Bugün Allah (C.C.) Rızası İçin Ne Yaptın?
28 Şubat 2018
İmtihanda bulunduğumuz dünya hayatını çok iyi değerlendirmeli, nefs muhasebemizi hiçbir zaman ihmal etmemeliyiz. Önemli olan her zaman nefs muhasebemizi yapmalı, hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeli, kulluk görevimizi daha iyi yapmak için gayret sarf etmeliyiz. İmtihanda olduğumuz bu dünya hayatın da geçen her günümüzü ve yılımızı hakkıyla değerlendirebildik mi? sorusuna cevap aramalıyız. Boşuna geçen günler ve yıllarımız için üzülmeli, Nasuh bir tövbe ile hayatımızı hakkıyla değerlendirmeye gayret etmeliyiz.
Hz. Ömer (r. a.)'ın "Bugün Allah (c.c.) rızası için ne yaptın?” sorusunu her gün kendimize sormalı, ölmeden önce ölmeli ve hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz. Kendimizi hesaba çektiğimizde, yaşayışımızı Allah (c.c.) ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.) Efendimizin istediği ölçülere uygun buluyorsak, iyi yoldayız devam etmeliyiz. Bu tavır ve davranışlarımızla imtihanda başarılı olduğumuzu düşünebiliriz. Yaşayışımız Kur'an ve sünnet ölçülerine uymuyorsa; o zaman kendimizi, hüsrana uğramaktan ve cehennem ateşinden korumak için hesaba çekmeliyiz. Çünkü imtihan hala devam ediyor. Bu güne kadar noksanlıklarımız, hatalarımız olabilir. Ama önemli olan onların farkına varıp, kesin bir pişmanlık ve tevbe ile yanlıştan dönülmeli, hayatımıza iyilik hâkim olmalıdır. "Kal ehli olmaktansa, hal ehli olmak” tercih edilmelidir. Yani çok söz söylemektense, yaşantımız ve davranışlarımızla iyi örnek olmalıyız. Eğer gerçekten söylediklerimizi davranışlarımızla bütünleştiriyorsak o zaman en güzel ve güzide bir konuma sahip oluruz.
Âyet-i Kerîmelerde: "(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.” (Yunus Sûresi âyet:53) "…Nefislerinizi temize çıkarmayınız.” ( Necm Sûresi âyet:32) buyrulmuştur.
Müslümanlar olarak, hayatımızı Kuran ve Sünnet'e uygun bir şekilde yaşamakla yükümlüyüz. Her zaman nefsimizle hesaplaşarak, hayatımızı güzel ahlak sahibi olarak yaşamalıyız. Biliriz ki, Nefs Muhasebesinin ihmali, iflasın işaretidir. Kâinat ve bu bütünün parçalarını teşkil eden, zerreden kürreye bütün mevcudat bir hesap ve dengeler manzumesidir. Gökyüzünün uçsuz bucaksız bir şekilde direksiz oluşu, güneşin ve diğer gezegenlerin asla hata kabul etmeyen milimetrik hesaplara dayanması, yoktan var eden, güç ve kuvvet sahibi Rabbimizin varlığını aşikâr göstermektedir. Kâinattaki her şey, Allah (c. c)'ın yaratmış olduğu mükemmel eserlerdir.
Günlük hayatımızdan ehemmiyetsiz kabul ettiğimiz birçok şeyi planlayıp hesaplamak suretiyle gerçekleştirmekteyiz. Hem dünyevi, hem de uhrevi konularda hayatımızı düzenli, planlı, programlı olarak yaşamamız menfaatimiz icabıdır. Mesela: Küçük bir ticarethane sahibi bile elindeki sermayeyi, borç ve alacak dengesini korumak için sürekli muhasebesini yapar. Bunu asla ihmal etmez, bilir ki hesabın ihmali, iflasın işaretidir. Dünyevi ticaretimizde hesap yaptığımız gibi uhrevi ticaretimiz içinde; Allah (c. c.)' ın huzurunda hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekerek hayatımızı yaşamalıyız.
Ne garip tecelli ve ne acı hakikattir ki, sınırlı olan dünya hayatı için hesaplar yapan bizler, anlaşılmaz bir gafletle nefs muhasebesini terk etmekteyiz. Üzerimize düşen görevlerin mesuliyetini idrak ederek, inandığımız dinimiz İslâm'ın emirlerini yapıp yasaklarından da uzak durarak hayatımızı yaşamaya gayret etmeliyiz. Nefs muhasebesini asla ihmal etmemeliyiz. Gerçek olan ebedi hayatta, gerçek bir kurtuluş istiyorsak, içimizdeki en büyük düşman olan nefsimizin istek ve arzularından uzak durup, Rabbimizin Rızasını kazanacak Salih amelleri hayatımıza hâkim kılmalıyız.
Âyet-i Kerimede: "Eğer biz bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, muhakkak ki o dağı Allah (c.c.) korkusu ile boyun eğmiş, parçalanmış görürdün” (Haşr Sûresi âyet:21) buyurulmaktadır. Bu hitabın muhatabı olan bizler niçin mesuliyetimizi idrak ve vazifelerimizi ifa hassasiyetini göstermiyoruz? Acaba güvendiğimiz bir makam ve merci mi bulduk? Allah (c. c.)'tan başka, hiçbir makam, mevki ve merci bizleri kurtaramaz. Allah (c. c.)' ın rızasını kazanabilmemiz için amellerimizin İslam'a uygun, güzel ameller olması, gerekir. En büyük mücadele nefisle yapılan mücadeledir.
Nefsimizle gerçek anlamda her an hesaplaşmalıyız. Müslüman'a yakışmayan davranışlardan kaçınıp, İslam'a uygun bir hayatı yaşayanlardan olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.