Değerli kardeşlerim malumunuz 10 Temmuz 2020 Cuma günü Danıştay’ın 10. dairesi oy birliği ile 27 Kasım 1934 tarihli Ayasofya Camiinin Müzeye çevrilmesi hususundaki Bakanlar kurulu kararını kaldırarak Ayasofya Cami olmalıdır diyerek karar vermişler hemen akabinde Muhterem Başkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Ayasofya’nın Cami olarak açılması kararnamesini imzalamış ve konuyu Diyanet İşleri Başkanlığına devretmiştir.
Alkışladığımız, yıllardır açılmasını beklediğimiz bu güzel karar bizleri büyük bir sevince kavuşturmuştur. Yıllardır Ayasofya’nın zincirlerinin kırılacağını ve Cami olarak ibadete açılacağını ifade eden biz Müslümanlar bu güzel kararı alanlara en kalb-i şükranlarımızı sunarız. Rabbimiz, emeği geçen her bir kardeşimizden ebeden razı olsun. Fethin sembolü Ayasofya’nın 86 yıllık mahzun, gönülleri yaralayan durumu ibadete açılma kararı verilerek düzeltilmiştir. Kısmet olursa 24 Temmuz Cuma günü Cuma namazı ile birlikte sürekli olarak ibadete açılmış olacaktır. Rabbimiz, bu güzel günleri de gösterdi, Elhamdülillah, Şükürler olsun.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in övgüsüne mazhar olan İstanbul’u fetheden Komutan Fatih Sultan Mehmet Han, fethin sembolü olarak Ayasofya’yı Cami olarak ibadete açmış, ücretini ödeyerek kendi adına vakfiyesini oluşturmuştur. Ayrıca Ayasofya Camiinin yanına Medrese inşa ettirmiş tam bir külliyeye dönüştürmüştür. Amacı dışında kullanılacağını bilircesine lânet etmiştir. Torunları da Fatih’in fethinin gereğini yerine getirmişlerdir. Milletimizin üzerinden bu vebal de bu şekilde kaldırılmıştır. Ayasofya Müzeye çevrildiği günden beri mahzun, yaralı ve yeniden açılacağı günleri, yeni fetihleri, fatihleri beklemiş, sonunda esareti bitmiştir. Ayasofya; 24 Temmuz Cuma Bayramı günü, Cuma namazını eda edecek Müslümanları beklemektedir. Artık, Ayasofya özgürdür.
Ayasofya’nın müzeden Camiye çevrilmesi sonrasındaki tepkiler Yunanistan’dan ve haçlıların içimize yerleştirmiş olduğu Lawrenslerinden gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Bağımsız bir ülkedir, hiç kimsenin had bildireceği bir ülke değildir. Kim ki, Ayasofya’nın Cami olarak açılmasına karşı çıkıp eleştiriyorsa açıkça ihanetin içindedir. Aslında yıllardır haçlılarla savaşmaktayız. Hilal ile haç savaşmaktadır. Ayasofya’nın cami olarak açılmasını isteyen Müslümanlar Anadolu irfanı ile bu coğrafyayı vatan yapmıştır. İslâm’ın asırlardır bayraktarlığını yapmış olan Anadolu insanlarına karşı içimizdeki ve dışımızdaki Bizansın çocukları hep karşı çıkmışlardır.
Kim hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun Ayasofya’nın Cami olarak açılması kararına ama, fakat, lakin v.b. demeden destek vermelidirler. Kimler buna karşı çıkarsa inanıyorum ki Milletimizde onları not edecek sandıkta gereken cevapları verecektir. Hak’ tan ve halk’tan kopuk olarak Milletimizi karşısına alanların başarılı olabilmeleri mümkün değildir. Ayasofya’nın ibadete açılması, müzenin cami’ye çevrilmesi siyasi bir tercih değil Fatih’in vakfiyesi, emaneti, fethin sembolünün aslına döndürülmesi takdire şayandır. Ayasofya, İstanbul’un işgal yıllarında bile cami olarak açık kalmıştır. Dün olduğu gibi bugünde Küresel güçlerin, Siyonizm’in, emperyalizmin ve diğerlerinin bu topraklar üzerinde hesaplarının olduğunu hepimiz çok net biliyoruz. Ayasofya’yı ibadete açarak hesabı olanların hesaplarını bozmuş bulunuyoruz. Ayasofya Fatih’in yadigarıdır. Cami olarak vakfedilmiştir. Ayasofya aslına döndürülerek gerçek özgürlüğüne kavuşturulmuştur. Ayasofya’nın özgürlüğü Mescid-i Aksa’nın da gerçek anlamda özgürleşmesine vesile olacaktır İnşAllah.
Ayasofya yeniden ibadete açıldı,
İstanbul Şehrinin ikinci fethi yaşandı.
Fatihler, var olduklarını cesur ve kararlı bir şekilde yeniden haykırmışlardır. Ayasofya’nın 24 Temmuz bereketli, feyizli Cuma Bayramı günü esareti bitecek, gerçek özgürlüğüne kavuşmuş olacaktır. Fethin sembolü olan Ayasofya’nın ibadete açılması için fiili ve kavli duâlarını her daim gösteren bütün kardeşlerimize gönülden teşekkürler ederim. Rabbimiz, her birinden ebeden razı olsun. Selam ve duâ ile sıhhatler, afiyetler dilerim.