Depremin etkilerinden haberdar oldukları andan itibaren hastanede "acil durum harekat planı"nı devreye soktuklarını belirten Kapukaya, "Hastanemiz, idarecileri ve personeliyle deprem gibi kitlesel afet durumlarına hazırlıklıydı." dedi.
Ortopedi ve travmatoloji kliniğinin afetlerde etkin görev aldığını, deprem dolayısıyla en fazla hasta bakan bölümün kendileri olduğunu anlatan Kapukaya, "Yaklaşık 1800 ameliyat gerçekleştirmişiz. Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye gibi depremden etkilenen bölgelerdeki hastalar ilk olarak bizim hastanemize müracaat etti. Biz de eksiksiz, hepsinin tedavisini anında müdahaleyle gerçekleştirdik." diye konuştu.
"Kaçarken pozisyon almak mümkün değil"
Hastaneye gelenlerin, genellikle kaçarken göçük altında kalmaları sonucu yaralandığını vurgulayan Kapukaya, en çok sırasıyla bacak, kol yaralanmaları, bel kırıkları, kafa travmalarıyla karşılaştıklarını aktardı.
Deprem sırasında yapılması gerekenlere değinen Kapukaya, şöyle devam etti:"Cenin pozisyonunda kalmak çok önemli bir detay. Bunun mutlaka herkes tarafından bilinmesi ve uygulanması gerekiyor. Kaçarken pozisyon almak mümkün değil, hemen güvenli bir noktaya saklanıp ayaklarınızı, bacaklarınızı ve ellerinizi korumanız gerekiyor. Bunun da en güzel şekli cenin pozisyonudur. Enkazdan yaralı kurtulan yaklaşık 1400 hastamız var. Cenin pozisyonunu uygulamadıkları için neredeyse hastalarımızın tamamında ya kol ya da bacak travması var. Vücutlarının çeşitli yerlerinde ezilmeleri ve kırılmaları var."
Prof. Dr. Kapukaya, tüm Türkiye'deki sağlık çalışanlarının ilk günden itibaren hastaneyi arayarak gönüllü olmak için talep oluşturduğunu dile getirdi.
Sağlık çalışanlarının, ulaşımla ilgili engelleri aşarak işlerini güçlerini bırakıp kendilerine yardıma geldiklerini ifade eden Kapukaya, "İstanbul, Çanakkale, Ankara ve Yozgat'tan birçok sağlık çalışanı geldi. Onlara da tekrar tekrar teşekkür ediyoruz." dedi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
