Sıradan bir olayı, sıradışı hale getirmek belki de” haber”'in anlamı… Olayları değiştirmek değil kastettiğim.Her gün onlarca kaza olur ve sıradanlaşır gözümüzde ama gazeteci onlardan birini alır kazaya karışanların hikayeleri ile birlikte sunar. İşte o zaman okuduğumuz o kaza; diğerlerinden ayrılarak haber olur.Eğer köşe yazarı iseniz ; "ben %100 tarafsızım "sözünü çok samimi bulmuyorum. Her insanın hayata ve olaylara bakış tarzı, dile getirdiği satırlarda okuyucuyu karşılar. Meşhur örnektir; karşı taraflarda duran insanların aynı rakama baktıkları halde birinin gördüğü rakama "6” derken, diğer tarafta duranın gördüğü rakamın "9” olduğunda ısrar etmesi. O yüzden gazetecilerin de her meslekte olduğu gibi tarafsızlığının değil ahlaklı olmasının daha kıymetli olduğuna inanıyorum. Ahlak; nezaketle açıklanamaz. Karşı tarafın, muhatabın diğer” dediğimiz kendi dışımızda kalan tüm insanların da kendimiz gibi haklarının korunması ve saygı duyulmasıdır. Basın da bu daha da değer kazanır; çünkü senin bir cümlen ile olmamış bir olay olmuş gibi görünüp, masum bir insan leke alırken; tehlike saçan bir insanda tertemiz gözükebilir.
Ahlaklı olmak; hakkı teslim etmek, yalansız ve adaletli olmaktır. Güven sözcüğünün İçini doldurmak en çok basına yakışır. Her mesleğin artı ve eksileri var. Çalışan gazeteciler de; ekonomik şartlardan, çalışma şartlarından, karşılaştıkları engellerden, arkalarında durulup- durulmaması, muhatap bulup- bulamamaları derken onlarca şekva da bulunabilirler.Gelişen internet ortamı ile birlikte artık (face- Twitter- Instagram) herkes birer haberci oldu. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu çok daha karmaşık hale geldi. O yüzden günümüzde, sanal ortamda ,basında, iletişimde yer alan herkesin ahlaklı olup, hakkaniyetli davranması elzem ihtiyaçlardan oldu. Bugün” çalışan gazetecile günü. 1961 ‘de yasa olarak çıkarılan 212 sayılı basın yasası ile Türkiye'de basın emekçilerinin sosyal ve ekonomik hakları güvence altına alınınca; bu yasanın çeşitli sakıncalar doğuracağından endişelenen o dönemin dokuz gazete patronu üç gün gazetelerini kapatma kararı alarak bu yasayı boykot ediyorlar. Tarihe” dokuz patron olayı” olarak geçen bu olaydan sonra gazeteciler toplanıp kendileri” basın” adıyla bir gazete çıkarıp haberleri duyuruyorlar, boykot deliniyor. Bu olayın akabinde 10 Ocak önce basın bayramı daha sonra 1971'den itibaren de "çalışan gazeteciler” günü olarak Türkiye'de kutlanıyor .Hakkın ve hakikatin peşinde ,ümitlerin ışığında nice güzelliklere..