Yunus Kılıç, her şeyin tohumun başağa dönüşmesiyle başladığını belirterek, medeniyetlerin de onun etrafında kurulduğunu anlattı.
Kılıç, dünyada yaşanan salgın sürecinde üretimin kıymetini, zorluğunu ve sürdürülebilirliğinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını dile getirerek, "Bunu anlatırken bunu kırsalda, tarlada üretenleri, asıl emeği verenleri, bunları yönetip, yönlendiren ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, su ürünleri teknisyenleri, veteriner hekimler ve teknisyenlerinin ne kadar kıymetli bir iş yaptıklarını dünya gibi ülkemiz de anlamaya başladı." dedi.
Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel de, gıda mühendisliğinin tarladan sofraya akan bir yolculuk olduğunu ifade ederek, "Çiftçi üretiyor ama ayçiçeği yetiştirdiniz bunu yağa dönüştüreceksiniz ya da buğday yetiştirdiniz un yapacaksınız bunlar birbirlerinin ayrılmaz parçaları. Gıda mühendisliğinin hangi noktada devreye girmesi gerektiğini çok iyi anlatmamız lazım. Kırsal kalkınma anlamında gıdanın ne kadar önemli olduğunu kırsal bölgelerde kurulan gıda üretim tesislerinde görüyorsunuz. Bir şeyi tarımsal olarak ürettiğinizde onun bir sonraki aşamasında konserveliyorsanız, kurutuyorsanız, fermente ediyorsanız, orada işin içine gıda mühendisliği girer." diye konuştu.
Şenol Önal da birim alandan daha fazla ve kaliteli ürün almak için çalışmalar yürütülmesi gerektiğini dile getirdi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.