Türkiye'de özellikle son yıllarda muhtarlık müessesesine büyük önem verildiğini, itibarının artırıldığını, özlük haklarının geliştirildiğini ve bugün muhtarlığın, Türkiye demokrasisinin önemli kurumlarından biri haline geldiğini belirten Kurtulmuş, muhtarlara çalışmalarında başarılar diledi.
Kurtulmuş, kadın muhtarların sayısının artmasından da memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Türkiye'nin önemli bir döneme girdiğine, 29 Ekim'de Cumhuriyet'in ikinci asrının kapısının açılacağına işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet'in ilk asrında nice zorluklardan, nice yokluklardan, nice yoksulluklardan geçtik. İki büyük küresel savaş gördük. Bölgemizde fevkalade büyük sıkıntılara muhatap olduk, onların etkisinde kaldık. Ayrıca Türkiye'nin kalkınma mücadelesini sürdürürken diğer taraftan Türkiye'de demokrasi mücadelesini de verdik.
Geçtiğimiz asırda beş kere önü darbelerle kesilmiş, sayısız darbe tehditleriyle yolu kesilmeye çalışılmış bir milletin evlatlarıyız. Bunların her birisinde sabırla metanetle ama milli şuurla mücadele ederek yolumuzu açtık. Milletin egemenliğinden başka hiçbir egemenliğe eyvallah etmedik. Bu millete giydirilmeye çalışılan bütün dar elbiseleri yırtıp bir kenara attık. Türkiye'de hem ekonominin gelişmesi hem demokrasinin gelişmesi hem toplumsal dokumuzun kuvvetlenmesi bakımından olağanüstü adımlar attık."
"Türkiye, önümüzdeki süreçte dünyadaki birçok gelişmeye öncülük yapacak"
"Bize durmak yakışmaz. Bize herhangi bir hedefe ulaştıktan sonra, 'Tamam. Bu oldu.' diyerek yerimizde saymak hiç yakışmaz." diyen Kurtulmuş, şimdi Türkiye'nin önünde milli bir hedef olan Türkiye Yüzyılı'nın yeni ufuk, yeni amaç olarak bulunduğunu kaydetti.
Kurtulmuş, bölgedeki ve dünyadaki gelişmelerin, Türkiye'nin önündeki hedeflerin çok sağlam ve çok sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesini zorunlu kıldığına dikkati çekerek, "Türkiye'nin iki ayağı da yere çok sağlam basan bir anlayışla yoluna devam etmesi lazım. Türkiye, önümüzdeki süreçte dünyadaki birçok gelişmeye öncülük yapacak. Sadece 85 milyonun sözcüsü değil, yer yüzündeki mazlum ve mağdur milletlerin de sözcüsü olacak, hakkaniyeti, adaleti, hakikati, vicdanı ve insanlığı yer kürede yayacak büyük bir atılımın içerisinde olmalıdır. Bunun için diyoruz ki önümüzdeki asrı, sözü güçlü, gücü tesirli bir Türkiye Yüzyılı yapmak için her birimiz canla başla çalışacağız." şeklinde konuştu.
"Sapkın fikirlerin Türk toplumunda yaygınlaştırılmasına müsaade etmeyeceğiz"
Sözü güçlü, gücü tesirli Türkiye'nin ilk şartında "toplumsal yapısının sağlam olması"nın yer aldığını dile getiren Kurtulmuş, "Farklılıklarımızı bir zenginlik aracı olarak gören bir Türkiye. Ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan, kenara itmeyen, değersizleştirmeyen bir anlayışla toplumun 85 milyonuna sahip çıkan bir Türkiye'nin kurulabilmesi, böyle bir anlayışın hakim olabilmesi için gayret sarf edeceğiz." dedi.
Kurtulmuş, sağlam toplumsal yapının olmazsa olmaz koşullarından birin güçlü bir aile yapısı olduğuna işaret ederek, "Aileyi bozmaya çalışan bazı şer odaklarının, aile değerlerini ortadan kaldırmaya çalışan bazı sapkın fikirlerin, Türk toplumunun içerisinde de yaygınlaştırılmaya çalışıldığını biliyoruz. Bunlara müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.
Reformlar konusunda da geri durmayacaklarını vurgulayan Kurtulmuş, "Önümüzdeki dönemde, 12 Eylül döneminin bu ülkenin başına musallat kıldığı bu darbe anayasasından kurtularak özgürlükçü, insanı esas alan, kuşatıcı, katılımcı, siyasi partilerimizin birlikte çalışmasıyla yeni, milli bir anayasayla ümit ediyorum ki yol alacağız. Türkiye demokrasisinin standartları yüksek bir demokrasi haline getirilmesi, sivil toplumun daha güçlü bir hale getirilmesi de Türkiye'deki toplumsal yapının güçlenmesini sağlayacak önemli mekanizmalardan biridir." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, güçlü ve büyük Türkiye idealinin bir diğer temel sütununun ise "dış politikada etkin Türkiye'nin varlığı" olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye, milli menfaatleri doğrultusunda Balkanlar'da, Karadeniz'de, Kafkaslar'da, Orta Doğu'da, Doğu Akdeniz'de barış, esenlik, istikrar ve güvenden yanadır. Bu bölgede daha fazla çatışmayı, kavgayı, gürültüyü istemiyoruz. Bunun, Türkiye'nin milli menfaatlerine de uygun olmadığını biliyoruz. Onun için başta Orta Doğu'da vekalet savaşları olmak üzere bu bölgedeki çatışmaların sonlandırılmasını milli bir hedef olarak ortaya koyuyoruz."
"Gazze meselesinde 85 milyon yekvücut olduk"
Orta Doğu'da devam eden ateşin bir an evvel söndürülmesi için gayret sarf ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Birileri zalime, katliam yapanlara sarılarak sırtlarını sıvazlarken, Türkiye bir yandan 85 milyonun hissiyatına tercüman olarak katliamcıya, insanlık dışı suç işleyenlere, Siyonist rejime yaptıklarını hatırlatıyor, aynı zamanda da acilen ateşkesin sağlanması ve Filistinli kardeşlerimize Gazze'de insani yardımların gönderilmesi için bütün gücünü seferber ediyor." diye konuştu.
Kurtulmuş, milletin muazzam bir irfanının bulunduğunu, farklılıklara rağmen 85 milyonun Gazze meselesinde yekvücut olduğunu ifade ederek, "Zulme karşı 'Dur' demesini bilen, mazluma elini uzatan bir millet olmaktan iftihar ediyoruz. Şuna inanıyorum ki arkasında kim olursa olsun, Orta Doğu'daki bu terör örgütlerine ya da artık bir terör devleti niteliği kazanmış olan İsrail'e kim arka çıkarsa çıksın, sonunda hakkaniyet kazanacak, sonunda insanlık kazanacak, sonunda insaf kazanacak ve inşallah Orta Doğu sükunete, selamete erecektir." dedi.
Filistin'de açık, aleni savaş suçları işlendiğini ve bunların devam ettiğini belirten Kurtulmuş, bu insanlık suçlarının, yapanın yanına kar kalmayacağını vurguladı.
Kurtulmuş, Türkiye ve bazı ülkelerin bu sorunu çözmek için gayret ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kimileri ise bilgisayar başında savaş oyunu oynar gibi bu işi seyretmektedir. Böylesine insanlık dışı bir durum Gayretullah'a dokunur. Siz uçaklarınızla her bir Gazzelinin üstüne bir bomba atabilirsiniz. Her bir Gazzeliyi hayattan koparabilirsiniz, böyle bir gücünüz var. Amerika da geldi, 'Ben de arkandayım.' diyor. Ama insanlığı öldüremezsiniz, insafı susturamazsınız, vicdanları yok edemezsiniz, insanların varlığını, geçmişini silemezsiniz.
Bugün dünyanın birçok yerinde insaf sahibi, Hristiyanlar, Yahudiler, başka dinlerden insanlar da Filistin davasına destek veriyor. Bugün Batı'daki büyük üniversitelerin kampüslerinin bir kısmında hem de gayrimüslim çoğunluklar bir araya gelerek Filistin davasına destek veriyor. Amerikan Senatosu'na Siyonizm karşıtı Yahudiler gelerek bayraklarını açıyor, 'Şimdi ateşkesi sağlayın, Filistin'deki katliamı durdurun, bu insanlık suçunun biz ortağı değiliz.' diyorlar. Artık dünyanın vicdanı harekete geçmiştir. Hangi savaş makinelerinizi getirirseniz getirin, hangi uluslararası kuruluşlarınızı kullanırsanız kullanın, hangi iki yüzlü siyasetinizi dünyayı ikna etmek için devreye sokarsanız sokun, artık söz sırası insanlığa, vicdana, hakkaniyete gelmiştir. İnanıyorum ki hepimiz göreceğiz, öyle kağıt üzerinde mahallelere bölünmüş bir Filistin değil, tam manasıyla bağımsız, egemen, halkına ve hakkına sahip çıkan, başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti eninde sonunda mutlaka ama mutlaka kurulacaktır."
Kurtulmuş, konuşmasının ardından "Muhtarlar AFAD Gönüllüsü Oluyor Projesi" kapsamında muhtarlara sertifikalarını verdi.
Muhtarlar ise TBMM Başkanı Kurtulmuş'a, Filistin bayrağı ve atkısı takdim etti.
Kaynak: AA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.