AK Parti Antalya Milletvekili Kemal Çelik, Türkiye'nin dünyada barışı sağlayan ve barışı sağlamak için önerileri olan, vizyonu, projesi olan, tahıl krizini çözen bir ülke olduğunu söyledi.
Büyükelçilerin, başkonsolosların, dışişleri mensuplarının gittikleri ülkelerde Türkiye'yi en güzel şekilde temsil ettiğini belirten Çelik, "Bu dönemde vatandaşlarımız gittikleri ülkede itibarlı bir ülkenin, güvenilir bir ülkenin, dünyada barışı sağlayabilecek bir ülkenin vatandaşı olmanın huzurunu yaşıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin bölgesinde de barışı sağlayan bir ülke olduğuna dikkati çeken Çelik, " Türkiye örneğin; 2015'ten sonra duyulan, 2015'ten önceden duyulmayan 'Mavi Vatan' gibi elimizde bir kavram vardı. Ne askerlerimiz tarafından ne de Dışişlerimiz tarafından denizlerdeki haklarımızdan bahsedilmiyordu ama şimdi artık Mavi Vatan'da haklarımızı hem diplomatik alanda hem güvenlik alanında hem savunma alanında koruyabilen bir ülke haline geldik" ifadelerini kullandı.
"Türkiye, sözüne güvenilen bir dış politika yürütüyor"
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, belirsizliklerin arttığı, öngörülebilirliğin azaldığı, farklı bölgelerde ortaya çıkan kriz ve ihtilafların barış ve istikrarı tehdit ettiği bir dönemde Türkiye'nin sözü dinlenen ve sözüne güvenilen bir ülke olmayı temin eden bir dış politika yürüttüğünü söyledi.
Küresel ölçekte yaşanılan olayların büyük çoğunluğunun Türkiye'nin yakın coğrafyasında meydana geldiğine işaret eden Aksu, şunları kaydetti:
"Bu çatışmaların yol açtığı sorunlar komşu ülkelerle birlikte en çok bizi etkilemektedir. Böylesi kaotik bir ortamda, Türkiye, çok şükür bir huzur ve güven adasıdır. Türkiye, yürüttüğü çok boyutlu ve kapsayıcı dış politikayla bölgesel ve küresel etkisini arttırırken, kurulacak denklemlerde hesap dışı bırakılamayacak bir ülke durumuna gelmiş, özellikle Ukrayna-Rusya Savaşı'nda barış için samimi iradesini ortaya koyan, her iki devletle görüşebilen tek ülke olarak diplomasinin merkezi olmuştur. Türkiye diplomaside temsil ağını tüm dünyaya genişletmiş, yüksek düzeyli ve bölgesel iş birliği mekanizmalarıyla dış politika araçlarını çeşitlendirmiştir. Birleşmiş Milletler ve çok taraflı kuruluşlarda öncü rol üstlenmiş, çatışma çözümü ve ara buluculukta marka olmuş, göç yönetimi, insani ve kalkınma yardımlarında insanlık onurunu koruma kararlılığında olmuştur."
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 13 HDP'li vekil için hak ihlali vermesi yenilir yutulur gibi değil"
HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, dış politika alanındaki en palavra sözün "dış politika siyasetin üstündedir" sözü olduğunu söyledi.
İktidarın "Bunlar bizim ulusal çıkarımız" ifadesini eleştiren Turan, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bugün 13 HDP'li vekil için 18'inci maddeden hak ihlali verdi; yenilir yutulur gibi değil. Şimdi, bu memleketin ulusal çıkarı falan değil; bu sizin iktidarda kalma can havlinizin yaratmış olduğu şeydir" dedi.
İYİ Parti Isparta Milletvekili Aylin Cesur ise Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişle devlet kurumlarının işlevsizleştirildiğini, bürokrasi ve kamu atamalarında en önemli kriterin liyakat değil, iktidara yakınlık olduğunu savundu.
Sistem değişikliğinden Dışişleri Bakanlığının da payına düşeni aldığını ileri süren Cesur, "Türkiye'de dış politikayı yöneten ve yönlendiren kurum Bakanlığınız olmalıyken tek karar mercii maalesef artık Cumhurbaşkanlığı oldu" değerlendirmesini yaptı.
"Göçmenler ülkemizin geleceğini tehdit eden en önemli konulardan biri olacaktır"
CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, Türkiye'nin ekonomik anlamda çok zorlu bir süreçten geçtiğini ve iktidarın, ekonomik sıkıntıları dış güçlere bağladığını söyledi.
Türkiye'deki göçmenlerin sayısının arttığına dikkati çeken Arı, "Eğer bu konuya gerçekten bir çözüm bulamazsak ülkemizin geleceğini tehdit eden en önemli konulardan biri olacaktır" dedi.
Bazı illerde ve ilçelerde Suriyeli sayısının oradaki Türk vatandaşı sayısından fazla olduğunu iddia eden Arı, şu ifadeleri kullandı:
"Maalesef, nüfus da hızlı bir şekilde ilerliyor, bunun önüne nasıl geçilir bilmiyorum. Bakanlık sunumunda, Sayın Bakan '530 bin Suriyeli geri döndü' şeklinde bir rakam verdi. Tabii ki bu sayı önemli ancak şunu da sormak lazım; özellikle, Suriyeliler Türkiye'ye geldikten sonra sadece doğum yöntemiyle ne kadar çoğaldılar? Yani, 530 bin kişinin geri gönderilmesi olumlu bir adım ancak daha da desteklenerek, daha da teşvik edici yöntemlerle bu sayının artırılması gerekir."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.