Özvar, köklü üniversitelerin yetişmiş akademik kadro ve birikimini, 2006 yılından sonra kurulan yeni üniversitelerin istifadesine sunacak YÖK Akademik Hareketlilik Projesi ve 50/d statüsündeki araştırma görevlilerinin 33/a statüsündeki daimi kadrolara alınmasına ilişkin çalışmalar konusunda açıklamalarda bulundu.
YÖK Akademik Hareketlilik Projesi ile köklü üniversitelerin 2006 sonrasında kurulan üniversiteler arasında bir bağ oluşturabilmeyi amaçladıklarını ifade eden Özvar, yükseköğretim sisteminin sinerji kazanabilmesinin yükseköğretim kurumları arasında hareketliliğe bağlı olduğunu vurguladı.
Proje ile üniversiteler arasında bilim insanı hareketliliğini artıracaklarını dile getiren Özvar, şöyle konuştu: "Öğretim elemanı hareketliliği arttıkça gerek eğitim öğretim kalitesi gerek araştırma faaliyetlerinin hacmi ve kalitesi yükselecektir. Bu felsefeyle tamamen gönüllülük esasına dayalı olmak üzere köklü üniversitelerimizde öğretim üyesi olan arkadaşlarımıza muhtelif teşvikler sunmak suretiyle yeni kurulan üniversitelerimizde ders verebilme, orada öğrencilerle bir araya gelebilme, orada araştırma yapabilmenin önünü açacak bir proje başlattık. Köklü üniversiteler, talep eden hocalarımızı 2006 sonrası kurulan yeni üniversitelerimizde 1 sömestirden az, 4 sömestirden fazla olmamak üzere görevlendirilebilecek."
"Projede zorla görevlendirme söz konusu değil"
Erol Özvar, bazı basın organlarında projeyi çarpıtan yazıları üzüntüyle okuduklarını belirterek, "Proje, rektörlerin veya üniversitelerin herhangi bir hocayı veya hoca grubunu zorla görevlendirmek suretiyle başka bir üniversiteye gönderebilecekleri, transfer edebilecekleri bir proje değil. Bizim burada derdimiz, üniversiteler arasındaki etkileşimi, iletişimi, sinerjiyi artırabilmek." diye konuştu.
Projede, köklü üniversitelerin öğretim üyelerini 2006 sonrası kurulan ve öğretim üyesi temininde zorluk çekilen programlardaki öğrencilerle ve öğretim üyeleriyle bir araya getirebilmeyi amaçladıklarını anlatan Özvar, "Biz buna bir anlamda akademik seferberlik adını koyuyoruz." dedi.
Özvar, köklü üniversitelerden diğer üniversitelere ders vermek veya araştırma yapmak üzere gitmek isteyen hocalara verilecek ekstra teşvikler konusunda şöyle konuştu: "Yurt dışına gidişlerde kolaylık sağlanacak. Üniversitelerimizin geliştirme ödeneğinden o üniversiteye gidecek hocalarımız istifade edecek. Bu arada harcırah kanunu gereği birtakım imkanlar var, bu maddi imkanlardan istifade edebilecekler. Dolayısıyla gerek akademik yükseltmeler gerek maddi gerek diğer teşvikler yoluyla hocalarımıza 4 sömestre kadar bu üniversitelerimize gidebilmenin önünü açıyoruz. Gitmek istemeyen hiçbir hocayı, hiçbir üniversite yönetimi ve Yükseköğretim Kurulu asla görevlendiremez. Projenin içinde böyle bir mantık söz konusu değil. Derdimiz şu; bu köklü üniversitelerimiz yeni kurulan üniversitelerimiz ile temasa geçebilmeli, birlikte iş yapabilmeli, eğitim öğretim konusunda iş birliği geliştirilmeli.
Söz gelimi, İstanbul'dan İstanbul Teknik Üniversitesinden, Boğaziçi Üniversitesinden, İzmir'den Ege, 9 Eylül üniversitelerinden bir öğretim üyemiz, İç Anadolu veya Doğu Anadolu veya Güneydoğu yahut Doğu Karadeniz'deki bir üniversiteye gitse bir dönem ders verebilse oradaki öğrencilerle bir araya gelse ve oradaki öğretim üyeleriyle ortak bir proje geliştirmeye çalışsa buradan en fazla istifadeyi ülkemiz, oradaki öğrenciler, öğretim üyeleri, üniversite ve sosyal çevre sağlamış olur."
Proje ile öğretim elemanlarının ve öğrencilerin ilişkiler ağını zenginleştirmek istediklerini dile getiren Özvar, "Gitmek isteyen hocaların da en azından takdir edilmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor ve biz bunun da alt yapısında şu anda hazırladık ve bütün üniversitelerimize bunu gönderdik. Dolayısıyla YÖK Akademik Hareketlilik Projesi'nin bir gönüllülük projesi olduğunu, asla hiçbir öğretim elemanının zorlanamayacağını ve görevlendirilemeyeceğini ifade etmek isterim." ifadelerini kullandı.
50/d'li araştırma görevlilerine kadro müjdesi
Erol Özvar, görev sürelerinin yüksek lisans ve doktora süreleriyle sınırlı olan 50/d'li araştırma görevlilerinin, bu sürenin sonunda herhangi bir üniversiteye girememeleri halinde işsiz kalma ihtimallerine bir çözüm bulunması yönünde kendilerinden talepte bulunduklarını anlattı.
Bu konuda haziran ayında bir adım atarak 50/d'li araştırma görevlilerine, 1+1 olmak üzere 2 sene daha gerekli akademik çalışmaları yaparak istedikleri bir üniversiteye başvurabilecekleri bir sürenin kanunla tanındığını hatırlatan Özvar, şöyle devam etti:
"Şimdi bir adım daha atılarak bu 50/d statüsündeki öğrencilerimizin 33/a kadrosuna aktarılması konusunda Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile yaptığımız görüşmede bir karar daha aldık. Cumhurbaşkanımız, araştırma görevlilerine böyle bir müjdenin verilmesini ifade etti. Bizler de bu konuda gerekli çalışmaları başlattık. Gerek Çalışma Bakanlığımızla gerek diğer paydaşlarla bir araya gelerek bu konuda bir taslak oluştu. 2547 sayılı YÖK Kanunu'nda değişiklik öngören taslak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın riyasetinde olgunlaştırılarak Meclis'e intikal edecek. Tabii son söz yine Meclisimizde. Meclisimiz bu konuda olumlu irade gösterdiği takdirde 50/d statüsündeki araştırma görevlileri, 33/a statüsündeki kadroya intikal edebilecekler. Buradan araştırma görevlisi arkadaşlarıma Cumhurbaşkanımızın bizlere ifade ettiği bu müjdeli haberi de vermek isterim."
Sistem içinde 40 bin dolayında araştırma görevlisinin bulunduğu bilgisini paylaşan Özvar, "Araştırma görevlileri içerisinde 50/d'li yaklaşık 32 bin araştırma görevlisi var. Bunun 18-19 bini diş, tıp ve sağlık alanlarında uzmanlıklarına devam eden arkadaşlarımız. Sağlığı çıkardığımız zaman sistemde 13-14 bin civarında bir araştırma görevlisi arkadaşımız yüksek lisans ve doktora eğitimlerine devam ediyorlar. İşte bu bizim yeni düzenleme, 13-14 bin arkadaşımızı olumlu bir şekilde etkileyecek ve bu arkadaşlarımız inşallah akademik çalışmalarına daha huzurla, daha motive bir şekilde inşallah devam edecekler." şeklinde konuştu.
Araştırma görevlilerinden lisansüstü eğitimlerini en iyi şekilde tamamlayabilmelerini istediklerini vurgulayan Özvar, sonrasında doktora, doçentlik ve profesörlük için ciddi sayıda yayın yapabilmelerinin beklendiğini ifade etti.
YÖK Başkanı Erol Özvar, bu yasal düzenlemenin araştırma görevlilerinin akademik çalışmaları için iyi bir moral motivasyon kaynağı olacağına inandığını sözlerine ekledi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.