Geçen hafta düzenlediği basın toplantıda partisinin bir oldubittiyle karşı karşıya bırakılmasına itiraz ettiğini belirten Ağıralioğlu, daha sonra da milletvekilliği adaylığına başvurmadığını söyledi.
İstifa etmesinin zorunlu hale gelmesinin sebebine değinen Ağıralioğlu, "Açıklamalarımla partinin siyasi olarak mutabık kaldığı zemini gölgeler hale geldim, arkadaşlarıma ve bu siyasi iradeyi temsil eden parti yetkililerine yük haline geldim. Ben kendimi partideki arkadaşların siyasi tercihlerine, siyasi iradelerine yük olma alanından çekiyorum." diye konuştu.
"Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmayacağım" ifadesini kullandığı yüzlerce konuşması olduğunu aktaran Ağıralioğlu, kuralsız, ahlaksız, ilkesiz kazanmaktansa, doğrulukla, netlikle kaybetmeyi göze almayı yeğleyen bir siyasal dili öncelediğini vurguladı.
"İyi Parti ile olan siyasi beraberliğimi nihayete erdiriyorum"
İyi Partinin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde karşı karşıya bırakıldığı dayatmayı eleştiren Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
"İyi Parti ile olan siyasi beraberliğimi nihayete erdiriyorum. Nihayete erdirdiğim şey sadece İyi Partinin kırmızı çizgileri olarak bildiğim ve asla ihlal edilmesin diye kudret dilediğim şeylerdir, yani ben bugün İyi Partiye kem söz etmem, arkadaşlarımdır. Onlara dilediğim kudret şudur; beraber oldukları zeminde kırmızı çizgileri ihlal edilirse kırmızı çizgilerinin ihlaline mukabele edecek kadar kuvvetli olmalarıdır. Kırarak, dökerek değil zerafetle, nezaketle, terbiyeyle veda ederek siyasi mücadelemize yine devam edeceğiz."
Ağıralioğlu, kendisine verilen görevleri yaparken milleti utandırmadığını, partili arkadaşlarına yük olmadığını dile getirdi.
Geçen hafta yaptığı toplantı sonrası medya kuruluşlarında "Kemal Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için, HDP'ye de Kürtlere karşı olduğu için karşı çıkıyor." ifadelerinin yer aldığını söyleyen Ağıralioğlu, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti.
İyi Partiye teşekkür eden Ağıralioğlu, İyi Parti ile olan siyasi beraberliğinden hüzünle ayrıldığını vurguladı.
Seçimi kim kazanırsa kazansın sonuçların yüzde 75'e yüzde 25 olmasını dilediğini söyleyen Ağıralioğlu, "Çünkü bu sistemin bize yaptığı en büyük kötülük 51-49 duygusudur, bu duygu siyaseti ilkesizleştirdiği gibi, siyasi kazanma hattında 51'in aziz, 49'un canı cehenneme duygusu oluşturmaktır." dedi.
"Başka bir partiden teklif almadım"
Ağıralioğlu, konuşmalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "Partinizden sizi ikna etmeye çalışanlar oldu mu? Başka partiden teklif aldınız mı?" sorusuna Ağıralioğlu, bazı arkadaşlarının kendisine telkinlerde bulunduğunu, başka bir partiden teklif almadığını anlattı.
Ağıralioğlu, "Seçime 2 ay kala parti değiştirmenin sözün itibarına çok zarar verdiğine inanıyorum. Benim böyle bir gündemim yok." dedi.
"Ülkeyi toparlayacak olanların Türk milliyetçileri olduğuna inanıyorum"
Ağıralioğlu, parti kurup kurmayacağına yönelik bir soruya, "Türk milliyetçileri bu seçimi ilk defa değil ama son defa birbirlerinin yakasını, paçasını tutarak, çekerek geçiriyorlar. Bundan sonraki süreçte memleketini, milletini ayağa kaldırmak mecburiyetinde olan, mesuliyetinde olan, ülkeyi toparlayacak olanların Türk milliyetçileri olduğuna inanıyorum. Onun bir siyasi mesuliyet olarak bir iradeye dönüşeceğini düşünüyorum." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi cumhurbaşkanı adayını destekleyeceği sorulan Ağıralioğlu, "Ben, milletin vekiliydim artık asil oldum, millet oldum. Şimdi cumhurbaşkanı namzetlerinin bize ne vadettiklerini dinleyeceğim. Onlar içerisinde ben kime oy vermeyeceğimi söyledim. Kime oy vereceğime şimdi karar vereceğim." değerlendirmesinde bulundu.
Ağıralioğlu, 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçime ilişkin değerlendirmesi istenince, "Süreç çok dinamik bir süreç. Bu sürecin içerisinde hiç kimsenin rahat olmadığını düşünüyorum. Siyaseten bugün muhalefetin elini kuvvetlendiren şey, muhalefetin kapasitesinden çok iktidarın maharetsizliğidir. İktidar ekonomiyi bu kadar dar boğaza sokmamış olsaydı muhalefet yürüyemezdi." ifadelerini kullandı.
Ağıralioğlu, "Hükümetin rakibi muhalefet değil. Hükümetin rakibi enflasyon, doların kontrol edilemez yüksekliği, gençlerin umutsuzluğu, adaletin itimat edilecek liman haline getirilemeyişi." dedi.
"Bu vedanın üstüne 'pazarlık yapmaya geldi' gölgesi düşürmeye heves etmek nedir?"
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüşmesinin neden iptal olduğunun sorulması üzerine Ağıralioğlu, "Pazartesi günü Genel Başkan'dan randevu talep ettim. Sonrasında televizyonda bir programda bizim bu görüşmemizle ilgili kendi arkadaşlarımın bana itibar suikastı yapmaya heves ettiklerini gördüm. 'Yavuz Ağıralioğlu bir şey istemeye geliyor, kendisine verilmeyince itiraz edecek' falan gibi ucuz hevesin içine düştüklerini gördüm. Televizyondaki program moderatörüne 'Ben, Genel Başkanla vedalaşmaya gideceğim, bir pazarlığa gitmiyorum' mesaj olarak yazdım. Genel Başkan benden duysun istedim. Kıymetli bir beraberliğimiz oldu. Bize kıymetli görevler verildi." ifadelerini kullandı.
Arkadaşlarının bu hevesinden rencide olduğunu söyleyen Ağıralioğlu, "Bu vedanın üstüne 'pazarlık yapmaya geldi' gölgesi düşürmeye heves etmek nedir?" diye sordu.
Ağıralioğlu, randevuyu pazartesi günü istediğini, Akşener'in "Şu an yoğunum, bugün haber vereceğim size" diye kendisini aradığını, daha sonra çarşamba gününe randevu verildiğini söyledi.
Ağıralioğlu, "Yerini sağlamlaştırmak için herkes bana istediğini söyleyebilir. Bari arkadaşlarıma bunca zamandır yük oldum, seçim sathında arkadaşlarıma böyle bir faydam olsun." dedi.
"Türk milletinin hizmetini görme iddiası, hiçbir terör örgütünün gölgesinde kalmamalıdır"
İyi Partideki herkesin kendisi gibi düşündüğünü söyleyen Ağıralioğlu, "Ama herkes benim gibi diyemiyordur. Diyemeyenlere soracaksınız, niçin diyemiyorsunuz diye." şeklinde konuştu.
Millet İttifakı'nın hizmetine talip olduğu milletin, milletler sahnesinin en şerefli milleti olduğunu belirten Ağıralioğlu, "Türk milletinin hizmetini görme iddiası, hiçbir terör örgütünün gölgesinde kalmamalıdır." görüşünü paylaştı.
Ağıralioğlu, "İyi Parti bu hassasiyetlerine uygun davranmak zorunda olduğu bir girdaba düşmüştür. Bu girdaptan çıkmak İyi Partinin Türk milletine, devletine, MHP'den ayrılırken söylediği siyasi çerçeveye karşı borcudur." değerlendirmesinde bulundu.
"Yarın 'bire razıyız, beşe gerek yok' da dersiniz"
Altılı Masa'nın kurulma sürecini anlatan Ağıralioğlu, "Masa ilk defa müşahhas bir gündemle toplandı ve çöktü." dedi.
Ağıralioğlu, "Devlet yönetiminde de bu tür tıkanmalar, istikrarsızlık olur mu?" şeklinde haklı bir soru sordurduğunu anlatarak, "Bu tür işler, beni kararsız hale getirdiğine göre seçmeni kesin kararsız hale getiriyor." ifadelerini kullandı.
Masada "Beşe razıyız, altıya gerek yok" denilen kriz yaşandığını kaydeden Ağıralioğlu, "Beşe razıyız, altıya gerek yok' dediğinizde, yarın 'bire razıyız, beşe gerek yok' da dersiniz." dedi.
Siyasetin kendisi için bir kariyer alanı olmadığını vurgulayan Ağıralioğlu, "İyi Partinin hissesine masanın hukukunu korumak için devamlı fedakarlık düştü, o fedakarlığın kefareti de benim." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.