İÇİMDEKİ ACI HİÇ DİNMİYOR
Her ölüm yıl dönümünde aynı acıyı yaşadığını gözü yaşlı anlatan Anne Ayşe Bülbül, Eren’imin ölümünün 4’üncü yıl dönümü. Sanki yine o haberi biri bana verecek o acıyı tekrar yaşayacakmışım gibi. Kanadım kırık, hayallerim kırık, çok taze acılarım daha yeni. Bir yandan gururluyum ama içimdeki acı hiç dinmiyor. Benim evladımın burada yaptığını gösterdiği cesareti başka birinin göstermesi mümkün değil. 13 evladımdan bir tanesini vatana, millete, bu toprağa şehit verdim. Bugünler evladımın şehadet şerbetini içtiği gün. 4 yıl oldu ama hala o günkü acıyı yüreğimde hissediyorum. Her yıl aynı acıyı, aynı korkuyu yaşıyorum dedi.
CEBİNDE FINDIKTAN KAZANDIĞI 20 LİRASI VARDI
Şehit oğlunun bu zamanlarda fındık topladığını söyleyen anne Bülbül, Sanki Eren hiç ölmemiş her an gelecekmiş gibi. Evladını askere allayıp pullayıp gönderirsin ve gelecek her habere hazırlıklı olursun. Ama benim oğlum daha 15 yaşındaydı, daha çocuktu. Hainlerle çatışmaya girdi ve şehit edildi. Hiçbir günahı yoktu. Gece gündüz demeden bir lokma ekmek için çalışırdı. Şehit olduğu gün de yine fındık günlükçüsü olarak çalışıyordu. Cebinde fındıktan kazandığı 20 lirası vardı. Ona bile kurşun değdirdiler. İnsanların adaleti şaşar ama yüce Allah’ın adaleti hiçbir zaman şaşmaz. Ben her gün yüce mevlama yalvarıyorum benim yavrumun kanı yerde kalmasın diye konuştu.
OĞLUM O HAİNLERİN PLANLARININ ÖNÜNE CANIYLA GEÇTİ
Çoğu zaman şehit oğlunun mezarı başında uyuyakaldığını belirten anne Bülbül, Benim oğlumun hayali şehit olmaktı ama askere gideceğim askerde şehit olacağım derdi. Yaşadığımız gecekondunun önünde şehit olacağım demezdi. Oğlum o hainlerin planlarını önüne canıyla geçti. Kim bilir o hainler burada ne canlar yakacaktı. Şehitlik makamı güzel bir duygu ama acısı da çok büyük. Ben her gün yaz kış demeden burada oğlumun mezarı başındayım. Hani küçük bir bebeğin olur ya yedirir, içirir, yatırırsın. Uyanmadığı, sesi çıkmadığı zaman endişelenir açar bakarsın nedir durumu diye. Öyle bir şey işte bu. Ne zaman ben de ölür yavrumun yanına toprağa girerim işte benim acım ancak o zaman diner diye konuştu.
EREN BÜLBÜL KİMDİR?
Eren Bülbül, Maçkalı Ayşe ve Hasan Bülbül çiftinin çocuğu olarak 1 Ocak 2002 yılında dünyaya geldi. Babasını küçük yaşta kaybeden Bülbül, ilçeye bağlı Köprüyanı Mahallesi’ndeki tek katlı evde annesi ve 12 kardeşiyle yaşamını sürdürdü. İlkokulu Köprüyanı, ortaokulu Çatak İlköğretim Okulunda okuyan Bülbül, eğitimine Maçka Anadolu İmam Hatip Lisesinde devam etti.
Çevresinde futbola tutkusuyla tanınan Bülbül, Trabzonspor sevdalısıydı. Eğitiminden arta kalan zamanlarda ailesinin geçimine katkıda bulunmak amacıyla bağ, bahçe ve yük taşıma gibi gündelik işlerde çalışan Bülbül, küçük yaşına rağmen elinden geldiğince ailesine destek oldu. Yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukları göğüsleyen Bülbül, Trabzon’un Maçka ilçesi kırsalında, 11 Ağustos 2017’de, bölücü terör örgütü mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında ağır yaralandı.
Bülbül, kaldırıldığı Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Bülbül’ün cenazesi, 12 Ağustos 2017’de Maçka Merkez Camisi’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Köprüyanı Mahallesi’ndeki aile kabristanlığında toprağa verildi.
Sosyal medyada küçük yaşında odun taşırken görüntülendiği fotoğrafı ve “Biri de çıkıp demiyor ki Eren iyi ki varsın” paylaşımıyla hafızalarda derin iz bırakan şehit Bülbül’ü, Türkiye kalbine gömdü. Sevenlerinin “İyi ki varsın Eren” sözleriyle hatırladığı Bülbül, çalışkanlığı, vatan sevgisi ve kahramanlığıyla tanıdı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.