Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Erbaş, ramazana yaklaşılan bu günlerde depremin yaralarını sarmaya çalıştıklarını aktardı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, insanın imtihanının sadece zorluklarla olmadığını, nimetlerle de sınandığını belirterek, müminler için hayatın iki temel çizgisi bulunduğunu, bunlardan ilkinin zorluklar karşısında sabırla mücadele etmek, sıkıntıların üstesinden gelmeye çalışmak, ikincisinin ise bolluklar karşısında şükürler mukabele etmek yani imkanlarını muhtaçlarla paylaşmak olduğunu kaydetti.
İslam'ın beş temel üzerine kurulduğunu ve zekatın da bu temellerden biri olduğunu hatırlatan Erbaş, "Zekatın verilip verilmemesi hususu kişinin iradesine bırakılmamış, mutlaka yerine getirilmesi emredilmiş. Dolayısıyla zekat, Kur'an'da namazla birlikte emredilen imani bir sorumluluktur. Zekat ibadeti ve tasadduk bilinci, bireysel açıdan imanın kemalinin göstergesidir. Sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşıdır. Zekatın gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan birçok hikmet ve hedefi var. Bunların bilinmesi, bu ibadetin daha bilinçli ve daha içten yapılmasını sağlar." ifadelerini kullandı.
Erbaş, zekatın insanda şefkat ve merhamet duygusunu geliştirdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:"Zekatla insan, hırs ve tamahkarlık duygusunu kontrol altına alır. Elindeki maddi varlığın bir kısmını muhtaç olana verebilmenin güzelliğini zekatla keşfeden insan, gönlünü huzursuz eden olumsuz duyguların, hırsın, tamahkarlığın esiri olmaktan korunmuş olur. Zekat, zengin ile yoksul arasında gönül köprüsü kurar. Onun için Peygamberimizin şu sözü aklımıza geliyor; 'Zekat, İslam'ın köprüsüdür.'. Zekat, toplumda yoksul ve muhtaçların ihtiyaçlarını gideren en önemli müessese. Zekat, iktisadi anlamda farklı sosyal katmanlarda bulunanları birbirlerine yaklaştırması hasebiyle toplumsal huzurun temelini oluşturuyor. Zekat muhtacın, zenginin malındaki hakkıdır. Dolayısıyla zekatı vermemek kul hakkını ihlal etmektir."
Ramazanın aynı zamanda bir manevi okul olduğunu, insani değerleri ve ahlaki erdemleri öğrettiğini, unutulan güzellikleri yeniden hatırlattığını belirten Erbaş, "Ramazan ayı, içerisinde oruç, iftar, sahur, mukabele, teravih gibi ibadetlerin yanı sıra ihtiyaç sahiplerinin sofrasına katkı sağlama mutluluğu, fitre ve sadakalarla gönülleri ihya etme fırsatlarını da içinde barındıran rahmet ayıdır. Ramazan merhamet ve yardımlaşma ayıdır." değerlendirmesini yaptı.
"Türkiye yaralarını saracak ve umutla geleceğe yürüyecektir"
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, deprem felaketi karşısında milletin olağanüstü bir mücadele verdiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "İlk günler o bölgedeydik. Milletimizin nasıl yardıma koştuğunu gözlerimizle gördük. İnanç ve azimle tarihten beri nice zorlukların üstesinden geldi aziz milletimiz. Yaralarını sarmak ve zorlukların üstesinden gelmek için adeta tek vücut oldu. Ülkemizin her evinde, mahallesinde, sokağında, şehrinde deprem bölgesine yardım edebilmek için büyük bir gayret var. Bu gayret artarak devam ediyor. Devletimiz, milletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız seferber olmuş durumda. Adeta her yerden yardımlar akıyor. Tarihin en büyük imtihanlarından birini yaşayan milletimiz, tarihin en büyük fedakarlıklarından birini gösteriyor."
Milletin sabır, azim ve kararlılığının bütün zorlukların üstesinden gelecek kadar güçlü olduğunu vurgulayan Erbaş, yaşanan afet ve felaketin çok büyük olduğunu ama milletin şefkat ve merhamet yüklü yüreklerinin, kardeşlik ve yardımlaşma duygularının, zorlukların üstesinden gelme inancı ve kararlılıklarının çok daha büyük olduğunu ifade etti.
Erbaş, Türkiye'nin acılarını teskin edeceğini, yaralarını saracağını ve umutla geleceğe yürümeye devam edeceğini belirtti.
Programa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş, MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı ile çok sayıda iş insanı katıldı.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.