Bir milletin ilerlemesinde Maddi ve Manevi güzelliklere sahip olmasındaki en etkili gücün Eğitim-Öğretinden geçtiği aşikârdır. Bilgiye sahip olanlar, başarıya kolay ulaşırlar. Eğitim ve öğretim bir milletin ilerlemesinde ve cehaletin giderilmesinde en etkin yöntemdir. Son yıllarda iyileşme emareleri somut olarak görülmekle beraber eğitimin bütün aşamalarında gençlerimize, milli, manevi ve ahlaki değerlerimiz ile mücehhez olmaları kâmil manada sağlanmalıdır. Gençlerimize özellikle son yıllarda teknolojiden faydalanmalarına imkân sağlanmasıyla birlikte
TEKNOFEST organizasyonları takdire şayan yeni ufuklar açmaktadır. Evlâtlarımızın çok iyi eğitim almaları için uğraştığımız gibi, dürüst, güzel ahlâk sahibi Asım’ın Neslini yetiştirmek için de çalışmalıyız. Maddi ve manevi her türlü kötülükle mücadele etmeliyiz. Çok geç olmadan,
ekini, ürünleri ve neslimizi heba etmemek için gayret göstermeliyiz.
Su ve ekmek konuları başta olmak üzere her alanda israftan kaçınmalıyız. Ayrıca her alanda üretimleri artırmak için çok yoğun çalışmalıyız.
Allah (c.c.);
önce suyu, sonra
nebatatı, daha sonra
hayvanatı ve nihayetinde
eşref-i mahlukat olan
halife olarak gönderilen
insanı yaratmıştır. İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem (a.s.) su ve topraktan yaratılmış, peygamberlik görevi verilmiş, eşyanın isimleri öğretilmiştir. Hz. Adem (a.s.) ziraat ile uğraşıp toprağı işleyip buğday v.b. ürünleri ekip kaldırarak alın teri ile helâl gıdayı temin etmiştir. İnsanlık ilk önce tarımla başlamış; tahıl, sebze ve meyveler yetiştirilmiş olup ayrıca yenilmesi helâl olan hayvanlarla da beslenmişlerdir. Tarım ve hayvancılık ile uğraşıp asli özellikleri bozulmadan korunarak devam edilmesine rağmen zaman zaman kendi ihtiras ve çıkarları yüzünden insanoğlu; ekini, ürünleri bozmak için yoğun çalışmalar yapmışlar ve bu olumsuzluklarını artırarak devam ettirmektedirler.
Topraktaki elementler, toprağa atılan tohum, bereket için yağan yağmur, gelişen, çimlenen bitkilerin üzerine her sabah umutla doğan güneş, akarsular, denizler, balıklar, sütünden, derisinden ve etinden faydalandığımız hayvanlar bizlere Allah (c.c.)’ın bir lütfudur. Saydıklarımızın hepsi tekrar eden bir döngü içerisinde yaşamımızı sürdürmemiz için kusursuz bir şekilde işliyor. Nimetlerin değerini bilmez ve israf ederek tüketmeye devam edersek sıkıntı yaşayacağımız aşikardır.
Gıdalarımız ne kadar doğal, asli özelliklerine uygun olursa insanımızda o kadar sağlıklı olur. Su, toprak, tarım ve helâl gıdanın önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Tarım ve hayvancılık alanında olduğu gibi tabii ki sanayi teknoloji alanında da çok önemli çalışmalar yapmak zorundayız. Tarım, teknolojik gelişmelerden bağımsız düşünülemez. Bu yönüyle düşündüğümüz zaman tarım ve sanayi birlikteliği çok olumlu sonuçların alınabileceği hakikatlerin gerçekleşmesine sebep olur. Ürün çeşitliliği ve hayvancılıktaki ayrıcalığımızı koruyup zenginleştirip geliştirmeli ayrıca teknolojik gelişmelerden de uzak kalmadığımız gibi öncülük edenlerden olma çabamızı artırarak devam ettirmeliyiz.
“O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmağa, ekin ve nesli yok etmeğe çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez.” (Bakara Sûresi âyet:205) Riyakâr, münafık tabiatlı kişiler genellikle insanın yanında hoşa gidecek sözler söyler, sözlerinin doğruluğuna Allah’ı şahit bile koşarlar. Ayrılıp gittiklerinde veya herhangi bir yöneticilik elde ettiklerinde ise kötü ruhlu olmaları, düşmanlık duyguları taşımaları sebebiyle önceki konuşmalarının aksine, insanların geçimlerine ve nesillerine zarar vermek gibi yıkıcı ve düşmanca davranışlarda bulunurlar. Bu ve diğer âyet meallerinden anlıyoruz ki nankör, ikiyüzlü ve aldatıcı insanlardan, siyasetçi, sanatçı, iş adamı, yönetici v.b. görevlerde bulunanlar
ekini ve nesli bozmak için çalışırlar. Gerçekten kendilerini barışçı, insancıl, haksever gibi yaldızlı niteliklerle takdim eden münafıkların, nankörlerin işbaşına geldiklerinde ilk iş olarak insanların
‘ürünlerini’ yani gelir kaynaklarını kurutmaya,
‘nesillerini’ bozmaya kalkıştıkları sıkça görülmektedir.
Temel tarım ürünlerinde dışa bağımlı olmamak güvenlik kadar önemlidir.
Sürdürülebilir tarım uygulamaları, doğal kaynakların etkin kullanımı, kuraklık, iklim değişikliği, çevre, güvenli temiz helâl gıdaya ulaşma ve sıfır atık v.b. konularda insanlığın bilgilendirilip şuurlu hale getirilerek her alanda çok önemli başarılı sonuçların alınmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Bill Gates,
Elon Musk v.b. maddi gücü elinde bulunduranlar yalan üzerine kurguladıkları
Büyük baş hayvanlarının gaz salınımının ozon tabakasını deldiği, büyük baş hayvanların soyunu yok edip kısa yoldan daha çok para kazanma hırsıyla
yapay et üretme arzusunda olanlara izin verilmeyip durdurulmaları için yoğun çalışmak gerekir. Yapay et çalışmalarını hızlandırmak için öncelikle geçtiğimiz aylarda Hollandadaki çiftliklerde
büyükbaşların itlaf edilmelerine başlanılmış olması tehlikenin büyüklüğünü somut olarak ortay koymaktadır. İş adamları, Üniversiteler, Siyaset adamları, Sanatçılar, Basın Mensupları, Yazarlar v.b. kesimden herkes yanlışlardan vazgeçilip her alanda üretimi artırmak gerektiği gerçeğini haykırmalıdır. İnsanlık bu sayede yakın gelecekteki tehlikelerden korunmalıdır.
Gençlerimizi sevgi, saygı, hoşgörü, birlik beraberlik ve kardeşlik duyguları ile dopdolu bir şekilde yarınlara hazırlamalıyız. Karanlığı, aydınlığın yok ettiği gibi, bizler de kötü, çirkin ve zararlı olan davranışlardan evlâtlarımızı kurtarmak için gayret gösterdiğimiz gibi
ekini, ürünleri bozmak isteyenlere de fırsat vermemek için çalışanlardan olmamız duasyla sıhhat ve âfiyetler dilerim.
omerlutfiersoz@gmail.com