeler vardır. Şehidin adı, babasının adı ve nereli olduğu. Alt alta okuduğum belki 30-40 isim.. Memleketi..
İDLİP… İDLİP… İDLİP… İDLİP…
Kanları birbirine karışan bu canlar cennette buluşurken arkada konuşanlar hangi hakikatin peşinde?
Yıllar öncesinden bir şiir kulaklarımda
Garâbetin bir nev’idir ki insanlar
Arar hakikati, bir başka yolda yürür
Eskaze bir gün karşılaşsalar
Hakikat onlara, onlar hakikate tükürür..
Her konuşan kendi hakikatini dillendiriyor. Ama hakikat tek Hiçbirimiz yanan yürekleri söndüremeyiz, çâre olamayız.
Bu balon patlarsa ben ölürüm. Çünkü, bunun içinde babamın nefesi var. Giderken bu balonu o şişirmişti.
Diye elinde tuttuğu mavi balonu kutsal bir emanet olarak taşıyan yavruya hangi sözümüz babasını verebilir?
Siz geldiniz, hani bayramım? Diyen anneye hangimiz bir evlat olabilir?
Eşinin tabutuna sarılan gencecik gelinin hangi parfüm burnundaki yâr kokusunu silebilir?
Gözü yaşlı, yıkılmamak için direnen babanın dizlerine kim derman verebilir?
Hiçbir konuşma, hiçbir teselli onlara ilaç olamaz. Sadece Kuran’dan bir cümle kıyâmet gününe kadar babasız kalan yavrulara, evlatsız kalan analara, beli bükülen babalara, canının yarısı giden eşlere teselli olur.
“Siz onlara ( şehitlere ) ölü demeyiniz. Onlar ölü değil, diridirler.”
Allah bir kulu sevdi mi; onu meleklerine, mahlukatına ve insanlara sevdirirmiş. Seçilen kutlu canlar; sizi Allah sevdi cennetini sizin için süsledi. Bizlere sevdirdi. İşte o yüzden; geride bıraktığınız tüm sevdiklerinizi de Allah teselli edecek. Kalplerine sükunet verecek.
Bugün şehitlere sadece biz değil, gökyüzü de ağladı. Akşamlara kadar yağmur yağdı. Ama biliyoruz ki biz ağlarken siz tahtınızdan bize gülümsüyordunuz.
Allah tüm şehitlerimizin makamlarını yüce eylesin, sevdiklerinin kalplerine sabr-ı cemil versin.