Fethin sembolü Ayasofya’nın 86 yıllık mahzun, gönülleri yaralayan durumu ibadete açılarak düzeltilmelidir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in övgüsüne mazhar olan İstanbul’u fetheden Komutan Fatih Sultan Mehmet Han, fethin sembolü ve Kılıç hakkı olarak Ayasofya’yı Cami olarak ibadete açmış, ancak diğer kilise, havra gibi ibadethanelere hiç dokunmamış, herkesin inançlarını, ibadetlerini hür bir şekilde yapabileceklerini ifade etmiştir. Ayasofya’nın etrafına yapılan medrese ve diğer hizmet alanları ile tam bir külliye olarak yaklaşık olarak beş asır’a yakın bir süre açık tutulmuş olmasına rağmen 24 Kasım 1934 yılında Bakanlar kurulu kararı ile maalesef Cami olmaktan çıkarılmış, müzeye dönüştürülmüş, etrafındaki medrese yıkılmış, 05 Şubat 1935’ten itibaren de Müze olarak açılmıştır.
İstanbul fethedildikten sonra okunan Ezan-ı Muhammedi ile Ayasofya ibadete açılmış yeni bir çağ başlamış ve ecdadımız bir bayram, adeta bir düğün yaşamıştır.
Ayasofya da okunan ezanın sesi Kâbe, Ravza ve Mescid-i Aksa ’dan duyulmuş, Melekler Fatih’in secdesini kutlamışlardır. O ne güzel kumandan diye inananlar o gün, Allah (c.c.)’a başlarını eğip şükretmişlerdir. Manevi doruklarda o gün bir şölen yaşanmış, Enbiya, evliya ruhları bütün semâ’yı sarmıştır. İstanbul’u fethetmek için gayret eden Eyyüb el Ensariden selamlar gelmiş, binlerce yıllık putlar devrilmiş, Bizansın batıl yüzü Hakk’a çevrilmiştir.Ayasofya ibadete açılınca tekbir sedâlarından gökler sarsılmış, şükürlerin edâsı arşa yükselmiştir.
Ayasofya Müzeye çevrildiği günden beri mahzun, yaralı ve yeniden açılacağı günleri, yeni fetihleri, fatihleri beklemektedir. Ayasofya yasta, secde edecek Müslümanları özlemekte, ibadete açılmayı beklemektedir. Ayasofya özgürlüklerin, adaletin simgesidir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın İstanbul’un fethinin 567. yıl dönümümde fetih sûresinin anlamını belirterek başladığı konuşması takdire şayandır. Ayasofya da Fetih Sûresinin okunması sonrasındaki tepkiler Yunanistan’dan ve haçlıların içimize yerleştirmiş olduğu Lawrenslerinden gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Bağımsız bir ülkedir, hiç kimsenin had bildireceği bir ülke değildir. İnanıyorum ki yakında Ayasofya’yı Cami olarak yeniden açarak fethini ikmal edeceğiz. Bundan sonraki süreçleri çok iyi takip etmeliyiz. Kim ki, Ayasofya’nın Cami olarak açılmasına karşı ise açıkça ihanetin içindedir. Aslında yıllardır haçlılarla savaşmaktayız. Hilal ile haç savaşmaktadır. Ayasofya’nın cami olarak açılmasını isteyen Müslümanlar Anadolu irfanı ile bu coğrafyayı vatan yapmıştır. İslâm’ın asırlardır bayraktarlığını yapmış olan Anadolu insanlarına karşı içimizdeki ve dışımızdaki Bizansın çocukları hep karşı çıkmışlardır.
Ayasofya’nın ibadete açılması hususunda 02 Temmuz 2020 günü Danıştay bir karar verecektir. Bu hususta benzer içtihat kararı olduğundan dolayı İnşAllah Danıştay Ayasofya’nın ibadete açılmasının uygun olacağı yönünde karar vereceğini düşünüyorum. Yargı olumlu bir karar verdikten sonra inanıyorum ki, Ayasofya’nın aslına rucu etmesi kaçınılmaz olacaktır. Bizler bu konuyu Şuur eksenli gündem de tutup, dirilişi sağlamalıyız.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ’ın Ayasofya’nın ibadete açılması yönünde yapmış olduğu açıklamalar, milletimizde büyük bir sevinç meydana getirmiştir. Cesur ve kararlı olan Başkanımız, millerimizin de büyük çoğunluğunun destek ve duâsı ile İnşAllah 15 Temmuz 2020 günü Ayasofya’yı ibadete açarak ikinci Fatih olarak tarihe geçer. Ben gerçekten Başkanımızın kim ne derse desin, gereğini yapacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ’ı şimdiden tebrik ediyorum. Rabbimiz, razı olsun.
Kim hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun Ayasofya’nın Cami olarak açılmasına ama, fakat, lakin v.b. demeden destek vermelidirler. Kimler buna karşı çıkarsa inanıyorum ki Milletimizde onları not edecek sandıkta gereken cevapları verecektir. Hak’ tan ve halk’tan kopuk olarak Milletimizi karşısına alanların başarılı olabilmeleri mümkün değildir. Ayasofya’nın ibadete açılması, müzenin cami’ye çevrilmesi siyasi bir tercih değil Fatih’in emaneti fethin sembolünün aslına döndürülmesi bir zorunluluktur. Ayasofya, İstanbul’un işgal yıllarında bile cami olarak açık kalmıştır. Dün olduğu gibi bugünde Küresel güçlerin, Siyonizm’in, emperyalizmin ve diğerlerinin bu topraklar üzerinde hesaplarının olduğunu artık hepimiz çok net biliyoruz. Ayasofya’yı ibadete açarak hesabı olanların hesaplarını bozmalıyız. Ayasofya Fatih’in yadigarıdır. Cami olarak vakfedilmiştir. Ayasofya aslına döndürülerek gerçek özgürlüğüne kavuşturulacaktır.
Âyet-i Kerîmelerde: “Allah'ın mescitlerinde O'nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır! Aslında bunların oralara ancak korkarak girmeleri gerekir. (Başka türlü girmeye hakları yoktur.) Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük azap vardır.” (Bakara Sûresi âyet:114) “Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tevbe Sûresi âyet:18) buyrulmuştur.
Fatihler cesur ve kararlı bir şekilde yaşadıkça bu yanlışın devam etmesi mümkün değildir. İnanıyorum ki, Ayasofya’nın yakında esareti bitecek, gerçek özgürlüğüne kavuşacaktır. Fethin sembolü olan Ayasofya’nın ibadete açılması için duâ eden, destek veren bütün kardeşlerimize gönülden teşekkürler ederim.Rabbimiz, razı olsun. Selam ve duâ ile sıhhatler, afiyetler dilerim.