Hz. Mevlâna ailesinin Konya’yı teşriflerinin (3 Mayıs 1228) 795. yıldönümü; Hz. Mevlâna’nın vefatının 750. yılı münasebeti ile Cumhurbaşkanlığımız tarafından ilan edilen “Mevlâna Yılı” ve Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına icra edilen ve Prof.Dr. Nuri Şimşekler’in düzenleyici ve yöneticisi olduğu programda Cumhuriyet döneminde Mevlâna eserlerinin ilk mütercimleri olan Hasan-Âli Yücel, Abdülbâki Gölpınarlı, Feridun Nâfiz Uzluk, Veled Çelebi İzbudak ve Ahmed Remzî Dede’nin çalışmaları anlatıldı.
Programa Konya Valisi Vahdettin Özkan, Milletvekili Prof.Dr. Hacı Ahmet Özdemir, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Şakir Uslu, Emniyet Müdürü Engin Dinç, Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, İl Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar, Mevlâna Müzesi Müdürü Dr. Naci Bakırcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Korosu Müdürü Postnişin Fahri Özçakıl, Uluslararası Mevlâna Vakfı Başkan Vekili ve Hz. Mevlâna’nın 22. Kuşak turunu Esin Çelebi Bayru, Neslipir Çelebi Sayar, Çelebi ailesinden öğretim üyesi Dr. Ahmed Selâhaddin Hidayetoğlu ve Dr. Taha Hidayetoğlu, Mevlâna ve Mevlevilik alanında çalışmalar yapan İl Kültür ve Turizm Eski Müdürü Dr. Mustafa Çıpan da katıldı.
Akademisyenler, araştırmacılar, öğrencilerin ilgi gösterdiği programın açılışını yapan Prof.Dr. Şimşekler Sayar Şafak’a programa katılımları sebebiyle teşekkür ederek “Hz. Mevlâna, eserleri ve Mevlevilik ile ilgili kendilerinden her zaman istifade ettik, bugün de bize verecekleri önemli bilgiler olacak” dedi. Mevlâna çevirileri her ne kadar yaygın bir şekilde neşredilse de çoğunun kes-yapıştır yada diğer çevirilerden özensiz bir şekilde kopyalama ile yapıldığına dikkat çeken ve çoğunun ticari amaçlı hazırlanmış kitaplar olduğunu belirten Şimşekler “Günümüzde Hz. Mevlâna’nın eserlerinin Farsça metinlerinden aslına uygun ve doğru olarak tercüme yapan araştırmacıların sayısı iki elin parmağını geçmeyecek kadar az” dedi.
Daha sonra bir selamlama konuşması yapan TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu da programa katılan protokol mensupları, Çelebi ailesi ve diğer davetlilere teşekkür ederek, “Hazreti Pir’in Konya'ya geliş yıldönümü çerçevesinde düzenlediğimiz bu programı gerek Hz. Pir’in hikmetinden, gerekse himmetinden olsa gerek; devlet büyüklerimizle icra ediyoruz. Bu bizim için çok kıymetli” dedi. Başkan Köseoğlu her yıl mutlaka Hz. Mevlâna ile ilgili programlar düzenlediklerini belirterek “Bu yıl da Mevlâna Yılı münasebeti ile yıl içerisinde 3 ayrı program düzenliyoruz” dedi.
Oturumun ilk konuşmacısı Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar, Hasan Âli Bey'in Yenikapı Mevlevihanesi’nde önce kalbi selimini inşa ettiğini; Piri olarak kabul ettiği Hz. Mevlâna’ya çok bağlı olduğunu ve sonra da bunu gerek Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) sırasında gerekse tüm yaşamında uyguladığını ifade ederek “Şair ve bestekârdır; ‘Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz” adlı eseri besleniyor. İkiz çocukları vardır; biri sonrasında önemli bir şair olacak olan Can (Yücel) ile Canan kavga ediyorlar. Bakıyor ki çocuklar kavga ediyor. “Bir Hadise var Can ile Canan arasında” diye de müstesna bir bestesi yapıyor. İşte bu letafet ve zerafet, bu olumlu bakış açısı onun Mevlevi oluşuna en büyük delillerden biridir. Yenikapı Mevlevihanesi’nin Sultan Abdülhamid’e olan muhalifliği; Abdülhamid mutlak monarşinin sesi iken Yenikapı Meşruti monarşinin sesidir. Bunu görüyor ve orada abi dediği biri var, Galatasaray'dan mezun; Fransız İhtilali kebirini, ihtilalin ustalarını Hasan Ali'ye anlatıyor” söyledi.
Prof.Dr. Sayar konuşmasının ikinci bölümünde ise Mevlâna’nın bütün eserlerini Türkçe’ye çeviren tek kişi konumundaki Abdülbaki Gölpınarlı ile olan tanışıklığını, karşılıklı istişarelerini ve kendisinden oldukça etkilendiğini aktardı ve Gölpınarlı’nın eserleri konusunda kısa tespitlerde bulundu.
Sözlerine, Hüsamettin Çelebi’nin çok sadakatli bir insan olduğuna vurgu yaparak başlayan Doç. Dr. Şafak ise “Elinden gelse Hz. Mevlânâ’nın yazdığı metinlerde bir nokta bile değiştirmek istemiyor, böyle bir sadakati var ama Sultan Veled, ‘Bu misyon çok büyükmüş. Bunun için ne yapılsa azdır. Ben gerekirse de müdahale edeceğim’ diyor. Ve hatta ben inanıyorum ki babasıyla da bu konularda istişare ediyor. Hatta az da olsa fikir tartışması, münazara yapıyor; ‘Babacığım şöyle söylesek daha iyi olmaz mı, şuraya şu hikâyeye şunu eklesek olmaz mı?’ diye tartıştıklarına inanıyorum” dedi.
O zamanın nüshaları arasında epeyce gezdiğine de vurgu yapan Şafak “Selçuklu döneminde yazılmış eserler ve insanlar arasında epey dolaştım; orada onların bütün izleri görülüyor” diye konuştu.
Konuşmasının devamında Mevlâna eserlerinin Türkçe’ye çevirisi ve gerek Farsça metinlerin gerekse ilgili bazı eserlerin yayınlanmasında büyük katkı ve maddi gayretler sarf eden Mevlâna ahfadından Tıp Tarihi Profesörü Dr. Feridun Nâfiz Uzluk, Hz. Mevlâna soyundan gelen, Konya Mevlâna dergâhında postta Makam Çelebiliği yapan ve birçok kez milletvekili olarak Mecliste bulunup Türk Dil Kurumu’nda da önemli çalışmalar yapan Atatürk’ün de yakın dostlarından Veled Çelebi İzbudak ve çeşitli Mevlevihanelerde şeyhlik yapıp, son olarak Üsküdar Mevlevihanesi şeyhi olan ve mezarı Kayseri’de bulunan şair Ahmed Remzî Dede ve çalışmaları hakkında bilgiler aktardı.
TYB Konya Şubesi’nin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan program sonunda Prof.Dr. Ahmet Güner Sayar’a Mevlâna Türbesi Tac Kapısını sembolize eden minyatürden oluşan plâket ile katılım beratını TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Esin Çelebi, Doç.Dr. Yakup Şafak’ın plâketi ile katılım beratını da Milletvekili Prof.Dr Hacı Ahmet Özdemir ve Neslipir Çelebi Sayar takdim etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.