Uğur Bitim, iş yerinin yanına kurduğu çadırda pandemi kısıtlamaları haricinde her Cumartesi müzayede düzenleyerek antikaları mezatla gerçek alıcılarıyla buluşturuyor. Sayılı kişiyle müzayedeye başlayan Uğur Bitim, 8 yılın ardından 930 metrekarelik çadırında yüzlerce kişiye hitap etmeye başladı.
Bitim’in antika koleksiyonu ve müzayede eserlerinin arasında eski kamera-fotoğraf makinelerinin yanı sıra, Osmanlı’da bomba imha ekiplerinin kullandığı bot, bakır kazan, santral makinesi, plak, radyo, dikiş makinesi, balta gibi eserler yer alıyor.
“Türkiye’nin en büyük mezat ve müzayede salonuna sahip olduk”
Baba mesleğinin hafriyat, nakliyat ve inşaat olduğunu anlatan Uğur Bitim, “Ortalama 8 yıldır bu işlerle uğraşıyorum. Dostumuzun vasıtasıyla bu işe girdik. Dostumuz bizi bu işe teşvik etti. Bu gördüğünüz yerler inşaat deposuydu. Aşağı yukarı 27 yıldır bu alan içerisindeyiz. Dostumuz bizi teşvik etmeye çalıştı, biz de bizim bir alakamız yok dedik. Ertesi gün gitti tekrar geldi falan derken biz bu işe girdik. Elhamdülillah 8. senedeyiz. 50-55 metrekare alandan başladık, müzayede antika işleri derken şu anda toplam 930 metrekare alanda oba çadırında Türkiye’nin en büyük mezat ve müzayede salonuna sahip olduk. İşten zevk alıyoruz ticaret hariç olarak. Şimdiki gençlere bu işi tavsiye ediyorum, bu ayrı bir sanattır” dedi.
“1800’lere kadar sıkıntısızca inebiliyoruz”
Kendi yaptıkları müzayedeler haricinde salonunu koleksiyonculara da açtığını ifade eden Uğur Bitim, “Çarşamba günleri Antalya Harmankaya ekiplerimiz var. Bunlar korona virüsten dolayı beklemede olduğu için arkadaşlar Çarşamba günü eşyalarını getirirler gündüzleri. Akşam başlayıp gece 2-3’e kadar açık artırmalı onların ürünlerini satarız. Cumartesi günleri de Konya’nın esnaf ve katılımcıları gelir açık ihale olarak onların da ürünlerini alıp satarız. Ürünlerin tarihi olarak 1800’lere kadar iniyoruz. Mesela burada eski sandıklar var, üzerinde tarihi ile beraber duruyor. 1800’lere kadar sıkıntısızca inebiliyoruz. Mesela karşımızda bulunan küplerimiz ve radyo plakçalarımız var. Burada ayrıyeten kendi topladığımız koleksiyon ürünlerimiz var. Bakır kazan olarak 1800’lü yıllara kadar inebiliyoruz. 250-320 yaşlarında büyük küplerimiz var. Radyo ve plakçalarlar var. Bunlar da 1950-1955 arası tamamen Avrupa ve orijinaldir. Bunun yanında plakçalar, televizyon, 180-200’lü yaşlarında elle çalışan dikiş makinelerimiz var. Diğer ürünlere de baktığımız zaman 1950 ve aşağısına da inebiliriz” diye konuştu.
“Bu hastalığa girdiğinizde kurtulma imkanınız yok”
Antikacılığın bir hastalık olduğunu kaydeden Bitim, “Bundan kurtulmanın imkanı yok. Nasıl sigara hastalıksa bu da öyle bir hastalık. Gençlerimizi de bu hastalığa bekliyorum, güzel bir hastalık. Televizyon telefon gibi yeni teknoloji ile uğraşılmıyor. Eskiye dönüş oldukça güzel olur. Babam bir zamanlar bana kızardı 'eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı' diye. Şu anda çok büyük bir rağbet var eski ürünlerimize. Mesela yan tarafta göstereceğimiz oturma grubum var. Aşağı yukarı 120 yaşında Ermeni yapımı çatlak boya modelli oturma grupları var, bunlar tamamen orijinal ürünlerdir. Pandemi döneminden dolayı 2-2.5 aydır mezatlarımızı yapamıyoruz. Normalde pandemiden önceki mezatlarda 400 kişiye yakın toplanıyorduk. Kısıtlamanın ardından çadırlarımızı 800 kişinin sığabileceği şekilde genişlettik. İnşallah pandemi süresini atlatırız ve tekrar canlı mezatlarımıza döneriz. Alan satan meraklı bütün dostları bekleriz” şeklinde konuştu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.