Ankara'da cemevlerine yapılan saldırıların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cemevi ziyaretinin hatırlatılması ve İçişleri Bakanlığının cemevlerine ilişkin düzenlemesi olup olmadığının sorulması üzerine Soylu, toplumun yıllardır Sünni-Alevi, Türk-Kürt, laik-antilaik gibi tartışmalar üzerinden ayrıştırılmaya çalışıldığını söyledi.
Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bir araya geldiklerini, iki bakanlığın bakan yardımcılarını, valileri, kaymakamları görevlendirdiklerini belirterek, "Arkadaşlarımız, 1580 küsur cemevine adım adım gittiler" dedi.
Cemevlerinden yaklaşık 8 bin 740 talep toplandığını, bunların 5 bin 600'ünü karşıladıklarını anlatan Soylu, yıl sonuna kadar taleplerin hepsinin karşılanacağını dile getirdi.
"Kişileri etnik kimliklerine göre değil, liyakatlarına göre değerlendiriyoruz"
Bakan Soylu, "Gazetelerde köşe yazılarına konu olan bir düzenleme var. 'Cemevlerinin elektrik, su masraflarının karşılanması, Alevi dedelerine maaş bağlanması, Diyanet İşleri Başkanlığı veya Kültür ve Turizm Bakanlığında ilgili birim kurulması' şeklinde maddeler sıralanıyor. Böyle bir çalışma var mı" sorusu üzerine Adalet Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca bu konuda yapılabileceklerle ilgili çalışıldığını söyledi.
Türkiye'de bugün vatandaşların kendilerini ifade ederlerken ötekileştirilmediğini ve ayrıştırılmadığını kaydeden Bakan Soylu, "Bizim Kürt olan valimiz var, Kürt olan emniyet müdürümüz var, Alevi kaymakamımız var. Babası 'dede' olan emniyet müdürümüz var, Ermeni kaymakamımız var, Caferi valimiz var. Özbek Türkü valimiz var. Hatta son zamanlara kadar Alevi valimiz vardı" dedi.
Bakan Soylu, kişileri etnik kimliklerine göre değil, liyakatlarına göre değerlendirdiklerinin altını çizdi.
Suriyeli sığınmacılar
Bakan Soylu, bir başka soru üzerine, sığınmacıların ülkelerine dönmelerine ilişkin, "Biz insaniliğimizden, komşuluğumuzdan, o insanların karşı karşıya kaldığı zulümden, o insanların karşı karşıya kaldığı süreçlerden ayrı bir düşünce içerisinde olamayız. Ama bu insanlar kendi memleketlerine dönmeyecekler mi? Elbette dönecekler. Fakat şu anda nereye dönebilirler? PYD'nin etkin olduğu bölgelere mi dönebilirler? Şu anda rejimin sürekli bombaladığı bölgelere mi dönebilirler" değerlendirmesini yaptı.
"Şam ile istihbarat birimleri arasında temas var. Siyasi bir temasın, Suriye politikasında bir kırılma ya da eksen değişikliği şeklinde yorumlanmasını siz nasıl değerlendirirsiniz" sorusuna Soylu, "Bu işin, bu meselenin bu noktaya gelmesinden önce böyle bir değerlendirme yapmak, kimin hangi seviyede yaklaşabileceği, hangi adımları atabileceğini görmeden böyle bir değerlendirme yapmak bugün itibarıyla çok kolay değildir, erkendir. Onun ötesinde bizim sorumluluklarımız var, insani sorumluklarımız, komşuluk sorumluklarımız var. Biz o insanları ölüme itemeyiz, ölüme terk edemeyiz" cevabını verdi.
Bakan Soylu, "Ankara-Şam arasında bir temas niyeti ortaya koyulunca Suriye'nin kuzeyinde birtakım provokatif olaylar yaşandı. Benzer bir durumun, bu süreç başlar ve ilerlerse Türkiye içerisinde de yaşanabilme riskini nasıl değerlendirirsiniz" sorusunu ise "Biz o bölgeyi avucumuzun içi gibi biliyoruz. Kim ne yapıyor, kimin eli kimin cebinde, kimin hangi provokatif eylemi yapmaya çalıştığını da biliyoruz. Hem MİT'in hem Emniyet ve Jandarma'nın hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu alandaki bilgisi en üst düzeyde" şeklinde yanıtladı.
"ABD PKK'ya 2 milyar dolar yardım etti"
ABD'nin son 3 yılda PKK/PYD'ye 2 milyar dolar yardım ettiğini söyleyen Soylu, "Bunu orada rahat bırakır mı? Kendi kafasına koyduğu projeyi, kendi kafasına koyduğu oyunu kurmadan, bu insanların rahat bir şekilde kendi ülkelerinde yaşamasını temin etmeye yönelik adımları atmamıza müsaade eder mi" dedi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin güvenlik açısından Cumhuriyet tarihinin en güçlü zamanında olduğunu söyleyerek, şunları söyledi: "Türk Silahlı Kuvvetleri, MİT ve İçişleri Bakanlığı içerisinde bulunan Jandarma, Emniyet ve Sahil Güvenliğin bir arada ve uyum içerisinde olduğu en iyi dönemdeyiz ve herkes bir yere fokuslanmış durumda. Onun için Türkiye içerisinde geçmişe yönelik, geçmiş izlerden kalan birtakım denemelere girebilirler ama hemen gereğini yerine getirebilme kabiliyetine sahibiz. Suriyelilerin içerisinden bir provokasyon oluşturabilirler mi? Böyle bir şey kesinlikle olamaz."
Soylu, yaptıkları araştırmalara göre, Suriyeli sığınmacıların yüzde 70'inin ülkelerine dönmek istediklerini belirttiklerini aktardı.
"29 Ekim 2023'te içeride hiçbir terörist kırsalda kalmayacak"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriyeli seçmen sayısına ilişkin, "Suriyeli seçmen sayısı şu an 120 bin. 211 bin vatandaş yaptık. Bunun 91 bini, 92 bini çocuk, reşit değil yani. Geri kalanı 120 bini de 60 küsur bini erkek 55 küsur bini kadın bu kadar" bilgisini paylaştı.
Soylu, son bir yılda yurt içinde etkisiz hale getirilen üst düzey terörist sayısına ilişkin ise şunları söyledi: "Türkiye'de sadece 124 terörist kaldı. Bunların yaklaşık 11-12 tanesinin ayakta durabilecek hali yok. Çok güçlü bir abluka içindeler. Sadece yurt içerisinde 767 üst düzey terörist, 51 kırmızı renk, 34 mavi ,37 yeşil, 107 turuncu, 75 gri, 163 yönetici ama rengi olmayan teröristi etkisiz hali getirmişiz. Bu yıl 1’i kırmızı olmak üzere Türkiye içerisinde 36 tane üst düzey teröriste etkisiz hale getirmişiz."
Terörle mücadeleye yönelik Soylu, "Vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyorum, PKK'nın en güçlü destek aldığı zaman dilimi içerisindeyiz şu anda ama en çok onu dumura uğrattığımız ve mağlup ettiğimiz zaman dilimi içerisindeyiz. Ben inanıyorum ki, 29 Ekim 2023'te içeride hiçbir terörist kırsalda kalmayacak" değerlendirmesini yaptı.
"Yeşil pasaportların 5 yıllık süresi olanlar varsa değiştirmesinler"
Soylu, Pasaport bekleme sürelerinin uzamasına ilişkin soru üzerine de yeşil pasaport basımında bazı problem yaşandığını, bu konuda çalışıldığını belirtti.
25 Ağustos'ta, bugünkü pasaporttan çok daha güvenli pasaportu üretmeye başlayacaklarını dile getiren Soylu, şöyle devam etti: "Ama bu ay öbür pasaport devam edecek, bu pasaporttan bu ay 70 bin üreteceğiz, önümüzdeki ay 150 bin üreteceğiz, Aralık ayında tam üretime geçmiş olacağız. Yerli pasaportumuz olmuş olacak. Fakat diğer pasaport da ihtiyacımızı karşılayacağı için aynı şekilde gelecek. Yeşil pasaporta da buradan yeşil pasaport için müracaat edenlere söylüyorum. Orada biz bir iyileştirme yaptık, belki o iyileştirmeyi zamansız yaptık yani 5 yıldı yeşil pasaportun süresi o 10 yıla çıktı. 10 yıla çıkınca herkes yeşil pasaportun 10 yıllık süresini kullanmak istiyor. Şimdi elinde yeşil pasaportların 5 yıllık süresi olanlar varsa değiştirmesinler yarından itibaren onlardaki süreyi de 10 yıla çıkaracak iyileştirmeyi yapacağız."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.