Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Kayseri'de yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu.
“NEFRET DALGASININ BESLEDİĞİ BİR LİNÇ ATMOSFERİ YAYGINLAŞTIRILMAK İSTENİYOR”
Açıklama yapan Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Âdem Ceylan: “Türkiye sistematik bir tarzda geliştirilen, kabartılan ırkçı nefret dalgalarıyla adeta boğulma tehlikesi geçiren bir ülke görünümüne sürükleniyor. Sosyal medyadan siyaset arenasına oradan sokaklara taşırılan yalanlarla, kışkırtmalarla kitleler salim düşünme melekesini yitirmiş, vicdan ve adalet duygusu taşımayan canavarlara dönüştürülmeye çalışılıyor. Bireylerin işlediği cürümler veya kabahatler öne çıkartılıp toplumsallaştırılmak suretiyle etnik, kavmi, ulusal köken ayrımları ve ithamları üzerinden saldırganlık meşrulaştırılırken, nefret dalgasının beslediği bir linç atmosferi yaygınlaştırılmak isteniyor” dedi.
“TOPLUMSAL LİNÇ KÜLTÜRÜNÜN İĞRENÇ BİR ÖRNEĞİ SERGİLENMİŞTİR”
Adem Ceylan: “Kayseri’de Danişmentgazi Mahallesi'nde Suriyeli bir çocuğa karşı gerçekleştirildiği söylenen iğrenç taciz olayının ardından, zanlının emniyet güçleri tarafından gözaltına aldığı duyurulmasına rağmen suçun şahsiliği ilkesi tamamen ihlal edilmiş ve toplumsal linç kültürünün iğrenç bir örneği sergilenmiştir. Sonrasında da 7 yaşındaki bir çocuğa yapılan bu iğrenç saldırının zanlısı, çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanmıştır” ifadelerine yer verdi.
"PROVOKASYONLAR, TOPLUMDA DERİN YARALAR AÇMAKTADIR"
Korkunç bir savaştan canlarını bize emanet ederek ülkemize sığınan masum insanları hedef alan saldırıların tarihin sayfasına toplum adına utanç verici bir hadise olduğunu söyleyen Adem Ceylan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Küresel olarak gerilimlerin artırıldığı ve Avrupa başta olmak üzere dünyada ırkçılığın yükseltildiği bir dönemde provokatörlerce kışkırtılmış kitleler, hiçbir insani ve hukuki ölçü gözetmeksizin, vicdansızca ve ahlaksızca masum insanların işyerlerine, araçlarına saldırmış; geniş bir kitleye, çoluk çocuk demeden korku dolu bir gece yaşatmışlardır. Yine aynı merkezden talimat alan veya aynı korkunç zihni paylaşan kişiler, bu oyunun yeni bir versiyonunu -karşılık verme bahanesiyle- bugün Suriye topraklarında da sergileyerek asıl amaçlarını ortaya koymuşlardır. Hiç kuşkusuz bu ırkçı provokasyonlar, toplumun huzurunu ve barışını tehdit eden en büyük unsurlardan biridir. Bu provokasyonlar, sadece suçluyu değil masum insanları da hedef alarak, toplumda derin yaralar açmaktadır. Irkçı nefret ve ayrımcılık, birlikte yaşama kültürümüzü zedeleyerek toplumsal uyumu bozmakta; hem dini hem tarihi hem de coğrafi olarak kardeşimiz olan insanlarla beraber bir parçası olduğumuz İslam ümmetine zarar vermektedir. Coğrafyamızın büyük bir kaos içerisinde bulunduğu dönemde istikrarını koruyan Türkiye’yi büyük sorunlarla boğulan bir ülke gibi gösteren bu saldırganlar, adaleti ve vicdanı yaraladığı gibi Türkiye’nin itibarını da zedelemektedir.Suçlu-suçsuz ayırt etmeksizin toplumsal linç kültürüyle hareket edenlerin derdi asla adalet olamaz. Bu provokasyonun cezasız kalmaması için emniyet ve yargı makamlarını acilen harekete geçmeye çağırıyor ve bir daha bu tür elim olayların yaşanmaması için gereken tedbirlerin alınmasını bekliyoruz. Ekonomik krizi, birtakım kültürel farklılıkları, sosyolojik tartışmaları vs. gerekçe göstererek girişilen linç kültürünü mazur göstermeye kalkmanın insafla da hukukla asla bağdaşmayacağı ortadadır. Buna rağmen demagojik birtakım söylemlerle zalimliğe, barbarlığa kılıf arayanların yarınlara utanç yükü devrettikleri ve ahiret hesaplarının çetin olacağını kendilerine bir kere daha hatırlatıyoruz." (Yunus Köroğlu)