"Dünyamız iklim değişikliğinin ağır etkileriyle karşı karşıya. Hava olaylarındaki ani değişimler, ekosistemlerdeki bozulmalar gibi pek çok olağanüstü hadiseyle yüzleşiyor. Bunlardan birisi de çölleşmedir." değerlendirmesinde bulunan Özhaseki, Türkiye'nin coğrafi konumu, iklimi, topografyası ve toprak şartları nedeniyle çölleşme ve arazi tahribatı, erozyon ve kuraklığa karşı son derece hassas olduğunu vurguladı.
Bakanlık olarak yıllık toprak kayıplarını 130 milyon tonun altına indirme hedefine ulaşarak, 113 milyon ton seviyesine düşürdüklerini aktaran Özhaseki, şunları kaydetti:
"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak sadece 17 Haziran'da değil yılın 365 günü çölleşmenin ülkemizde sebep olduğu etkilerin anlaşılması adına pek çok etkinlik ve farkındalık çalışması yaparak toprağımıza sahip çıkmanın gayreti içerisindeyiz. Ulusal ve uluslararası düzeyde yaptığımız her çalışmayla birlikte iklim değişikliğiyle mücadelemizi sürdürerek, 'Özümüz toprak, sözümüz korumak' şiarıyla her bir karış toprağımızı korumakta kararlıyız. Bize düşen, iklim değişikliğinin bu etkilerine karşı, bütün insanlık olarak güçlü bir mücadele sürdürmektir.
Çölleşmeyle mücadelede dönüm noktası olan Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi, 17 Haziran 1994 yılında Paris'te kabul edilmiş ve 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye ise sözleşmeye 1998 yılında taraf olmuştur. Sözleşmenin kabul edildiği 17 Haziran da Çölleşme ve Kuraklık Günü olarak ilan edilmiştir. Bakanlık olarak sadece 17 Haziran'da değil yılın 365 günü, çölleşmenin ülkemizde sebep olduğu etkilerin anlaşılması adına pek çok etkinlik ve farkındalık çalışması yaparak toprağımıza sahip çıkmanın gayreti içerisindeyiz."
Çölleşme ve erozyonla mücadele
Bakan Özhaseki, dünyanın yüzleştiği çölleşme ve erozyonla mücadele gibi sorunlarla mücadele etmek adına Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü başta olmak üzere Bakanlığın tüm birimleriyle kararlı bir çalışma yürüttüklerini bildirdi.
Özhaseki, ülke genelinde bugüne kadar çölleşme ve erozyonla daha etkin mücadele edilmesi, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir arazi yönetimiyle ilgili Çölleşme ile Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı, Ulusal Havza Yönetim Stratejisi, Erozyonla Mücadele Eylem Planı, Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı, Maden Sahaları Rehabilitasyon Eylem Planı'nı hazırlayarak uygulamaya koyduklarını belirtti.
Bunun yanı sıra izleme ve değerlendirme sistemleriyle Türkiye'nin her karış toprağını çölleşme, erozyon ve arazi tahribatına karşı izleyerek gerekli tedbirleri aldıklarını vurgulayan Özhaseki, şu bilgileri verdi:
"Hazırlanan AR-GE faaliyetlerimizle bir yandan çölleşme ve kuraklığa karşı direnç artırılırken diğer taraftan gerçekleştirilen ağaçlandırma ve bitkilendirme faaliyetleri neticesinde erozyonu azaltıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedeflerine ulaşmak amacıyla yerleşim yerlerimizdeki karbon tutulum miktarlarını ve bunların ekonomik değerlerini 81 ilimiz özelinde hesapladık. Söz konusu bu karbonun ekonomik olarak değerlendirilmesine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Ulusal ve uluslararası düzeyde yaptığımız her çalışmayla birlikte iklim değişikliğiyle mücadelemizi sürdürerek 'Özümüz toprak, sözümüz korumak' şiarıyla her bir karış toprağımızı korumakta kararlıyız."
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.