Ardından gazetecilere açıklamada bulunan Kirişci, iktidara gelmelerinden sonra Türkiye'de pek çok alanda olumlu gelişmenin yaşandığını söyledi.
AK Parti iktidarları öncesi 540 bin dekarlık örtü altı üretimin 811 bin dekara yükseldiğini belirten Kirişci, Türkiye'nin üretim kapasitesi bakımından İspanya'dan sonra Avrupa'da ikinci, dünya da ise dördüncü sırada olduğunu ifade etti.
Örtü altı üretimin yapıldığı 811 bin dekarın yüzde 79'unun sera denilebilecek vasıfta, yüzde 21'inin ise alçak tünel kategorisinde olduğunun altını çizen Kirişci, şunları kaydetti:
"Burada da olduğu gibi önemli bir kısmı topraksız tarım değil maalesef. Sadece 22 bin dekarlık kısmı topraksız tarım, modern sera tarzında. Arzumuz bunların ve alanların daha da genişlemesi. Önemli bir kısmını meyveler değil, sebzeler oluşturuyor. Sebzelerde de domates oluşturuyor.
Fakat bizim yine kent tarımı kapsamı altında gündeme getirdiğimiz başka önerilerimiz de var, örneğin kapalı dikey tarım. İstanbul Kağıthane'deki Kültür Merkezi'nin eksi 8'inci katında dünyanın en derinde kapalı dikey üretim alanı olarak ikinci sırada yer alan bir tesis. O da önemli bir çözüm. Bunların da yaygınlaştığını düşündüğümüzde bunların da kayıt altına alınması gerekiyor. Sadece sebze değil, meyve için de bunlar geçerli."
Bir gazetecinin "Örtü altı üretimi yapan seraların kaydı tutuluyor mu?" sorusunu Bakan Kirişci şöyle yanıtladı:
"Çiftçi Kayıt Sistemi'nde (ÇKS) olduğu gibi burada da tamamı kayıt altında değil. Bu bizim son Meclis'teki kanunla birlikte 'ÇKS'nin dışındaki sistemlerde veya verilerde Tarım ve Orman Bakanlığının desteklemelerinde esas alınır' diye bir mevzuat açısından bir düzenleme yapmış olduk. Bizim kendi çalışanlarımızın üretim yapan işletme sahiplerinin üretim yerlerini yerinde görüp oralarda koordinatların tespitleri sonrası bu kayıtlar bizim esas alacağımız kayıtlar olmuş olacak. Bunlar her türlü desteklerden yararlandırılmış olacak."
Kirişci, kayıt işlemleri ile üreticilerin, haksız rekabet içerisinde olmalarından kurtulacaklarını söyledi.
"Dünyada jeotermal potansiyelimiz var"
Kirişci, Türkiye'nin dünyada jeotermal potansiyeli olan bir ülke olduğunu vurguladı.
Uzun yıllar jeotermal konusunun Türkiye'de ihmal edildiğinin belirten Kirişci, şöyle devam etti:
"Dünyada jeotermal potansiyelimiz var. Yaklaşık bir sıralama ifade edecek olursak dünyada 7'nciyiz, ama Avrupa'da 1'inci sıradayız. Türkiye'de sadece termal banyolar o şekilde değerlendirildi. Ama suyun sıcaklığına göre kademeli olarak kullanılabilecek bir doğal kaynak aslında. Bir taraftan konut ısıtması bir taraftan tarımsal üretimde kullanım bir taraftan da enerji üretimi.
Bu manada da burada, mesela bulunmuş olduğumuz sera, bir jeotermal kaynağın kullanıldığı, ısıtma amaçlı olarak kullanıldığı bir sera. Şimdi burada bizim potansiyelimiz yaklaşık 30 bin dekar. 30 bin dekarlık bir potansiyelimizin olduğu bir ortamda, halihazırda sadece 10 bin dekar gibi bir alanımız var, üretimimiz var. Daha önümüzde çok yol var katetmemiz gereken. Tabi teknolojiyi de geliştirerek, bu verimliliği, ısı kullanım vesaire bunları da değerlendirerek daha üst noktalara taşımak mümkün."
Dünyanın en büyük jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı İhtisas OSB'sinin Balıkesir'de kurulacağını hatırlatan Bakan Kirişci, Kent Tarımı Projesi'ne de değindi.
Vatandaşlara fidan dağıtan Kirişci, Deveçatağı köyündeki süt sığırcılığı işletmesini ziyaret etti.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.