BİR YILI GERİDE BIRAKIP YENİ BİR YILA BAŞLARKEN
27 Aralık 2021
Her geçen günümüzle birlikte ölüme yaklaşıyoruz. O halde; bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla başlarken, kâr da mı yoksa zararda mı olduğumuzu düşünmemiz gerekmektedir. Müslüman, nefs muhasebesini hiç bir zaman ihmal etmemelidir. Her zaman nefsimizle hesaplaşarak, hayatımızı güzel ahlâk sahibi olarak yaşamakla yükümlüyüz. Biliriz ki, nefs muhasebesinin ihmali, iflasın işaretidir
İmtihanda bulunduğumuz dünya hayatını çok iyi değerlendirmeliyiz. Her zaman nefs muhasebemizi yapmalı, hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeli, kulluk görevimizi daha iyi yapmak için gayret sarf etmeliyiz. İmtihanda olduğumuz bu dünya hayatın da geçen her günümüzü ve yılımızı hakkıyla değerlendirebildik mi? sorusuna cevap aramalıyız. Boşuna geçen günler ve yıllarımız için üzülmeli, Nasuh bir tövbe ile hayatımızı hakkıyla değerlendirmeye gayret edip İslâm’a uygun yaşamalıyız. Dünyevi ticaretimizde hesap yaptığımız gibi uhrevi ticaretimiz içinde; Allah (c.c.)’ ın huzurunda hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeli sonucunda İslam’a uygun bir hayat yaşamalıyız ki kurtuluşa erebilelim.
Müslüman; asla başka inançlara ve inançsızlıklara mensup olan, Yahudi, Hıristiyan, Putperest, Mecusi v.b. İslâm dışı toplumlara benzemeye çalışmaz. İnanıp kendi hür irademizle seçip tercih ettiğimiz İslâm’ın hükümleri bizlere her yönden, maddi ve manevi olarak yeterli güzellikleri sunmakta, kötülüklerden korumakta, güzel ahlâk sahibi olmamızı sağlamaktadır.
Âyet-i Kerîmede : "Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler." (Yusuf Sûresi âyet:106)
Allah'a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini âyet-i kerimeden açıkça anlayabilmekteyiz. Onun içindir ki her zaman kendimizi çek etmeliyiz.
Hadis-i Şerifte: “Kim herhangi bir kavme (gruba) benzeşirse o da onlardandır.” buyrulmuştur.
Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şeklî benzeşmenin sonucu, itikadî benzeşmeye götüreceğini anlatır. İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak basar. Mağlupların, galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. İnsan ancak sevdiğini, takdir edip büyük gördüğünü taklit eder. Şeklî taklit, itikadî taklide götürür. Bu ilmi gerçeğe de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında âlimlerimizin istin batlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledelim. İttifakla kabul edilen bu fıkhî kaide şudur: "Müslüman'ın, bir başka dinin şiarı (alameti farikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı (tercihi) ile yapması küfürdür." Yılbaşı v.b. kutlamalar, âlimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir.
İslâm; şans faktörüne dayalı olan her türlü tertip ve oyunları da yasaklanmıştır. Müslüman, hayatını helâller dairesinde yaşayıp, bütün haramlardan kaçınmak zorundadır. “Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu; ‘Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertipler, oyunlar kumardır ve haramdır. Bu tür kumarların, geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebi ile zararı daha da yaygın olmaktadır.’ Bir şeyin helâl-haram oluşu herkesin yapmasından belirlenmez. Helâli-haramı din belirler. Haramı işleyen kişi sonuçlarına katlanır. Herkes piyango alıyor bende alayım anlayışı yanlıştır. Helâl rızık çok önemlidir. Şans oyunları emeksiz kazanç olduğu için haramdır. Bütün şans oyunları kumar ve haramdır. Piyango alırken, para çıkarsa o parayla hayır yaparım diyenler büyük bir hataya, gaflete düşmektedirler. Kirli su içilmediği gibi kirli suyla abdest de alınamaz. Kendi hür iradesi ile Müslüman olan bir kişi; İslam’ın yasakladığı şans oyunlarından ve yılbaşı kutlamalarından uzak durmalıdır. Aksi halde itikadını zedelemektedir.
Değerli kardeşlerim diyelim ki Hıristiyan bir komşunuz var ve bu komşunuzun kurban bayramında kurban kestiğini görseniz ne düşünürsünüz? Hıristiyan komşunuzun Müslüman olduğunu düşünürsünüz değil mi? Pekala bu durumun tam tersi olursa Müslüman bir kişi Hıristiyanların, Yahudilerin veya başka inançların inandıkları değerlerini onlar gibi benimseyip yerine getirse onlar ne düşünür? Allah (c.c.) muhafaza buyursun Müslüman komşumuz Hıristiyan, Yahudi v.b. inancımıza sahip oldu demezler mi? Elbette ki derler. O’nun içindir ki Müslüman; başka inançların hükümlerinden uzak durarak, İslam’ın emrettiklerini yapıp yasak ettiklerinden kaçınarak hayatını yaşayıp kurtuluşa ermelidir. Rabbimiz, her birimize rızasını kazanarak başta Rol model Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) ve bütün sevdiklerimizle birlikte cennette buluşturup Cemalini görmeyi lütfeylesin!
Müslüman, yılbaşı kutlaması, şans oyunları ve haramların her birinden uzak durup çalışıp alın teri ile helâlinden kazanıp ibadetlerini yaparak kulluğunun gereğini yerine getirmelidir. Rabbimizin rızasını kazanan gerçek Mü’minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
Yorumlar
Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.