Asrın felaketi olan depremlerin üzerinden 6 aydan fazla süre geçti. Sadece ülkemizin değil, insanlık tarihinin en yıkıcı doğal afetlerinden birini yaşadık. Eşimiz, dostumuz, çocuğumuz, akrabamız, komşumuz olan 50 binden fazla canımızı yalnızca bir gecede toprağa verdik. Depremden hemen sonra afetzede illerimizi farklı vesilelerle ziyaret etmiş, devletimizin tüm imkanlarıyla sizlerin yanında olduğunu ifade etmiştik. Seçim döneminde de deprem bölgesinden elimizi hiç çekmedik. Sahada yapılan çalışmaları, ihtiyaçları, sıkıntıları bizzat takip ettik. En acil olanlarından başlamak suretiyle depremzedelerimizin ihtiyaçlarını süratle gidermeye çalıştık. Tespitlerimize göre Maraş'ın neredeyse 3'te biri oturulamaz hale gelmişti.
Şehrimizde yapılması gereken deprem konutu sayısı 19 bin 418'dir. Köy evleri ve ahırlarla birlikte bu rakam 29 bin 47'ye ulaşıyor. Deprem bölgesinde ise toplam 680 bin konutun ve 170 bin ahır, depo, iş yeri gibi bağımsız bölümün inşa edilmesi gerekiyor. Bu ağır tablo karşısında asla ümitsizliğe kapılmadık. Bir taraftan enkaz kaldırma çalışmalarını yürütürken, diğer taraftan evleri, iş yerleri yıkılan insanlarımızı yeni yuvalarına kavuşturmak için hemen kolları sıvadık. 325 konteyner kentte 178 bin 350 konteynerin kurulumu yapılmıştır.
15 Ağustos'a kadar inşallah tesislerde ve çadırlarda kalan az sayıdaki vatandaşımızı konteynerlere yerleştirmiş olacağız.
İlk bir sene içinde 319 bin konutu inşa edip, hak sahiplerine teslim etmeyi hedefliyoruz. Ahdine sadık bir hükümet olarak yerine getirdiğimiz tüm vaatlerimiz gibi bu sözümüzü de inşallah tutacağız. Bölgede şimdiye kadar yaklaşık 180 bin konutun ihalesi gerçekleştirildi. Zemin etütleri yapılmış, rezerv alanlarda inşaatlar hızla yükseliyor. Gerek rezerv alan bulmakta çekilen zorlukların üstesinden gelmek gerekse vatandaşlarımızın taleplerini karşılamak amacıyla yerinde dönüşüm projesini başlattık. Hibe ve çok uygun şartlarda kredi desteği içeren projemiz, deprem bölgesinde büyük bir teveccühle karşılandı.
Şimdiye kadar 160 binden fazla insanımız yerinde dönüşüm için başvuru yaptı. Bu vatandaşlarımız arasında 20 binden fazla Maraşlı kardeşimiz vardır. Yerinde dönüşüm projesi ile sadece inşaatlar hızlanmayacak. Aynı zamanda ekonomi canlanacak, yeni istihdam alanları oluşacak, mahalle kültürü hayat bulacak ve konutlar daha az maliyetle hayata geçirilecektir.
Ayrıca depremde hasar gören illerimizde şehir meydanlarını hükümet olarak biz yapacağız. Böylece her bir şehrimize asırlar boyu yaşayacak bir merkez kazandırmış olacağız. Depremin yıktığı şehirlerimizi altyapısı ve üstyapıyla daha görkemli, daha dayanıklı, daha ferah bir şekilde inşa edeceğiz.
Yaşadığımız her felaket bize alınması gereken tedbirleri tekrar tekrar hatırlatmaktadır. Hiç şüphesiz bu önlemlerin başında kentsel dönüşüm gelmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan beri bu meseleyi sürekli işledik, sürekli gündemde tutmaya çalıştık. Özellikle çarpık ve sağlıksız kentleşmenin yaygın olduğu illerde bunun tercihten öte bir zorunluluk olduğunu ifade ettik. Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız döneminde TOKİ vasıtasıyla Türkiye'nin yapı stokunun yenilenmesi için çok yoğun çaba harcadık. TOKİ bugüne kadar ülkemiz genelinde 1 milyon 200 bin proje üretti. Konut projeleriyle birlikte, evlatlarımızın eğitim gördüğü okulları, hastaneleri, kamu kurumlarını ve nice binayı TOKİ eliyle yeniden inşa ettik.
Allah'a hamdolsun şimdiye kadar TOKİ binalarıyla ilgili hiçbir sıkıntı yaşanmadı. TOKİ'miz 6 Şubat depremlerinden de alnının akıyla çıkmıştır. Deprem felaketi, özellikle kentsel dönüşüm hamlelerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.
Yine bu süreçte Türkiye'deki sığ muhalefet anlayışının ülkemize ödettiği bedelleri acı da olsa görme fırsatı bulduk. Biliyorsunuz kentsel dönüşümle ilgili ne zaman bir adım atsak CHP ve şürekası hep karşımıza dikildi. Milletimizin hayrına yaptığımız her işe takoz koyan bu istemezükçü ekip, doğrudan insan hayatını ilgilendiren bu meseleyi bile engellemeye kalktı. Bunun için her yolu denediler, her yalanı söylediler, kentsel dönüşüme ranstsal dönüşüm diyerek projelere kara çaldılar. Çeşitli legal örgütler vasıtasıyla firmaları, işçileri ve mülk sahiplerini tehdit ettiler. Kendileriyle aynı ideolojik kafa yapısına sahip meslek kuruluşları ve odalar aracılığıyla projeleri mahkemeye götürdüler. Kendilerine hak gördükleri güvenli, modern, dayanıklı konutlar maalesef benim Maraşlı, Hataylı, İstanbullu kardeşime adeta lüks gördüler.
Hasılı kentsel dönüşüm projelerin durdurmak, milletimizi sağlıksız yapılarda yaşamaya mahkum etmek için söylenmedik yalan, atılmadık iftira bırakmadılar. Biz bu tavırlarını uzun yıllar beceriksizliklerine, iş bilmezliklerine yorduk. Ancak son seçim sürecinde meselenin bu kadar masum olmadığını anladık. CHP ve şürekasının kentsel dönüşüm projelerine yönelik saldırganlığının gerisinde iş bilmezlik değil, halk düşmanlığı vardır. Bunlar vatandaşa hizmet etmezler, vatandaşın refahının, hayat kalitesinin, yaşam standardının yükselmesini istemezler. Bunların gözünde seçmen, ancak tıpış oy verdiği, kendilerini kayıtsız şartsız desteklediği zaman insanıdır.
Kaynak: AA
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.