Yerel ve ulusal basının gelişimi için her türlü destek mekanizmasının planlanarak verimli bir politikayla sürdürüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, ilgili devlet kurumları, yayın kuruluşları ve meslek birliklerinin, basın temel ilke ve etiği çerçevesinde el ele vererek toplumun haber alma ihtiyacını başarıyla karşıladığı kaydedildi.
Buna rağmen bazı medya kuruluşlarının yurt dışından fonlandığına ilişkin haberlerin gündeme geldiği aktarılan açıklamada, "Bazı örnekleri eskiye dayanan dışardan fonlanan medya konusu bugün de ayan beyan ortaya çıkmıştır. Bu durum her durum ve şartta demokrasiden yana tavır koyan halkımız için akıllarda bazı soru işaretleri oluşturmuştur." ifadesi kullanıldı.
Türkiye'nin özellikle son 20 yılda yanlışa karşı her zaman "dur" dediği, nerede haksızlık varsa elinden geldiğince mücadele ettiği ve "dünya 5'ten büyüktür" söylemiyle mazlumun yanında yer aldığı hatırlatılan açıklamada, şu değerlendirmeye yer verildi:
"Türkiye, Akdeniz'deki faaliyetleri, gönül coğrafyamızdaki kardeş ülkelere yaklaşımı ile bölgesinin lideri konumundadır. G-20 ülkesi olan Türkiye Cumhuriyeti'miz, güçlenen ekonomisi ve demokrasisiyle dünyada egemen güçlerin zaman zaman tepkisini de çekebilmektedir. Son örneğini 15 Temmuz'da gördüğümüz üzere dış bağlantıları bulunan hain girişimler tezgahlanmakta, yetmezse huzur ve güven ortamını zedeleyebilmek için bambaşka formüller devreye sokulmaktadır. Türkiye'yi dışarıdan dizayn etme çabasında olanların kullandığı en önemli argümanların başında da maalesef medya gelmektedir. Basın özgürlüğü adı ve görüntüsü altında Türkiye düşmanlığı şifreleri üretilmekte ve algı operasyonlarıyla negatif propagandalar topluma pompalanmaktadır."
"Milli yayın kuruluşlarının her zaman yanındayız"
Üst Kurul'un, yabancı kurum ve kuruluşların fonlarıyla Türkiye'de faaliyet gösteren medyanın olası milli güvenlik sorunlarına yol açabileceği gerçeğiyle hareket ettiğine, bu kapsamda gerekli düzenleme ve denetleme faaliyetlerini titizlikle ele aldığına dikkat çekilen açıklamada, "Yerli ve milli medyamız yalnız ve sahipsiz değildir. Ülkemiz kendi milli yayın kuruluşlarının her zaman yanındadır." denildi.
RTÜK'ün, medyanın bağımsız ve özgür olması için dün olduğu gibi bugün de sorumlu devlet kurumlarıyla üzerine düşen vazifenin gereğini yerine getirdiği ifade edilen açıklamada, şu değerlendirmeye yer verildi:
"Ayrıca açıkça görülüyor ki, çeşitli tanımlamalarla medyamızı ayrıştırma ve kamplaştırma çabasında olan bazı çevrelerin bu konudaki suskun tavrı ya da trajikomik söylemleri manidardır. Medyamız, evrensel olan basın ilkeleri temelinde, halkımızda doğru kamuoyunun oluşumu için tarafsız ve bağımsız olmak zorundadır. Hain darbe girişiminde gururla şahit olduğumuz şekilde medyamız gerekirse şehitler de vererek, her zaman demokrasiden ve milletten yana olmuştur. Medyamızın, bağımsız ve tarafsız olması, demokrasimiz ve geleceğimiz için son derece önemlidir."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.