Güzel ülke Türkiye’mizin çok değerli insanları!
Ülkemize yapılan her türlü saldırıları; evangelist, siyonist emperyalist, hiç bir zaman bizi sevmeyen, dinlerine girmediğimiz sürece de sevmeyecek olan bilinçli hareket eden düşmanlarımız tarafından yapılmaktadır. Türkiye’mizi, vatanımızı, bayrağımızı, ezanımızı seven, milletimiz ’in güzel insanları, korkmadan, büyük bir cesaretle saflarını belli ederek, cuntacıların Ülkemizi işgal girişimine karşı gelerek bir destan yazıp milli iradeye sahip çıkıp sonucunda içerideki teröristleri yok ettiği gibi bundan sonrada öncelikle Fırat’ın doğusuna harekât yapılacak, kukla olarak kullanılan teröristlerin hepsine hesap sorulup kazdıkları çukurlara gömüleceklerdir. Artık davranışımız değişmiştir, teröristler neredeyse Türkiye o hainleri bulundukları yerde yok edecektir.
Yeryüzünde cereyan eden bütün olumsuzlukların Müslümanların aleyhine olduğunu hepimiz görebiliyoruz. Dünya’nın birçok yerinde yapılan zulüm, işkence, vahşet, kan, gözyaşı vb. olumsuzlukların hemen hemen büyük çoğunluğu Müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda, Müslümanlara reva görülmektedir. Bu yaşanan olumsuzlukları görmemek için kör, duymamak için sağır ve anlamamak içinse akılsız olmak lâzım gelmektedir.
Her birimiz elimizden gelen maddi ve manevi unsurlarımızı seferber ederek, güzelim ülkemiz Türkiye’miz üzerinde oynanmak istenen oyunun olumsuzluklarını gidermek için çalışmalıyız. Kesinlikle fitne ve fesattan uzak durarak, birliğimizi, dirliğimizi korumak zorundayız. Birlik ve beraberliği koruduğumuz sürece başarılı olmamız kaçınılmaz olacaktır. Güçlü bir Türkiye; bütün mazlumların muzaffer olmasını sağlamak demektir. Müslümanlara, dünyanın zalimleri hayat hakkı tanımamakta, öldürmekte, sürgün etmekte, yakıp, yıkmakta ve soykırım uygulamaktadırlar. Suriye,
Irak, Myanmar Arakan,
Doğu Türkistan, Mısır,
Filistin, Pakistan,
Keşmir, Afganistan,
Libya, Yemen ve benzeri ülkelerde zalimlerin yaptıklarını görüyoruz. Dünyanın sessizliğine rağmen, bütün zalimlere karşı koyan, mazlumlara kucak açıp destekleyen Milletimiz olmuştur. Türkiye’mizi de karıştırarak kardeşi kardeşe düşman etmek isteyen iç ve dış hainlere karşı birlik ve beraberliğimizi, dün olduğu gibi bu günlerde de koruduğumuz sürece Rabbimizin yardımı ile zafer bizlerin olacaktır.
Zulüm kimden gelirse gelsin, gücüne ve konumuna bakılmaksızın karşı konulmalıdır. Nice Zalim; Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller gelip geçmişlerdir. Şu unutulmamalıdır ki,
Zulüm ile abat olanın ahiri berbat olur. Müslümanlara karşı oynanan çirkin oyunları gören aklıselim sahibi olan herkes, Zalimlere, hainlere karşı kenetlenerek, birlik ve beraberlik içinde mücadele etmelidir. Birlik ve beraberlik ruhuna sahip olanların gerçek anlamda kurtuluşa ermeleri, tefrika belasına düşenlerin de yok olup gitmeye mahkûm oldukları bilinen tarihi gerçeklerdir. Bu dünya hayatına imtihan edilmek üzere gönderilmiş bulunmaktayız. Hayatımızın her döneminde bu gerçeği bilerek yaşamamız gerekmektedir. Hem dünyevi ve hem de uhrevi konularda bize düşen, çok çalışmak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olmalıdır. Bizler tercihlerimizi iyiden, güzelden yana yapmak durumundayız. Tercihlerimiz hak ve hakikat merkezli olduğu ölçüde, Rabbimizin yardımının geleceği aşikârdır.
Ülkemiz; kendi sınır güvenliğini kimseden izin almadan sağlar ve gerekenleri dün yaptığı gibi bugünde yapar. İnanıyorum ki çok yakın bir zamanda; Fırat’ın doğusuna harekât yapılacak, teröristlerin her birine hesap sorulacaktır. Yapılacak harekât sonrası Ülkemize misafir ettiğimiz muhacir Suriyeli kardeşlerimizin de Ülkelerine dönmeleri sağlanacaktır. Suriye ve bölgedeki birçok Ülkeyi de içine alan topraklarda kurulması düşünülen Siyonist bir devlete de asla izin verilmeyecektir. Dünyanın en güçlü Ordusuna sahip, daha da önemlisi Ölmeye hazır olanların ölmek istemeyenlere karşı başarısı kaçınılmazdır. Bizler İnandığımız değerler uğruna mücadele ederken ölürsek şehit, sağ kalırsak bağımsız bir şekilde Vatanımızda yaşamaya devam ederiz. Her iki halde de biz kârlıyız. Kâfirler topluluğu ise ölümden korkmakta, hep maşa olarak kurdukları terör örgütleri ile saldırmaktadır. Hem teröristleri, hem de onları destekleyen ağababalarını Rabbimizin yardımı ile yenecek güçteyiz.
Kısacası bizler seferden sorumluyuz. Başarı ve zafer Rabbimizden bir ikram ve bir lütuftur. Bu günlerde Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları çokça görsek de, yaşanan olumsuzluklar, yeni bir doğumun müjdecisidir. Tam ve bağımsız bir ülke olarak dünyada yeniden adaleti temin ve tesis ederek, hakkın, adaletin hâkim olmasını sağlayacağız.
Unutmayınız gecenin en karanlık olduğu an, şafağa en yakın olduğu zamandır. Zulüm ve haksızlıkların arttığı bu dönemde hakkın hâkim kılınıp, adaletin tesis edilmesi için sefere çıkmak zorundayız. Rabbimiz, çıkacağımız bütün seferlerimizi, zaferlerle sonuçlandırsın.
Fırat’ın doğusuna harekât başlayacak,
Zalimlerin her birine hesap sorulacak.
Ömer Lütfi ERSÖZ
Müslümanlar kendi aralarında merhametli; kâfire, teröriste ve zalimlere karşı çetin olmalıdırlar. Bütün terör örgütlerini kurup besleyen hainlere laf etmeyip Ülkemizin ve bütün mazlumların umudunu zayıflatıp yok etmek üzere uğraşanlar, kesinlikle haindirler. Rabbimiz, İslam için mücadele eden, sefere çıkacak Ordumuza zaferler nasip eylesin. Rabbimiz, İçimizdeki beyinsizlere fırsat vermesin.
Allah (c.c.)’ın yardımı, lütfu, milletimizin irfanı ile büyük bir oyun dün bozulmuş, yarınlarda da bozulacaktır. Türkiye’mize, milletimize, vatanımıza, ezanımıza, bayrağımıza, mukaddesatımıza, bütün kutsal değerlerimize ihanet eden haydutların zalimliklerine son vermek için mücadele ederek her alanda zafere ulaşan Mü’minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com