İklim değişikliğinin tetiklediği ve etkisinin uzun vadede hissedildiği kuraklık, başta tarım, sağlık, ekonomi ve enerji olmak üzere birçok sektörü yakından ilgilendiriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi kapsamında hazırlanan "2022 Kuraklık Rakamları" raporuna göre, kuraklık dünyada her yıl 55 milyon kişiyi etkiliyor. 2000-2019 döneminde 1,4 milyar kişinin hayatını zorlaştıran kuraklık, selin ardından, etkilenen insan sayısı bakımından ikinci afet olurken, son 100 yılda 10 milyondan fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.
Karbon yutağı işlevi gören ekosistemler, 6 kıtadan 5'inde tespit edilen aşırı kuraklık nedeniyle karbon kaynaklarına dönüşürken her yıl 12 milyon hektarlık alan, kuraklık ve çölleşme nedeniyle kaybedildi ve kuraklıktan etkilenen bitkilerin sayısı son 40 yılda 2 katına çıktı.
Kuraklıkla birlikte su kıtlığı, deniz seviyesinde yükselme, mahsul kaybı ve aşırı nüfus artışı gibi faktörlere bağlı olarak dünya genelinde 2050'ye kadar 216 milyon kişinin göç etmek zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Küresel sıcaklık ortalamasının 2100'e kadar sanayileşme öncesi döneme göre 3 derece artması durumunda, kuraklık kayıplarının bugüne kıyasla 5 kat fazla olacağı öngörülüyor.
"Emisyonları sıfırlasanız bile iklim değişikliğinin etkileri en az 100 yıl sürecek"
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Tatlı, "Eğer belli bir eşiği aşarsanız daha sonra emisyonları sıfırlasanız bile iklim değişikliğini engelleyemiyorsunuz. Şu anda o aşamanın geçildiği konusunda bilim insanlarının büyük çoğunluğu hemfikir. Artık emisyonları sıfırlasanız bile iklim değişikliğinin etkilerinin en az 100 yıl süreceğine dair çok yeni çalışmalar var." dedi.
Türkiye'nin de bulunduğu kuzey yarım kürede deniz ve kara dağılımı karmaşası nedeniyle iklim değişikliğiyle birlikte hidrolojik döngünün hızlı olduğunu ve bazı bölgelerde yağış artışı, bazı bölgelerde ise kuraklık görüldüğünü aktaran Tatlı, şöyle devam etti: "Akdeniz Bölgesi, Kuzey Afrika, Orta Doğu kuraklığa çok fazla maruz kalıyor ve iklim değişikliğine en hassas noktalar yani dünya 1 yaşıyorsa biz 1,5-1,6 yaşıyoruz. Dolayısıyla bu bölgelerde büyük kuraklıklar bekleniyor, meteorolojik açıdan baktığımız zaman da modeller bize yüzde 30 yağış eksikliği gösteriyor. Bu, sosyo-ekonomik sorunlara da yol açacaktır ki bunun da başta geleni iklim göçleridir. Ne yazık ki bu iklim göçleri Türkiye üzerinden olacaktır ve bu göçlerden çok zarar göreceğiz. Sadece Kuzey Afrika ve Orta Doğu'dan 500-600 milyon kişinin kuzeye göç etmesi bekleniyor."
Kaynak: AA